Adnan Oktar'dan mektup: Nurcular, Süleymancılar, biz suç örgütü değiliz, dost grubuyuz
Adnan Oktar tutuklu bulunduğu Edirne Cezaevi'nden gönderdiği mektupta kendisine iftira atıldığını iddia etti.
Adnan Oktar tutuklu bulunduğu Edirne Cezaevi’nden gönderdiği mektupta kendisine iftira atıldığını iddia ederek Nakşibendiler, Kadiriler, Rufailer, Nurcular, Süleymancılar, bizler hiçbirimiz örgüt değiliz, suç örgütü hiç değiliz. Sivil toplum kuruluşuyuz arkadaş, dost grubuyuz.” dedi.
Adnan Oktar, Odatv’ye gönderdiği mektubunda hakkındaki suçlamalara ilişkin açıklamada bulundu. Odatv’nin Oktar’ın abisine ilişkin haberine yanıt vermek istediğini ifade eden Oktar hakkındaki diğer suçlamalara da değindi.
İddiaların aksine herhangi bir mal varlığının olmadığını savunan Oktar, yabancı gazetecilere verdiği bilgiler nedeniyle ‘casusluk’ suçlaması yapılmasına da “Tayyip Hocamızı övdüm” diyerek yanıt verdi.
Oktar’ın mektubunun tamamı şöyle:
“Abimle ilgili haberinizi düzeltmek istiyorum. Abimin açıklamaları, kendi hadis araştırmacılarıdır, kendi kanaatidir.
Benimle ilgili basında çıkan yanlış haberleri bana yazarsanız size doğrusunu atabilirim. Basında çıkan Antik Tevrat haberi doğru değildir. Bir Musevi dostumun emanet bıraktığı bir Tevrat’tır ve antik değildir. 60 yıllık bir el yazması Tevrat. Musevi dostum bir uğradığında geri iade şartıyla incelemek üzere emaneten alınmıştır.
Para kasam olarak tanıtılan kişi, fakir maddi durumu yerinde olmayan, seyyar satıcılıkla geçinen bir kardeşimiz. Arkadaşları tutuklanınca onlara şefkatinden, 200-300 TL para göndermiş (yakın tanıdıklarına) ilaç ve yemek parası olarak kullanmaları amacıyla.
Kimsenin avukatına, ailesine bir sözü müdahalesi olmamıştır.
Oda Tv’nin iyi yönü cesareti ve samimiyeti. Tabi her şeyi iyi anlamında söylemiyorum.
Benim mal varlığım yok. Ev, araba, bankada para vs. Yani hiçbir şeyim yok.
Nakşibendiler, Kadiriler, Rufailer, Nurcular, Süleymancılar, bizler hiçbirimiz örgüt değiliz, suç örgütü hiç değiliz. Sivil toplum kuruluşuyuz arkadaş, dost grubuyuz.
Bizim arkadaşlarımızdan suç işleyen yok alınmış bir mahkeme kararı, Yargıtay kararı yok. Suç olmayınca suç örgütü de olmaz.
Küçük kızlara taciz bütün iddiaların geçersiz olduğunu anlayınca son anda, biz gözaltında iken getirilen genç kızlara bu iftiralar söyletilmiştir. İfadelerin hemen hepsi, birbirini aynı üslup ve jargonla oluşturulmuş. Ben hiçbir zaman yaşı küçük bir kızla velisi olmadan görüşmem bu kökten imkansız bir şey. Bu prensibimi, yüzlerce kişi bilir.
Binin üzerinde yabancı gazeteci ile röportaj yaptım. Bunlardan birkaçı Türkiye aleyhinde konuşmuş. Ben, bu kişilere Türkiye’yi, hükümeti, Tayyip Hocamızı övdüm. Beni bu kısmı ilgilendirir. Adamların bütün hayatına kefil olamam bu mümkün değil. Fakat buna rağmen bu adamlarla bir şekilde tanışmış olmamı suç unsuru ‘casusluk’ faaliyeti olarak düşünüp ‘tutuklama’ çıkardılar.”