Reklam
Kategoriler: İç Açı

Kemal Kılıçdaroğlu “Adalet Mitingi”nde konuştu, 10 maddelik çağrı yaptı

Reklam

Adalet Yürüyüşü’nün Maltepe’de sona ermesi ile birlikte, CHP tarafından düzenlenen miting başladı. Kemal Kılıçdaroğlu miting alanına giriş yaptı ve konuşmasına başladı. Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından satır başları şu şekilde:

Sevgili yol arkadaşlarım, 15 Haziran’da başlayan yürüyüşümüzü Maltepe’de noktaladık. Ama bu bizim için bir son değil ilk adımımızdır. Herkes şunu çok iyi bilsin 9 Temmuz yeni bir adımdır, yeni bir iklimdir yeni bir tarihtir yeni bir doğuştur.

Taşkınlık yapacağımızı düşünüyorlardı. Dünyanın en barışçıl yürüyüşü ve eylemini yaptık.
Adalete susamış 80 milyona şükranlarımızı sunuyoruz.

Yürüyüş sırasında yaşamını yitiren Hasan Tatlı’ya Allah’tan rahmet diliyoruz.

Destek verenler partilere, genel başkanlara, STK’lara, sendikalara, Ergenekon Balyoz mağdurlarına, barolara, muhtarlara, mağdur ailelere, bizimle yürüyenlere teşekkür ediyoruz.

Olmayan adalet için yürüdük. Mazlumların hakkı için yürüdük. Hapisteki vekiller, tutuklu gazeteciler, Sözcü Gazetesi, tutuklu üniversite hocaları için yürüdük. Tam bir demokrasi ayıbı. İbrahim Kaboğlu gib isimler KHK’larla atıldı, yurtdışı yasağı geldi kınıyorum.

Çocuk işçiler, tarım işçileri, taşeron işçiler, orman köylüleri, hapisteki askeri öğrenciler için tek adam rejimine karşı, FETÖ’ye karşı, 20 Temmuz’a karşı yürüdük. IŞİD’e, El nusra’ya, PKK’ya karşı yürüdük. Gazi Meclise sahip çıktık. Yargı siyasete verildiği için, üniversite ve KPSS soruları çalındığı için, kadına şiddeti ortadan kaldırmak için, Mavi Marmara için, KHK ile görevlerinden atılan Nuriye ve Semih için yürüdük. İş dünyası için yürüdük, şehitler ve gaziler için yürüdük.

