AKP su kaynaklarını da satıyor!

Meclis’te görüşülen tasarıya göre, yaklaşık 1.5 milyon çiftçinin tarlasını sulamada kullandığı devlete ait su kaynakları özel sektöre devredilecek.

AKP su kaynaklarını da satıyor!

Patronların partisi olması nedeniyle kamuya ait tüm kaynakları sermayeye peşkeş çekmekle görevli olan AKP, yaylaları ve ormandaki dikili ağaçları satışa çıkardıktan sonra, şimdi de çiftçinin tarlasında kullandığı sulama suyunu özelleştiriyor.

TBMM Tarım Orman ve Köyişleri Komisyonunda görüşmeleri devam eden Devlet Su İşleri (DSİ) Genel Müdürlüğünün teşkilat ve görevleri hakkındaki tasarının 6 ve 8’inci maddelerine göre, bir veya birden çok havzadaki su kaynakları, su kullanım izni verilmek suretiyle DSİ tarafından gerçek ve tüzel kişilere (şirketlere) tahsis edilebilecek. İşletmesi şirketlere devredilen sulama tesislerinde, suyun ücreti ve faturalama dönemi sözleşmelerle belirlenecek. Su faturaları zamanında ödenmediği takdirde, şirketler suyu kullanan çiftçileri icraya verebileceği gibi iflaslarını da isteyebilecek. DSİ isterse sulama tesislerini hizmet alımı veya işletme hakkı devri yöntemiyle tıpkı elektrik dağıtımının özelleştirilmesinde olduğu gibi şirketlere devredebilecek.

CHP İstanbul Milletvekili Gülay Yedekci ise Komisyon’un gündeminde olan su kaynaklarının özelleştirilmesine karşı açıklama yaparak, “Sularımızın özelleştirilmek istenmesiyle emperyalist güçlere hizmet mi edilmektedir?” diye sordu.

Yedekçi’nin açıklaması şöyle:

“HANGİ PLANA HİZMET EDİYOR?”

Uzman görüşlerine göre, ülkemizi de etkileyen Küresel Isınma nedeniyle gelecek yıllarda dünyamızda su savaşlarına dahi neden olabilecek bir su kıtlığı yaşanacaktır. ABD Ulusal İstihbarat Ofisi’nin açıkladığı ‘Küresel Su Güvenliği’ raporunda 2020’den sonra yaşanacak su kıtlığının savaş senaryoları oluşturabileceği iddia edilmektedir. Brezilya’nın da yaşadığı su sıkıntısı olabilecek bu tehlikeyi gözler önüne sermektedir. Ortadoğu, Güney Asya ve Kuzey Afrika’nın su kıtlığı en şiddetli şekilde yaşayacağı iddia edilmektedir. Birleşmiş Milletler’in açıklamalarına göre mevcut su tüketim eğilimleri göz önüne alındığında, 2025 yılına kadar su kıtlığı nedeniyle 700 milyondan fazla kişi zorunlu göç riski altında kalacaktır. Kişi başına düşen su miktarı 10 bin metreküp olması gerekirken ülkemizde kişi başına düşen su miktarı bin 300 metreküp. Nüfusumuzun bu hızla arttığı düşünüldüğünde yaklaşık olarak 20-30 yıl içerisinde kişi başına düşen su oranı bin metreküpün altına düşeceği öngörülmektedir. Dünya Kaynakları Enstitüsü tarafından yapılan bir araştırmada ülkemizde 2040 yılında ciddi anlamda su kıtlığı yaşayacak ülkeler arasında 27. sırada gösterilmiştir. Bu çerçevede bakıldığında ülkemizde suların iktidar eliyle özelleştirilmek istenmesi hangi plana hizmet etmektedir?

“KİMİN KARARI?”

Su gün geldiğinde dünyadaki güç savaşlarında petrolden daha değerli bir yere sahip olacaktır. Olası su savaşı senaryolarının konuşulduğu bu ortamda, sularımızın özelleştirilmek istenmesiyle emperyalist güçlere hizmet mi edilmektedir? Suyun her şeyden kıymetli olduğu bir günde, hangi akla hizmet bu yasa çıkarılmaktadır? Sularımızı özelleştirme kararını veren iktidar mıdır, dış mihraklar mıdır? İktidarı bu sorulara cevap vermeye ve bu yanlıştan dönmeye davet ediyorum

“PEŞKEŞ ÇEKİYORLAR”

İktidarın özelleştirme politikasını eleştiren Yedekci, “İktidarın özelleştirme politikası her geçen gün atalarımızın mirasını hançerlemektedir. Bu politikanın memleketin yararları düşünülerek uygulandığını düşünmüyorum. Fabrikalarımız, yollarımız, madenlerimiz özelleştirildi. Ülkemizin tüm değerleri özelleştirme adı altında yandaş şirketlere peşkeş çekiliyor. Bunu kabul etmemiz mümkün değildir. Bizler ülkemizin geleceği için, sürdürülebilir enerji politikalarını, bilimi, teknolojiyi, fenni konuşmak istiyoruz. Sularımızın özelleştirilmesini konuşmak utanç vericidir.”

http://gazetemanifesto.com/2018/03/15/dikili-agaclari-da-satacaklar/