'Bedelli askerlik başvuru süresi uzatılmalı'

SİME- SEN Genel Başkanı Dursun, yaptığı yazılı açıklamada, bedelli askerliğe başvuranlardan yalnızca yarısına yakın kısmının başvurusunun tamamlandığını belirtti.

'Bedelli askerlik başvuru süresi uzatılmalı'

Sivil Memurlar Sendikası (SİME- SEN) Genel Başkanı Serdar Dursun, bedelli askerlik başvuru süresiyle ilgili “3 Ağustos’tan bugüne kadar bedelli askerlikte toplam 380 bin kişinin sevki yapıldı. Şimdi 1 haftada 300 bin kişinin daha sevkinin yapılması zorunluluğu ortaya çıktı. İstatistiklere göre bu imkansız görünüyor. Bedelli askerlik başvuru süresi makul bir kısa zaman daha uzatılmalı” dedi.

SİME- SEN Genel Başkanı Dursun, yaptığı yazılı açıklamada, bedelli askerliğe başvuranlardan yalnızca yarısına yakın kısmının başvurusunun tamamlandığını belirtti. Türkiye’de, şu anda 368 askerlik şubesince hizmet verildiğini ve bu şubelerde 4 bine yakın memur çalıştığını belirten Dursun, açıklamasında şunları kaydetti:

“3 Ağustos’tan bugüne kadar bedelsiz askerlikte sevki yapılanlar göz önünde bulundurulduğunda, şu anda 1 haftada 300 bin kişinin daha sevkinin yapılması zorunluluğu ortaya çıktı. ’24 saat çalışma’ denildi. Ancak istatistiklere bakıldığında bu sevklerin 24 saat esası ile dahil yapılma ve belirtilen tarihe yetişme imkanı yok görünüyor. Bedelli askerlik süresinin makul bir kısa zaman daha uzatılması gerekiyor. Bu uzatılma, hem şubelerdeki çalışanların hem, Milli Savunma Bakanlığı’nın hem de başvuruda bulunan ve bulunacak vatandaşların kesinlikle faydasına olacak bir ihtiyaçtır. Süre uzatılırsa problem ortadan kalkacaktır.”

Çözüm süreci komisyonundan İmralı ziyareti için yasal güvence talebi

İmralı’ya gitme ihtimali komisyon üyelerinde ciddi kaygı yarattı. Vekiller, geçmişte Sırrı Süreyya Önder’in çözüm sürecindeki rolü nedeniyle yargılanıp cezaevine girmesini hatırlatarak, benzer bir durumla karşılaşmamak için açık yasal güvence istiyor.

Çözüm süreci komisyonundan İmralı ziyareti için yasal güvence talebi

Devlet Bahçeli, mimarı olduğu ikinci açılım süreci kapsamında TBMM’de kurulan komisyonun teröristbaşı Abdullah Öcalan’ı dinlemesi gerektiğini kaydetti.

Bahçeli, partisinin 4 Kasım’daki grup toplantısında “Komisyondan seçilecek milletvekillerinin İmralı’ya giderek ilk ağızdan ve ilk elden ihtiyaç duyulan mesajları alması süreci güçlendirecektir. MHP böyle bir heyete katılmaya hazırdır. Korkuya kaygıya gerek yoktur. Bugüne kadar İmralı sözünü tutmuş, açıklamalarının arkasında durmuştur” ifadelerini kullandı.

Bahçeli’nin bu sözlerinin ardından açılım komisyonu üyelerinin İmralı’ya gidişi gelecekte soruşturma riskiyle karşılaşabileceği endişesi nedeniyle şimdilik beklemeye alındı. Daha önce birinci çözüm süreci döneminde devlet tarafından yapılan temasların yıllar sonra yargı konusu haline gelmesi, özellikle Kandil’e giden Sırrı Süreyya Önder hakkında açılan dava örnek gösterildi. O dönemde yaşanan belirsizlikler sonrası 6551 sayılı “Dokunulmazlık” yasası çıkarılmıştı.

Üstelik Bahçeli’nin “Korkuya kaygıya gerek yoktur” sözleri güvence için yeterli görülmedi.

Sözcü’nün haberine göre Meclis çevrelerinde, komisyonun İmralı’ya gitmesinin ihtimal dahilinde olduğu ancak bu temasların ileride hukuki bir sürece dönüşmemesi için tıpkı önceki çözüm sürecinde olduğu gibi yasal bir koruma mekanizmasının şart olduğu vurgulanıyor.

Komisyon üyeleri, “Sırrı Süreyya Önder o dönemde de İmralı heyetindeydi. Kandil’de çekildiği fotoğraflar delil sayıldı ve cezaevine girdi” diyerek mevcut kaygının nedenini anlatıyor. İktidar cephesinde ise İmralı ziyaretine dair “toplumsal kabulün düşük olması nedeniyle siyasi maliyetin yüksek olacağı” değerlendirmesi öne çıkıyor.

SIRRI SÜREYYA ÖNDER YARGILANMIŞTI

Öte yandan önceki çözüm sürecinde, 2014 yılında İmralı Heyeti’ndeki görevi sırasında Sırrı Süreyya Önder; Kandil’de örgüt mensuplarıyla çekilen fotoğraf sebebiyle ‘Örgüt üyesi olmak’, ‘örgüt propagandası yapmak’ ve ‘Halkı kin ve düşmanlığa tahrik etme’ suçlamalarıyla yargılanmıştı.

Ayrıca Diyarbakır’daki Nevruz kutlamasında Kürt meselesinin demokratik ve barışçıl yollardan çözüme kavuşması gerektiğine dair yaptığı konuşma da iddianameye dahil edilmişti. Önder, fotoğrafların sürecin bir parçası olduğunu belirterek, “Bunlar bütün Türkiye ve dünyanın gözü önünde oldu” savunmasını yapmış ve dava sonucunda beraat etmişti.