16 yaşındaki lise öğrencisini öldüren polise 15 yıl hapis
İstinaf mahkemesi, 16 yaşındaki lise öğrencisi Ömer Barış Topkara’nın ölümüne neden olan polis memuru H.D.S.’ye verilen cezayı az bularak bozdu
İstinaf mahkemesi, Esenyurt’ta 14 ay önce silahından çıkan kurşunla 16 yaşındaki lise öğrencisi Ömer Barış Topkara’nın ölümüne neden olduğu gerekçesiyle 11 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırılan polis memuru H.D.S.’ye verilen cezayı az bularak bozdu. Yeniden yaptığı yargılamada ‘haksız tahrik’ maddesince uygulanan indirimin asgari hadden yapılması gerektiğini vurgulayan mahkeme, sanık H.D.S.’yi ‘Haksız tahrik altında çocuğu olası kastla öldürme’ suçundan 15 yıl hapis cezasına çarptırdı. Baba Seyfettin Topkara, “Gönlümüz şimdi biraz ferahladı, adalet yerini buluyor” dedi.
‘Asgari düzeyde indirim yapılmalı’
Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Mahkemesi’de görülen duruşmada tutuklu sanık polis memuru H.D.S. ve taraf avukatları hazır bulundu. Öte yandan vefat eden Ömer Barış Topkara’nın babası Seyfettin Topkara ve kardeşi Neslihan Aydın da duruşmaya “şikayetçi” sıfatıyla katıldı.
Şikayeçilerin avukatı Fatih Köse, “Müsnet suçun sanık tarafından kendisine verilen devlete ait silahla işlediği anlaşılmaktadır. Bu nedenle TCK’nın 266. Maddesi’nin de uygulanması gerekir. Ayrıca sanık lehine tahrik oluşturacak herhangi bir haksız hareket mevcut değildir. Bu nedenle sanık hakkında TCK’nın 266 (Kamu görevine ait araç ve gereçleri suçta kullanma) maddesinin uygulanması suretiyle kasten çocuğu öldürme suçundan cezalandırılmasını istiyoruz” dedi. Topkara ailesi de şikayetlerinin devam ettiğini belirterek, sanığın cezalandırılmasını talep etti.
Savcı Ahmet Çetin de mütalaasında, “Sanığın Polis Vaziyet Selahiyetleri Kanunu’na göre silah kullanma yetkisi bulunmakla birlikte maktulün yakalandığı anda bu yetkisinin bulunmadığı, elinde silah olduğu halde kaçmasına sinirlendiği maktulün omzuna vurarak, vurmanın etkisiyle silahın patlayacağını öngörmesine rağmen eyleme devam ettiğinden TCK’nın 21/2 maddesinde düzenlenen olası kastla hareket ettiği gözetilmesi gerekmektedir. Maktulün bir süre kaçıp durması, sanık lehine tahrik hükümlerini uygulamasını gerektiriyor ise de tahrikin oluştuğu boyut dikkate alındığında indirim oranının asgari düzeyde yapılması gerekmektedir” dedi. Savcı Çetin, mütalaasında Bakırköy 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nce verilen kararın kaldırılarak sanığın ‘haksız tahrik altında olası kasıtla çocuğu öldürme’ suçundan 18 yıldan 24 yıla kadar hapis cezalandırılmasını talep etti.
‘Görevimi yaptım’
“Sanık ile mağdurlar arasında öldürmeyi gerektirir bir husumet yoktur” diyen sanık avukatı Mustafa Yücel ise ‘dikkatsizlik ve tedbirsizlik neticesi ölüme sebebiyet’ kapsamında hüküm kurulmasını talep etti. Sanık H.D.S. ise “Olayda kastım yoktur. Öldürmek için hareket etmedim. Görevimi yaptım. Olay tamamen kazadır. Bu olay nedeniyle çok üzgünüm” dedi.
Önce müebbet hapis cezası verildi
Bölge Adliye Mahkemesi 1.Ceza Dairesi, maktulden kaynaklanan ve haksız tahrik oluşturan eylemin hafif tahrik kapsamında kaldığı ve cezadan asgari hadden indirim gerektiğini belirtti. Yerel mahkemenin yaptığı indirimin usul ve yasaya uygun bulunmadığını kaydeden 1. Ceza Dairesi, şikayetçi Topkara ailesinin vekillerinin istinaf taleplerinin kabulüne karar verildiğini belirtti.
Sanık H.D.S.’nin çocuğu ya da beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan bir kişiyi kasten öldürdüğünün sabit görüldüğünü belirten 1.Ceza Dairesi, sanık H.D.S.’yi önce ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırdı. Eylem olası kastla işlendiğinden cezayı müebbete indiren 1.Ceza Dairesi, haksız tahrik gerekçesiyle 15 yıla hükmetti.
Kararı değerlendiren baba Seyfettin Topkara şunları söyledi: “Gönlümüz şimdi biraz ferahladı, adalet yerini buluyor. Tabi bizim çocuğumuz geri gelmez. Onlar çocuklarını haftada bir görüyorlar, ona sarılıp kokluyorlar. Biz ne yapıyoruz? Toprağını sevip okşuyoruz. 5-10 sene sonra çıkacak, evlenecek belki, çocukları olacak. Peki bizim hayalimiz nerede? Neden öfke ile vurdun, neden silahla kafasına vurmaya çalıştın? Vicdanen uyuyabiliyor musun? 15 yaşındaki bir çocuğa mı gücün yetebildi bunu sormak istiyorum.”
Ne olmuştu?
İddianameye göre olay şöyle olmuştu: 16 Şubat 2017 tarihinde Ömer Barış Topkara ile arkadaşı hırsızlık yaptı. Kolluk kuvvetleri tarafından olay mahallinden alınan Topkara ve arkadaşı ardından darp-adli raporu almak üzere Esenyurt Devlet Hastanesi’ne götürüldü. Elleri birbirine kelepçelenmiş çocuklar kaçmaya başladı ve çocukları takip eden polis memuru H.D.S. hastane kapısında havaya doğru bir el ateş etti. Söz konusu kovalamaca yaklaşık 150 metre sürdü. Eylemin gerçekleşmiş olduğu yere vardıklarında çocuklar teslim olmak üzere durdu, ancak buna rağmen polis memuru H.D.S., kendisine karşı teslim olma iradesini sunan Topkara’nın omuz hizasına doğru silah elinde olacak vaziyette vurdu. Vurduğu esnada silah ateş aldı ve Topkara olay yerinde hayatını kaybetti.