106 gündür direnen Flormar işçilerine valilikten yasak
Sendikalı oldukları gerekçesiyle işten çıkarılan ve 106 gündür fabrika önünde direnişte olan işçilerin ses aracından anons ve müzik yayını yapılması yasaklandı.
Sendikalı oldukları gerekçesiyle işten çıkarılan ve 106 gündür fabrika önünde direnişte olan Flormar işçilerinin ses aracından anons ve müzik yayını yapılması yasaklandı.
Evrensel’in aktardığına göre, Petrol-İş Gebze Şube Başkan Yardımcısı Şivan Kırmızıçiçek yasağa tepki göstererek “Söz konusu işçilerin hak ve menfaatleri olunca, işverenlere kol kanat geren devlet yetkilileri, sermayenin her türlü talebini direktifmiş gibi yerine getiriyor” dedi. Geri adım atmayacaklarını belirten Kırmızıçiçek, dayanışma çağrısında bulundu.
Yasak kararının önceki gün kendilerine iletildiğini dile getiren Şivan Kırmızıçiçek şunları söyledi:
Polis ‘müzik çalınmayacak’ dedi. Nedenini sorduğumuz da ise ‘Valilik kararı’ yanıtını aldık. Karara ilişkin hiçbir belgede göstermediler. Daha önce yüksek sesle müzik dinleniyor şikayetleri üzerine biz sesin çok yüksek olmamasına zaten dikkat ediyorduk. Ancak işçiler yemek ve çay molalarına çıktığında onlara seslenmek için ses aracını kullanıyoruz. Düne kadar izin veriyorlardı. Sürekli çalınmamasını istiyorlardı sadece. Biz de bir denge sağlamıştık. Ancak ne olduysa pazartesi gelip ‘Hiç çalmayacaksınız’ dediler. Yasağı dinlemedik ve çay saati geldiğinde ses aracını çekip müziği açtık. Bunun üzerine polisler gelip ‘Arabayı bağlarız. Artık araç da buraya girmeyecek. Valiliğin talimatı bu yönde’ diyerek yine engellemeye çalıştılar. Dün sabah da yine gelip ‘Ses aracı neden geldi. Müzik çalınmayacak’ dediler.
“Devletin valisi mi, devletin polisi mi yoksa işverenin ki mi”
Kırmızıçiçecek sözlerine şöyle devam etti:
İşveren bir şey istiyor, ‘Tak hemen gelip ‘şikayet var’ deyip, ‘Bunu yapmayacaksın’ diyorlar. 3 aydır yaptığımız şeyler bir sorun yaratmazken. İşverenin en ufak şikayeti direktif gibi algılanarak yaptığımız şeyler engellenmeye çalışılıyor. Devletin valisi mi, devletin polisi mi yoksa işverenin ki mi, ben anlamadım. Patron devlet kurumlarından cesaret alıyor. Daha önce ufak tefek girişimler vardı, sinyaller alıyorduk görüşmelerle ilgili. Ama devlet bürokrasisi de safını belli edince şimdi adamlar iyicene katılaşmaya başladı. Şimdi hiçbir şeye tahammül etmiyorlar. Tutumlarını daha da sertleştirdiler.
“Sonuna kadar mücadelemizi sürdüreceğiz.”
Mücadeleden geri adım atmayacaklarını belirten Kırmızıçiçek, “İsterse tüm devleti arkasına alsın biz mücadelemizden asla vazgeçmeyeceğiz, sonuna kadar mücadelemizi sürdüreceğiz. Biz kesinlikle geri adım atmayacağız. Burada 127 tane arkadaşımız var anayasal hakkını kullandığı için işinden, ekmeğinden olmuş. Devlet yetkililerinden hiçbiri bundan rahatsız olmuyor. İşçiler, yasaların uygulanması, işçilerin geri alınması, tazminatlarının geri ödenmesi, sendikal haklarının tanınması noktasında demokratik tepkilerini ortaya koyuyorlar. Ama bundan rahatsız oluyorlar. Burada ciddi bir adaletsizlik var” dedi.
“Bize dönük ciddi bir saldırı var, dayanışmayı büyütmemiz gerek”
“Biz de burada yalnızız” diyen Kırmızıçiçek, kamuoyuna destek çağrısında bulundu:
İşçiler ve sendikalar, emekten yana siyasi partiler ve örgütler var. Karşı cephede böyle bir örgütlülük ve dayanışma var karşımızda. Aynı şekilde bizim cephemizin de iyi örgütlenmesi lazım. dayanışmanın daha da büyütülmesi lazım. bu aralar biraz yalnız bırakıldık. Bu da işçilerde moral bozukluğuna yol açıyor. Bu kadar sendikalar var, işçiler var, sivil toplum örgütleri var, siyasi partiler var… İşçiler tarafından ‘Neden gelip gitmiyorlar, neden yanımızda değiller?’ türünden sitemleri var. Bir şeyler var ama yetersiz kalıyor. Seçim dönemi burası çok hareketliydi. Siyasi partiler geliyordu, dernekler geliyordu. Bir de o zaman baskı olmamasına rağmen sahiplenme vardı. Ama şimdi bize dönük ciddi bir saldırı var, baskı var ama bu baskıları püskürtmek adına buradaki birlikteliği dayanışmayı büyütmemiz gerekiyor. Ancak dayanışma giderek zayıflıyor gibi bir durum var.