'Arka arkaya 7’den büyük depremlerin olacağı döneme giriyoruz'

Kocaeli Üniversitesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü Öğretim üyesi Prof. Dr. Şerif Barış, Türkiye’nin suskun bir deprem döneminde olduğunu işaret ederek “Sadece iki büyük deprem oldu. Dolayısıyla önümüzdeki 10 yılda arka arkaya 7’den büyük depremlerin olabileceği bir döneme giriyoruz” dedi.

'Arka arkaya 7’den büyük depremlerin olacağı döneme giriyoruz'

İHA’ya konuşan Barış, Marmara’da 30 yıl içerisinde yeniden büyük bir deprem olacağı sözlerinin doğru olmadığını belirterek “Şu an istatistiklere bakıldığında Türkiye’nin suskun bir deprem döneminde olduğu görülüyor. Sadece iki çok büyük deprem oldu. Dolayısıyla önümüzdeki 10 yılda arka arkaya 7’den büyük depremlerin olabileceği bir döneme girilecek. Bizim çocuklarımız mutlaka bu büyük depremleri yaşayacaklar ve görecekler” dedi.

Prof. Barış sözlerine şöyle devam etti: “Ülkenin gerçek deprem riskini Marmara Bölgesi’ne aktardılar. Marmara’da İstanbul’u etkileyecek üç, dört farklı fay var. Bunların olasılıklarını ayrı ayrı hesaplamamız lazım. 7’den büyük bir depremin 30 yıl olma olasılığı da dört, beş farklı fay için toplanmış bir olasılık. Biz bu olasılıkları alırız, önümüzdeki 10,20, 50 yıl içerisinde olma ihtimalini hesaplarız. Olma ihtimali ne zaman yüzde 100 ise depremin olmasını beklersiniz ama öyle değil. O sadece depremin olasılık olarak depremin olma olasılığını söyler. Yer küre ya da tabakalar bu olasılığı bilmiyor, kendi dinamikleri var. Biriken gerilmenin ne zaman kırılacağı ve kırılmayı oluşturacağını biz henüz bilemiyoruz problem o zaten.”

Türkiye’nin her yıl ikişer santim kuzeye doğru sıkıştığını, ortaya çıkan gerilmenin de tehlike durumu oluşturduğuna dikkati çeken Barış, “Bu gerilme birikimi sürekli 7’den büyük 6’dan büyük hasar yapıcı depremler üretiyor. Tarihsel depremlere baktığımızda 1840’la 1970 arasında 32’den fazla 7’den büyük deprem olmuş. Yani 130 yılda inanılmaz bir deprem etkinliği sürmüş Türkiye’de. Dolayısıyla deprem tehlikesine karşı şu anda almamız gereken ne kadar önlem varsa sadece kendimiz için değil çocuklarımız, torunlarımız için almak zorundayız.”