Özetle adalet için yürüdük. 9 Temmuz yeniden doğuşun tarihidir. Bir son değil bir iradenin ortaya konmasının başlangıcıdır.
Farklılıklarımızla yaşamak için adalet, huzur, geleceğe güven, saygın bir konum için yürüdük. Zulüm ile abad olunmaz. Zülme karşı durmak namus borcumuzdur. Peygamberler adalet için mücadele etmişlerdir. Kur’an’da adaletle hükmediniz der. Veda hutbesinin ana fikri adalettir.
Siyaset vatandaş ve ülke için yapılır, birleştirmektir kutuplaştırma değil. Kimliğe, inanca, yaşam tarzına saygı duymayan vatan hainidir.
Belli çevrelerden eleştiriler geldi. Adalet sokakta aranmaz diyorlar. Eğer ülkede yargı bağımsız değil, siyasi otoriteye göre karar veriliyorsa, TBMM dumura uğratılmışsa, basın susturulmuş veya teslim alınmışsa adalet aramak için tek yer sokaktır.
15 Temmuz ile ilgili: Bir halkın 15 Temmuz’u var, bir de sarayın 15 Temmuz’u. Halk darbeyi önledi. 249 şehidimiz, binlerce gazimiz var. Halkın 15 Temmuz’u bizim onurumuz, gururumuzdur. Saray sokağın 15 Temmuzu’ndan yararlanıp 20 Temmuz’da darbe yaptı. Sonuna kadar karşıyız ve direneceğiz.
Bir kişinin suçlu olup olmadığına sanayici, esnaf, siyasetçi karar vermez ancak hakim karar verir. Ergenekon’un savcısıydı şimdi hakim oldu. Senin adaletin cezaların bizi yıldıramaz. Kim olursan ol adaleti bu ülkeye getireceğim.
Hakim saraya bakıyor aldığı talimatla karar veriyor. Hakimin önünde düğme yoktur. Kimsenin önünde ayağa kalkmaz ön iliklemez. Savcılara ve hakimlara sesleniyorum adaletin hakknı korumak benim kadar sizin de hakkınız ve görevinizdir. Dik durun delilsiz insanları mahkum etmeyin. Saraydan gelen talimatları elinizin tersiyle itin.
FETÖ darbe girişiminin siyaset ayağı ortaya çıksın diye yürüyoruz. Sivil darbeden sonra savcılardan dosyalar alındı, başka yerlere sürüldüler. Üstünü örtmeye kalkanlar gerçek darbecilerdir. Sivil darbe darbenin ayrıntılarını öğrenmeyelim dite uğraşıyor. FETÖ iddianameleri önce Adalet Bakanlığı’na gidiyor ondan sonra savcıya gidiyor. Herşey iktidarın kontrolü altında.
Anayasa Mahkemesi Başkanı’na sesleniyorum. Onurlu durun namuslu durun. Milletvekili yargılanabilir ama tutuklanamaz demiştiniz. Neden karar vermiyorsunuz? Neden sarayı korkuturuz diye ürküyorsunuz? Üyeler, adaletli olmanız size güç katar. Olmayacaksanız o koltukları boşaltın.
Ne kazandık? Korku gömleğini çıkardık. Cesur olacağız. Korkuya teslim olmak kültürümüzde yok. Yalnız olmadığımızı gördük ve duyurduk. Adaletli bir türkiye kuracağımızı gördük ve duyurduk. Artık hepimiz umutluyuz. Umut bulaşıcıdır. Herkes umut tohumlarını yeniden eksin.
Ne istiyoruz?
OHAL kalksın, Türkiye normalleşsin istiyoruz. Adliyeye, kışlaya, camiye, siyaset girmesin yargı sopa olmasın bağımsız olsun. Hapiste gazetecileri olmayan bir Türkiye isiyoruz. Özgür medya istiyoruz.
Üniversiteleri susmuş değil konuşan bir Türkiye, düşünceyi açıklama özgürlüğü istiyoruz.
Vekillerin hapiste değil Meclis’te olmalarını. FETÖ ile mücadelenin göstermelik değil gerçekten yapılmasını, siyasi ayağının ortaya çıkmasını istiyoruz.
Tek adam rejimi değil parlamenter sistem istiyoruz. TBMM’nin gasp edilen yetkilerinin iade edilmesini istiyoruz. Kadın erkek eşitliği, şiddetin engellenmesini istiyoruz. Gençlere saygı ve onların potansiyel suçlu olarak gösterilmemesini istiyoruz.
Toplumsal barışı bozan tüm anti demokratik uygulamaların sonlandırılmasını istiyoruz. Cennet gibi ülkeyi cehenneme çevirmeye kimin hakkı var?
10 maddelik adalet çağrısı
Biz, 15 Haziran’dan bu yana yürüyen on binler, bugün İstanbul Maltepe’de bir araya gelen yüz binler, milyonlar olarak tüm Türkiye’ye ve dünyaya sesleniyoruz.
