Bahçeli’den yıkım desteği: Suriye’yi Esad rejiminden kurtarma politikası yerinde

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ABD yönetiminin Suriye’de bulunan askerlerini çekme kararıyla ilgili olarak değerlendirmelerde bulundu.

“ABD’nin kararının arkasında ne yattığını tahmin ediyoruz” diyen Bahçeli ayrıca, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad ile diyalog kurulması taraftarı olmadığını söyleyerek AKP ile bir kritik başlıkta daha saflarını sıklaştırdı.

Gazete ve televizyonların Ankara temsilcileriyle bir araya gelen Bahçeli’nin açıklamalarından satır başları şöyle:

Fırat’ın doğusuna operasyon

Türkiye’nin terörle mücadelede çok keskin ve kararlı bir tutumu vardır. Bu Zeytindalı Harekatı ve Fırat Kalkanı olarak ortaya konulmuş, hayırlı sonuçlar elde edilmiştir. Türk milleti Fırat’ın doğusuna yönelik harekatı arzulamaktadır. Gerçekleşeceğine inanıyoruz. Tam desteğimizi sürdürmekteyiz.

ABD’nin Suriye’den çekilmesi

ABD’nin ortaya koymuş olduğu ve çok kişinin beklemediği anda Suriye’den askerlerini çekeceğine dair görüşü yankı bulmuştur. Sebeplerinin ne olduğunu tam kestirmek mümkün değildir. Bunu öğrenebilmenin tek yolu ülkeyi yöneten şahsiyetlerin kamuoyunu bilgilendirmelerinde fayda vardır. ABD’nin ani kararının arkasında ne yatmaktadır bilmiyorum, ama tahmin edebilecek birikim içerisindeyiz.

Ekonomideki gelişmeler

Bütçe görüşmeleri geçen hafta tamamlandı. Oylaması yapıldı. MHP yurtdışında görevli 1 milletvekili haricinde 49 oy kullanarak bütçenin kabulü noktasında tasarrufunu ortaya koydu. Değerli milletvekili arkadaşlarımızın yaptığı değerlendirmeler, ılımlı ve katkı sağlayıcı üsluplarıyla siyasi iktidarın aldığı ekonomik politikaları destekler niteliğinde olduğu kabul edilmeli. Bu politikalar 2019 yılının 3 ayında kendini gösterecektir.

SURİYE YÖNETİMİYLE DİYALOG

Esad rejimiyle herhangi bir şart altında Türkiye’nin diyalog kurmasından yana değilim. Türkiye’nin kat etmiş olduğu terörle mücadeleyi sonunda Esad’ın tercihine teslim etmek Türkiye için en büyük kayıp ve ayıp olur. Türkiye’nin çok yönlü takip ettiği politikalar sonucunda Esad rejiminin demokrasi içerisinde değişime uğrayabilecek yaklaşımlara devam etmek suretiyle, Suriye’yi Esad rejiminden kurtarmak. Bu politika yerindedir.

HULUSİ AKAR’A ÖVGÜ

Bu söyleyeceğimi nasıl yorumlarsınız bilemiyorum ama 16 Ağustos 2015’te sayın Hulusi Akar Genelkurmay Başkanı olmuştur. MHP olarak 3 yılda bir görev değişikliği sebebiyle bir tebrik ziyaretine gider ve başarılar dileriz.

2 Ekim 2015’te Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar paşayı ziyaret etim orada diğer Genelkurmay Başkanlarında olmayan yapmadığım bir olayı gerçekleştirdim o da sayın Hulusi Akar Paşa’ya Kuran-ı Kerim Türk bayrağı ve altın kaplama bir silah hediye ettim. Bu niye Hulusi Akar’a verildi. Geleceği okuma demeyeceğim ama bu anlamlı hediyeyi verme ihtiyacı hissettim. Burada Kuran bayrak ve silah hediyenin unsurları o günden sonraki gelişmeleri dikkati alınca bunu verdiğime çok memnuniyet duyuyorum.

Hulusi Akar paşa Kuran’a bayrağa ve silaha sahip çıkmıştır. Eğer kendisine yöneltilen baskıyı yerine getirseydi bugün burada olmazdık. O konuşmalar CHP’ye bir şey kazandırmaz. Ben kendisine teşekkür ediyorum.

METİN AKPINAR VE MÜJDAT GEZEN’E SORUŞTURMA

HALK TV’nin programlarını yakından takip ediyorum. Uğur Dündar Bey’in programını yakından takip ediyorum. Eleştiri hakkımız var diyorlar. Ben de bu hakkı kullanmak istiyorum. Uğur Dündar Bey duayen haline gelmiş bir medya mensubudur. Fakat davet ettikleri konuşmacılar, aşağılayıcı konuşmalar…  Bunlar düşünüldüğünde Halk Arenası programı oldukça sulandırılmıştır. Kim ne kadar güldürürse o kadar alkış alacağı kanaatiyle iyi konuştuğunu zannediyor.

28 Nisan 1945 İtalyan faşist lider Benito Mussolini sevgilisi ile birlikte ayaklarından asılmıştır. Bu resim korkunç bir resimdir. Türk gelenğinde ayaktan asma yoktur.

Sana zaten yazık olmuş Metin Akpınar şu tabloyu Mussolini’nin ayaklarından asıldığı fotoğraf. 21’inci yüzyılda 2023 yılında 1945’i örnek göstererek eleştiri yapmak bu eleştiri değildir. Bu Metin Akpınar gibi bir sanatçının bu duruma düşmesi kötü bir örnek teşkil etmiştir. Hem demokrasiye hem de kendisine yazık etmiştir. Böyle bir örnek olmaz.

Metin Akpınar beyin Halk TV’ye çıkıp beş dakikalık bir konuşma yapmasını istiyorum. ‘Ben yanlış bir örnek verdim bu örnek yanlıştır. Bu benim gafletimdir cehaletimdir’ demesi lazımdır. ‘Milletimden özür diliyorum’ demesini istiyorum. Bu örneklerle Türkiye’yi bir yere vardıramazsınız.