Bugün 25 Kasım: Kelebeklerin mirası ile yarınları kuracağız

Maria, Minerva, Patira kardeşlerden aldığımız bu sorumluluk, acılarla dolu bu hayat için yapacak bir şeyi olanlar için mutluluk, kollarını kavuşturup oturanlar için ise bir geceden ibaret bir eğlencedir !

Bugün 25 Kasım: Kelebeklerin mirası ile yarınları kuracağız

Mücadeleler tarihinde edinilen her kazanım bir miras sonucunda edinilirken yarınlara da miras olarak kalır. Kadınların mücadele tarihinde önemli bir yeri kaplayan 25 Kasım günü bu bağlamda kadınlara yönelik şiddetle mücadelede açtığı eşik ile bilinir. Bir mirası temsil eder.

Kurtuluşa ve insanlığın büyük ilerleyişine olan inançtan hiç vazgeçmemiş 3 kız kardeş tarafından bizlere kalan bu miras, kısacık ömürlerinde yaşadıkları tüm zorluklara karşı inatçı ve umutlu olmaktan asla pes etmeyenlerden bugünlere kalmıştır.

“Belki de bize en yakın şey ölüm fakat bu beni korkutmuyor, haklı olan her şey için savaşmaya devam edeceğiz” (Maria Teresa Mirabel 1936)

Tarih 25 Kasım 1960

Faşizmin en alçak saldırılarına rağmen mücadelede ısrar eden Mirabel kardeşlerin katledilmesinin üzerinden bugün 58 yıl geçti. Bugün Mirabel kardeşlerin Dominik Cumhuriyeti’nde sürdürdükleri mücadelenin temellendirildiği başlıkları doğru okumak ve hatırlatmak zorundayız.

Mirabel kardeşler bir yandan kadınların sorunlarını tarif ederken diğer yandan da bu sorunun kaynağını ve bu kaynağı yok edecek yöntemleri bizlere gösterdiler. Dominik Cumhuriyeti’nde kadınlar şiddet ve baskı görüyordu ve hiçbir kadın yasalar tarafından korunmuyordu. Mirabel Kardeşlere göre ise kadınların yaşadıkları bu sorunların kaynağının ne olduğu çok netti; Faşist Trujillo hükemeti ve bu hükümetin besleyicisi olan ABD.

Bu kaynağı belirtmemin tek nedeni, 25 Kasım’ın kadınların emperyalist ve faşist bir hükümete karşı verilen bir mücadele sonrası ortaya çıktığının unutulması ve Mirabel kardeşlerin devrimci karakterlerinin hiçe sayılarak kimlikçi bir yaklaşımla anılması.

“Çocuklarımızın, bu yoz ve zalim sistemde yetişmesine izin vermeyeceğiz. Bu sisteme karşı savaşmak zorundayız. Ben kendi adıma her şeyimi vermeye hazırım gerekirse hayatımı da” (Patria Mercedes Mirabel 1924)

Binlerce Dominikli kadını faşist Amerikancı hükümete karşı politikleştirerek mücadele saflarına katan 3 kız kardeşin temel mücadelesinin üstünü örten  feministler her 25 Kasım günü “erkek-devlet şiddetti” kavramına sığınarak Mirabel Kardeşleri yürüttükleri mücadele ile değil cinsiyetlerinden dolayı sahiplenmektedirler. Bugünü ve Kelebekleri  gayriciddi anarak 25 Kasım’ın tarihsel önemini hafızalardan silmek isteyenlerin  işkence ve tecavüzle sonlanmış ömürlerin neler uğruna verildiği anlamaları mümkün müdür ?

Anlayamazlar çünkü, Kelebeklerin dolaştıkları yerler de gerçek hayatlar, gerçek hikayeler vardır. Bizlere düşen görev Kelebeklerin yoksulluğa, şiddete, sömüreye karşı çırptıkları kanatlarını bugün de aynı şekilde ve daha güçlü çırpmak, kavgayı yaşamın tam da bu noktasından vermektir.

Dominik Cumhuriyeti’nin 3 ilerici kadınından  bizlere kalan görev budur…

Maria, Minerva, Patira kardeşlerden aldığımız bu sorumluluk, acılarla dolu bu hayat için yapacak bir şeyi olanlar için mutluluk, kollarını kavuşturup oturanlar için ise bir geceden ibaret bir eğlencedir !

Kardeş Minerva’nın da ifade ettiği gibi;

“Bunca acıyla dolu ülkemiz için yapılacak her şeyi yapmak bir mutluluk kaynağı kollarını kavuşturup oturmak ise çok üzücü” (Minerva Argentina Mirabel 1926)

3 kız kardeşin umudu, aklı ve kurtuluşa olan inadını eşit ve özgür günlerde taçlandırma sözüyle, daha güçlü kanat çırpacağımız yarınlar bizimdir…