Biz, sadece ve sadece adalet istiyoruz. Sadece burada bir araya gelenler için değil, sadece bizleri destekleyenler için değil, herkes için adalet istiyoruz.
Biz, 25 gündür, on binlerce ağızdan hep birlikte haykırdığımız ‘Hak, Hukuk, Adalet’ talebimizin çok geç olmadan karşılanmasını istiyoruz.
Biz, siyasete ve toplumsal yaşama Adalet Yürüyüşümüzün gösterdiği barışçıllığın hakim olmasını istiyoruz.
Adalet bir haktır. Adalet hakkımızdır. Biz hakkımızı istiyoruz.
Adalet mülkün temelidir. Günümüz Türkiye’sinde mülkün temeli ne yazık ki sallanmaktadır. Gün, temelinde adalet olan yeni bir toplumsal sözleşme yapma günüdür.
İşte bu anlayışla bir araya gelen milyonlar olarak Türkiye’nin özellikle son bir yılda içine sokulduğu duruma dair tespitlerimiz ve en acil şekilde yerine getirilmesi gerekenlere ilişkin çağrımız şudur:
1. 15 Temmuz darbe girişimini bir kez daha açık ve kesin bir dille lanetliyoruz. 15 Temmuz gecesi TBMM’nin kararlı, onurlu duruşu ve halkımızın sokağa çıkarak FETÖ darbe girişimine karşı direnmesi ülkemizin anayasal ve demokratik kazanımı olmuştur. Biz buna sokağın/halkın 15 Temmuzu diyoruz. Ancak bu darbe girişiminin siyasi ayağının ortaya çıkarılması iktidar tarafından bilinçli olarak engellenmektedir. 249 şehidimizin aziz hatırası ve 2301 gazimiz için Fetullah Gülen Terör Örgütünün siyasi ayağı ortaya çıkarılmalı ve gerçek darbecilerden hesap sorulmalıdır.
2. İktidar tarafından 15 Temmuz darbe girişimi fırsat bilinerek, 20 Temmuz darbesi yapılmıştır. 20 Temmuz’da OHAL ilan edilmiş ve TBMM’nin yetkileri gasp edilmiştir. Biz buna Sarayın 15 Temmuzu diyoruz. Bir sivil darbeye dönüşen OHAL uygulamaları yasama, yargı ve yürütme gücünü tek kişide toplamıştır. OHAL derhal kaldırılmalı ve hukuk düzeni evrensel ilkelere uygun olarak yeniden tesis edilmelidir.
3. Yargıyı siyasetin emrine vermek demokrasiye ihanettir. Dolayısıyla demokrasinin, can ve mal güvenliğinin vazgeçilmez kuralı olan yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı sağlanmalıdır. Adil yargılanma hakkı eksiksiz bir şekilde uygulanmalıdır. “Kolektif suç” gibi insan haklarına aykırı uygulamalardan vazgeçilmelidir.
4. Bugün, OHAL uygulamalarıyla mağdurların yargıya erişim ve sosyal güvenlik hakları ellerinden alınmıştır. OHAL mağdurları adeta “sivil ölüme” terkedilmiştir. Mağdurların yargıya erişim ve sosyal güvenlik haklarını kısıtlayan tüm uygulamalara hukuk devletinin gereği olarak son verilmelidir.
5. 20 Temmuz sivil darbesinden sonra, 15 Temmuz darbe girişimiyle veya onun arkasındaki örgütle hiçbir ilişkisi bulunmayan, ama sırf Hükümete muhalif görüldüğü için bütün haklarından yoksun kılınan akademisyenler ve diğer kamu görevlileri görevlerine iade edilmelidir. Anayasa Mahkemesinin içtihatları dikkate alınarak, tutuklu milletvekilleri derhal serbest bırakılmalıdır.
6. 150’nin üzerinde gazetecinin hapiste olduğu bir ülkede demokrasiden söz edilemez. Sadece mesleklerini yaptıkları için tutuklanan gazeteciler derhal serbest bırakılmalı, medya üzerindeki tüm baskılara son verilmelidir. Düşünceyi ifade özgürlüğünün önündeki tüm engeller kaldırılmalıdır.
7. OHAL koşullarında, serbest tartışmanın yapılamadığı bir ortamda ve üstelik “devletin bütün imkânları seferber edilerek” gerçekleştirilen Anayasa değişikliği gayrimeşrudur. Toplumun ihtiyaçlarını karşılamayı amaçlayan anayasa yerine, bir kişinin beklentilerine yanıt veren bir Anayasa değişikliği Yüksek Seçim Kurulu’nun yasadışı kararıyla yürürlüğe konulmuştur. Bu bir “mühürsüz seçimdir.” Türkiye gayrimeşru bir anayasa ile yönetilemez, yönetilmemelidir.
