AKP'li Aktay Kaşıkçı cinayetini anlattı: Şimdi ben bir komplo teorisi yapacağım
AKP Genel Başkan Danışmanı Yasin Aktay, Bartın Üniversitesi tarafından düzenlenen "Göç, Şehir ve Üniversite" konulu konferansta yaptığı konuşmada, Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın öldürülmesi gündemine ilişkin açıklamalarda bulundu.
AKP Genel Başkan Danışmanı Yasin Aktay, Bartın Üniversitesi tarafından düzenlenen “Göç, Şehir ve Üniversite” konulu konferansta yaptığı konuşmada, Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın öldürülmesi gündemine ilişkin açıklamalarda bulundu.
Aktay, Kaşıkçı’nın öldürülmesine dair “Öldürülme biçimi zaten basından izliyorsunuzdur, vahşet bir öldürme biçimi, korkunç bir vahşet. Dünyada böyle bir şey olabilir mi, insan insana böyle bir şey yapabilir mi? Hele 21. yüzyılda böyle bir şey olabilir mi? Resmi bir mekanda, bir ülkenin diplomatik dokunulmazlığının olduğu bir ortamda, ülkesine hizmet etmek üzere kurulmuş bir ortamda böyle bir iş olabilir mi?” diye konuştu.
Aktay, Kaşıkçı cinayetinin bilinmeyen yönlerini işaret ederek “Şimdi ben bir komplo teorisi yapacağım ama dayanaklarımız tam, tüm verilerimiz sağlam” ifadelerini kullandı ve konuşmalarını şöyle sürdürdü:
“Türkiye aleyhine şu anda işi, gücü fitne çevirmek olan birtakım komplo odakları var. Ama onların faaliyetlerini enselemek lazım. Nitekim şu anda enseledik. Şu anda komplo yapılmak istendi Türkiye’ye. Hedef Kaşıkçı falan değildi. Bir taşla 10 kuş vuracaklardı, biri de Kaşıkçı olacaktı. Ama asıl hedef Türkiye’ydi. Sayın Cumhurbaşkanımızın süreci idare etme biçimi gerçek bir siyaset dehalığı. Bir kriz var ortada ve bu krizi nasıl idare edelim? Bu uluslararası ilişkiler dersinde tez konusu yapılsa yeridir. Çok incelenmesi gereken bir hadise. Çünkü uluslararası boyutları olan bir kriz var ve bu kriz nasıl idare edilir? Netice itibarıyla biz adalet talep ediyoruz. Adalet talep ederken de kimseyi töhmet altında bırakmıyoruz.”
‘KARŞISINDA 15 TANE İZBANDUT GİBİ ADAM VAR’
“15 kişi var, kullandıkları araçlar devlet araçları. Devletin uçaklarıyla çıkmış gelmişler. Hepsi de devlet görevlisi. Bir devlet görevlisi kendi başına iş yapamaz. Mutlaka yönlendiren biri var. O zaman kim yönlendirdi? Çok basit bir soru. ‘Kim yönlendirdi?’ sorusunu sormak uluslararası krize yol açacak bir soru olmasa gerek. Biz bunu talep ediyoruz. Mesela, Sayın Cumhurbaşkanımız bunu talep etti, 15 kişiyi kim yönlendirdi? Ceset nerede, cesede ne yaptınız? Netice itibarıyla itiraf da edildi. Bir defa en başta her şeyiyle inkar edilen bir vaka. Önce ‘arbede’ dediler, tabii buna kimse inanmadı. Karşısında 15 tane izbandut gibi adam var. Nitekim birçok şey aydınlandı. Öbür taraf itiraf etti ki ‘Evet, biz öldürdük. Hem de hazırlık yaparak.”
“Suçlular kimlerse cezalandırılacak” diyen şahısların en başta zanlı durumuna düştüğünü, emri verme ihtimallerinin en yüksek olan insanlar olduğunu dile getiren Aktay, “Onlar söylemeye devam ediyorlar. Şu anda geldiğimiz nokta iyi bir nokta. Suç itiraf edilmiş, tetiği kimin çektiği biliniyor. Tetiği birilerinin çektirmiş olduğu da kesin, onda da bir şüphe yok. Bu sefer tetiği kimin çektirdiği sorusu var. Plan bahsedilenden daha büyük bir plan. Sadece Kaşıkçı’nın öldürülmesi planı değil. Kaşıkçı’yı öldürmenin ötesinde” diye konuştu.
“Kaşıkçı, konsolosluğa girdiğinde nişanlısı onu dışarıda bekliyor olmasa ki içeridekilerin bundan hiç haberi olmadığı, bunu hesaba katmadıkları çok açık, kimsenin projektörü konsolosluğa tutmak aklına gelmezdi.” diyen Aktay, komplo teorilerini şöyle tamamladı:
“Çünkü bunun uluslararası ilişkilerde bir maliyeti olur. Ne olacaktı? İstanbul kazan, bütün dünya istihbaratı kepçe, Kaşıkçı’yı arıyor olacaktı. Ortaya çıkacak hikaye, ‘İstanbul Sultanahmet’te turistler kayboluyor.’ Şu anda bizim hesap sorduklarımız, bize şöyle hesap soracaktı; ‘O üzerine titrediğimiz, dünyaca ünlü, hepimize ışık tutan Kaşıkçı nerede?’ Onu öldürenler bize onun nerede olduğunun hesabını soracaklardı. Plan buydu.”