Reklam

Amerikan karşıtlığı mı anti-emperyalizm mi?

Reklam

Türkiye’nin gündemi bir süredir “emperyalizmle mücadele” ve “Amerikan karşıtlığı” üzerinden belirleniyor.

Bu gündemin, AKP’nin sermaye sınıfının genel çıkarları ile ağırlıklı olarak temsil ettiği inşaat sektörü gibi bazı bölümlerinin özel çıkarları üzerinden yaptığı tercihlerin sonuçlarını işçi sınıfı ve emekçilerin sırtına yüklemenin kolay yolu haline geldiğinde kuşku yok. Keza özünde gerçek bir mücadele ve karşıtlık olmadığında da.

Bununla birlikte, bir diğer açıdan ABD’nin Türkiye’yi bir kez daha şekillendirmeye ve terbiye etmeye çalıştığı, İran’a müdahalenin başlaması ve Suriye’ye saldırının sonuçlanması öncesinde Türkiye’nin hizaya sokulmaya çalışıldığı da görülebilmeli.

Erdoğan ve hükümeti için, bu tartışmaların sonunda, Türk Hariciyesi’nin tek bildiği “onurlu pazarlıklar” ile bir miktar para ve çıkar karşılığında sınır bütünlüğünü koruyarak emperyalizmin planlarına dahil olmaktan öteye bir köy olmaması bu gerçeği değiştirmeye yeterli sayılmamalı.

Düzen partilerine bırakılırsa en fazla içi hamaset dolu bir Amerikan karşıtlığından ibaret kalacak bu tartışmanın ayakları üzerine oturtulması için elden gelenin yapılması görev sayılmalı. Baş aşağı duran Amerikan karşıtlığının ayakları üzerine oturtulmasının karşılığı ise elbette ve ancak anti-emperyalizm olabilir.

* * *

Bu açıdan İran bir ders sayılmalı.

Komünistlerin güç olduğu bir dönemde, Musaddık’ın öncülüğünde petrolün millileştirilmesi politikasıyla başlayan İran’da Şah’ın devrilmesinin ardından kurulan mollalar rejiminde geriye kalanın sadece Amerikan karşıtlığı olduğunu biliyoruz.

Amerikan karşıtlığının yetersizliği esas olarak ABD tekellerinin saldırganlığına karşı başka emperyalist ve kapitalist güçlerden medet umulması, çeşitli denge politikalarının geliştirilmesi gibi sakatlıkları beraberinde getiriyor. Böylece sermaye düzeni kendisini sorgulatmadan “şeytan Amerika” sayesinde kendisini dokunulmaz da kılıyor.

Öyleyse, sermaye düzeni karşıtlığını da içerecek şekilde adlı adınca anti-emperyalist bir mücadelenin eldeki imkanlarla vurgulanması, yükseltilmesi bir zorunluluk sayılmalı.

Bu nedenle, bugün AKP’nin samimiyetsizliğine, niyetlerine, hedeflerine, yaptıklarına gözümüzü kapayıp sırtımızı dönmeden bölgemizde hala daha etkin müdahalelerde bulunmaya çalışan emperyalizme karşı mücadele çağrısı ülkemizin yeni işgallere, yeni savaşlara dahil edilmesine karşı ilk mevzi sayılmalı.

Bunun yanında, Türkiye’yi er ya da geç patlayacak bir “inşaat balonu” ile tetiklenecek ağır bir kriz bekliyor. Bu mücadele çağrısı, krizin faturasının işçi sınıfı ve emekçilere çıkartılmaması, tekellerin ülke kaynaklarını yağmalamasının önüne geçilmesi açısından da önemli görülmeli.

* * *

Başka bir açıdan bakarsak, esasında AKP karşısında solun ve hatta komünist siyasetin bazı bölmelerinin de Türkiye’de bir “Erdoğan sorunu” olduğu tespitleri üzerinden emperyalizmin ve büyük burjuvazinin Erdoğan’ın “üzerini çizdiği” tezlerini son döneme kadar öne çıkardıklarını hatırlıyoruz.

Bazı liberal isimlerin ve düzen muhalefetinin ülkeyi rezil ettiler korosu oluşturup bir yandan da Avrupa’ya yakınlaşmanın hesaplarını yaptıklarını görüyoruz.

Oysa Türkiye’nin sorunu sermaye düzenidir. AKP Türkiye sermaye sınıfının en yüksek temsil kabiliyetine sahip siyasi öznesidir. Tercihleri ve hedefleri, yaptıkları ve yapmadıkları beceriksizlik, cahillik gibi kavramlarla açıklanamayacak şekilde sermaye sınıfının çıkarlarını yansıtmaktadır. AKP dış politikada boyundan büyük işlere kalkışmış olsa da bugün sermaye sınıfının çıkarlarını korumak üzere hareket etmektedir. Bu açıdan da tek başına değildir. Uzunca bir süredir Tayyip Erdoğan ve AKP’nin tek başına olmadığı bir “asgari” değişim mutabakatı da söz konusudur.

Tüm bunlar göz önüne alındığında, Vatan Partisi’nin Erdoğan ile aynı gemiye binme hevesi kadar CHP ve HDP başta olmak üzere düzen muhalefetinin sermaye düzeni ve emperyalizmle ilişkiler içerisindeki rollerini unutturacak yaklaşımlar da sermayeye yarayacaktır.

Bugün sırf AKP’nin gündemi diyerek emperyalizmin ülkemizi şekillendirme çabalarına gözümüzü kapatmak AKP’nin ve sermaye düzeninin işine en fazla gelecek ve işçi sınıfını AKP’nin kollarına itecek bir yaklaşım olur.

ABD kovulmalı, bu düzen değişmelidir.

Bu haber en son değiştirildi 30 Ağustos 2018 11:37 11:37

Reklam

Önceki Haberler

Komisyon İmralı’ya gitmeyi bugün oylayacak iddiası

Meclis’te komisyonun bugünkü toplantısına İmralı ziyaretinin gündeme gelmesi bekleniyor. Ziyaretin komisyonda oylanmasının ardından onaylanacağı iddia…

18 Kasım 2025 14:34

Gericilerin gündeminde sosyal konut projesi var

İsmailağa cemaatinin önde gelen isimlerinden olan Fatih Kalender'in ardından İmam Halil Konakcı da 500 bin…

18 Kasım 2025 14:29

Bahçeli’den İmralı çıkışı: Kimse gitmezse ben giderim

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli "Komisyon artık son düzlüğe girmiştir, İmralı'ya gidilmesine ayak…

18 Kasım 2025 12:20

Zelenski yarın Türkiye’ye geleceğini duyurdu

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski, yarın Türkiye’yi ziyaret edeceğini açıkladı. Zelenski, görüşmelerde müzakereleri yeniden canlandırmayı,…

18 Kasım 2025 12:07

Yasadışı bahis operasyonu: 28 gözaltı kararı

Yasadışı bahis soruşturmasında IQ Money'e operasyon düzenlendi. 28 kişi hakkında gözaltı kararı verildi. 26 kişi…

18 Kasım 2025 11:06

Gericilere operasyon: Ebu Hanzala gözaltında

Tevhid ve Sünnet cemaatinin lideri "Ebu Hanzala" kod adlı Halis Bayancuk ile cemaatin önde gelen…

18 Kasım 2025 11:00
Reklam