8. Demokratik parlamenter sistem üzerindeki her türlü vesayet kaldırılmalıdır. Din ve vicdan özgürlüğünün güvencesi olan, insan haklarına dayalı demokratik, laik, sosyal hukuk devleti güçlendirilmeli, liyakat esası kamuda göreve başlama ve yükselmede esas alınmalıdır. Eğitimde laiklik ilkesinin aşındırılmasına son verilmeli ve toplumsal adaletsizliği yeniden üreten eğitim politikaları değiştirilmelidir.
9. Sadece hukuk alanında değil, toplumsal yaşamın bütün alanlarında yaygın bir adaletsiz düzen devam etmektedir. İşsizlik, yoksulluk, insanca yaşam ücretinden yoksunluk, örgütsüzlük, ayrımcılık, yaygın şiddet, terör gibi çok geniş bir yelpazede yaşanan toplumsal adaletsizliklerin giderilmesi için ortak irade geliştirilmelidir. Toplumsal barışımızı bozan tüm antidemokratik uygulamalara eşit yurttaşlık temelinde son verilmelidir. Toplumsal adaletsizliğin en vahim görünümlerden biri olan kadınlara karşı ayrımcılığın önüne geçilmeli, kadınların özgürlük alanları korunmalı, kadın hakları toplumsal hayatın her alanında uygulanmalıdır.
10. Son zamanlarda uygulanan saldırgan dış politika ülkemizin içindeki adaletsizlikleri de kökleştiren bir kısırdöngü yaratmıştır. Adalet sadece iç politikaya ve toplumsal yaşama değil uluslararası ilişkilere de hâkim olmalıdır. Türkiye coğrafyasındaki tüm halklara, tüm kimliklere kardeşçe, adilane yaklaşan, barışçıl ve uluslararası hukuka saygılı bir dış politikaya dönüş yapmalıdır. Türkiye yüzünü insan haklarına, hukuk devletine, adalete önem veren milletler ailesine çevirmelidir.
Hukuka ve Anayasaya saygı, adaleti sağlamanın ilk koşuludur. Hukuk güvenliğinin olmadığı ve adaletin gerçekleşmediği bir toplumda, kamu düzeni ve toplumsal barış sağlanamaz. Adaletsiz toplum ise, insan haysiyetinin zedelendiği bir toplumdur.
Bu “Adalet Çağrısı”; adaletin, insan haysiyetine saygının ve toplumsal barışın temeli olduğu inancıyla hazırlanmıştır.
Bu mücadele bizim mücadelemiz. Ve biz Türkiye’yiz. Adalet isteyen, barış isteyen, demokrasi, eşitlik, özgürlük ve kardeşlik isteyen Türkiye’yiz. Biz dünyadan kopmak değil, dünya ile barış içinde kardeşçe yaşamak isteyen Türkiye’yiz. Biz kavga değil huzur isteyen Türkiye’yiz. Biz halkız. Bu yol bizim yolumuz, bu meydanlar bizim meydanımız. Bu memleket bizim memleketimiz.
Korku duvarlarını yıkacağız
Bu mücadele adalet mücadelesi… Bu yürüyüş bizim yürüyüşümüz. Bu çağrıdaki tüm taleplerimiz karşılanıncaya kadar durmayacağız. Bu yürüyüş artık başladı. Korku duvarlarını yıkacağız. Adalet yürüyüşümüzün bu son günü yeni bir başlangıçtır… Yeni bir ilk adımdır.
Bu bağlamda Yasama/yürütme ve yargı erklerini kullanan bütün yetkililere bu uyarılarımızı iletirken, siyasal partileri, toplumun farklı kesimlerini, sivil toplum örgütlerini ve bütün yurttaşları, bildirinin hedeflerini sahiplenmeye ve hayata geçirmek için mücadeleye çağırıyoruz.
Şimdi bu çağrıyı Maltepe meydanında onaya sunuyorum. Kabul edenler el kaldırsın. Yeniden doğuyoruz, ülke için doğuyoruz. Bayrağımız, vatanımız için doğuyoruz. Kimsenin yaşam tarzına müdahale etmeden yürüyeceğiz. Hepinize şükran borçluyum.
Hiç kimse unutmasın, her Firavun’un Musa’sı vardır. Musa buradadır. Çünkü biz adalet istiyoruz. Adaletsizliğe, zulme karşı olacağız. Zulmün karşısında susan dilsiz şeytandır.
Şeytan olmayacak bu ülkede. Hepinizi dostça kucaklıyorum.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Ankara’dan İstanbul’a başlattığı “Adalet Yürüyüşü”nün bugün son etabının ardından düzenlenecek “Adalet Buluşması” için gelenler Maltepe’deki miting alanını doldurmaya başladı.

