'7 Haziran' kabusu yandaşa neler yazdırdı?
Sabah gazetesi yazarı Dilek Güngör, 24 Haziran seçimlerine ilişkin 7 Haziran göndermesiyle tuhaf bir yazı kaleme aldı.
Bugüne kadar gündelik yaşamda halkın gerek devlet gerekse özel sektör eliyle soyup soğana çevrildiği uygulamalara ilişkin tek satır yazmayan yandaşlar, erken seçim sürecine girilince ‘sokaklara inip’ yaşanan sorunları gündeme getirmeye başladı. Ancak elbette bu da ‘AKP’ye karşı komplo’ senaryosu yazmak için oldu.
Kısa bir süre önce Star yazarı Resul Kurt’un aynı amaçla yazdığı yazının yeni örneği AKP yayını Sabah gazetesinin yazarı Dilek Güngör’den geldi.
Güngör, kamu hizmetlerinde aksayan işlemlerden yüksek gelen faturalara, artan trafik cezalarından verimli çalışmayan HGS sistemine kadar bir çok başlıkta vatandaşın mağdur edilmesini köşesine taşıyıp 24 Haziran öncesi devlet içindeki ‘muhalif’ kadroların iktidarla vatandaşın arasını bozmaya çalıştığını öne sürdü.
Yaşananları AKP’nin iktidar çoğunluğunu sağlayamadığı 7 Haziran 2015 seçimleri öncesine benzeten yazar, yeni sistemle ‘vesayetçi zihniyet’ olarak nitelediği bu kadrolardan da kurtulunacağını umduğunu söyledi.
Güngör’ün “7 Haziran tuzağı mı kuruluyor?” başlıklı yazısındaki ilgili bölüm şöyle:
Ölmüş kişilere vergi cezaları çıkarılıyor.
“Geçmişe dönük su ve elektrik borcu yollanıyor. Hızlı Geçiş Sistemi seçim arifesinde ne hikmetse randımanlı çalışmıyor. Çift tahsilatlarla vatandaş bunaltılıyor. Aynı gün içinde Emniyet’ten 3 trafik cezası faturası alan var. Belediyeler “yeşil alana saygısızlık” diyerek ceza kesiyor. Doğu ve Güneydoğu Anadolu’daki çiftçiler tam da bu dönemde (!) elektrik şirketlerinin yüksek meblağlı faturalarıyla karşı karşıya bırakılıyor. Akaryakıt istasyonlarına uyduruk sebeplerle cezalar veriliyor. Karayolları 1. Bölge Müdürlüğü’nde son üç ayda kamyonlara kesilen cezalarda art niyetli olduğu açıkça belli olan artışlar var. Mesela, şubatta ceza sayısı 315, tutarı 577 bin 710 TL’ymiş. Erken seçim kararı alındıktan sonra nisan ayında ceza sayısı 1.046’ya, tutarı da 2 milyon TL’ye çıkmış.
Bütün bunları nasıl algılamamız lazım?
Belli ki, devletin içindeki -ister kripto FETÖ’cü olsun, ister Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan muhalifi olsun- bürokrat kesimi elindeki gücü kritik zamanlarda iktidar ile vatandaşın arasını bozmak için kullanıyor. O yüzden’milli ve yerli bürokrasi’ mücadelesini çok önemsiyorum. Umuyorum, yeni sistemle birlikte Türkiye, bu devlet kılığında vatandaşa zulmeden ve iktidarın kendisine verdiği gücü kötüye kullanan vesayetçi zihniyeti ortadan kaldırır.”