Miting alanına girenlerin ağırlıklı olarak Türk bayrakları, “Adalet” yazılı pankart, flama ve Atatürk posterleri taşıdıkları görülüyor. Alana, deniz yolu dahil 4 farklı arama noktasından giriş yapılıyor. Alandan yükselen müzikle halay çekenler, gölgede bir yer bulup mitingin başlama saatini bekleyenler var.

80 metre uzunluğunda sahne

Kemal Kılıçdaroğlu’nun konuşmasını, 80 metre genişliğinde ve 20 metre derinliğinde olan bir sahneden yapacak. Sahnenin arkasında “Adalet” yazısı olan büyük bir pankart asıldı. Kürsünün bulunduğu platformun bir tarafında büyük bir Türk bayrağı diğer tarafından ise Atatürk’ün resmi bulunuyor.

680 gazeteci akredite edildi

Mitingi yerli ve yabancı olmak üzere çok sayıda basın mensubu takip ederken, CHP basın bürosundan alınan bilgiye göre miting için 680 basın mensubunun akreditasyon yaptığı öğrenildi. Ayrıca basın mensupları, sahnenin hemen sağ tarafına kurulan büyük bir platformdan takip edebilecek.

Kılıçdaroğlu’nun yapacağı yaklaşık 3 kilometrelik yürüyüşün ardından mitingin saat 18.00’de başlaması planlanıyor.

Kani Beko: Türkiye’de yaşayan 80 milyona yakın insan adalet bekliyor

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu üyesi bir grup Adalet Mitingi’ne katılmak üzere Maltepe Miting alanına geldi. ‘Herkes için adalet’ pankartı taşıyan grup sloganlara atarak turnikelerden geçti.

DİSK Genel Başkanı Kani Beko, giriş öncesi bir açıklama yaptı. Beko, “DİSK’e bağlı sendikalarla Adalet Mitingi’ne geldik. Türkiye’de yaşayan 80 milyona yakın insan adalet bekliyor. Dilerim bugün milyonlarca burada adalet taleplerini dile getirirler. Cezaevinde 161 gazeteci 11′ e yakın milletvekilimiz var. Kanun Hükmünde Kararnamelerle işten atılan memur kardeşlerimiz var. 81 belediyede kayyum var. Ben burasının adalet arayan insanlara umut olur düşüncesindeyim” ifadelerini kullandı.

Bu haber en son değiştirildi 11 Temmuz 2017 00:17 00:17

Reklam

Önceki Haberler

Ayhan Bora Kaplan soruşturmasında yeni gelişme: Komiser gözaltına alındı

Ayhan Bora Kaplan soruşturmasında Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü'nde görevli komiser G.K. gözaltına alındı, şüpheli…

21 Mayıs 2024 23:50

Sanayi sitesinde toprak kayması: 2 işçi toprak altında kaldı

İtfaiye ekipleri tarafından kurtarılan 2 işçi hastaneye kaldırıldı.

21 Mayıs 2024 20:45

Ayhan Bora Kaplan davası: Tutuklu emniyet görevlilerinin dinlenilmesi talepleri reddedildi

20'si tutuklu 61 sanığın yargılandığı Ayhan Bora Kaplan suç örgütüne ilişkin davada mahkeme, operasyonları yapan…

21 Mayıs 2024 16:43

Hazine, 46,3 milyar lira borçlandı

Hazine ve Maliye Bakanlığı, bugün düzenlenene 2 ihalede 46,3 milyar lira borçlandı.

21 Mayıs 2024 16:39

Haklarını arayan inşaat işçileri jandarmanın müdahalesi sonrasında köprü üzerinde intihara kalkıştı

Aylardır biriken ücretlerini almak için mücadele eden İYİ-SEN üyesi inşaat işçileri, jandarmanın engellemeleri sonrası henüz…

21 Mayıs 2024 15:59

Beşar Esad’ın eşi Esma Esad’a lösemi teşhisi konuldu

Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ın eşi Esma Esad'a lösemi teşhisi konulduğu açıklandı. Yapılan açıklamada, Esad'ın…

21 Mayıs 2024 15:12
Reklam