Bunu da gördük: "İdrardan etkilenip" müslüman olmuşlar

AKP'li yıllarla birlikte iyice azıtan dinciliğin insan aklıyla alay eden çokça icraatıyla karşılaşmıştık. Ancak sanırız böylesi duyulmadı, görülmedi. Evet, "misk ve gül kokulu" idrarla İslam'a geçişin hikayesinden söz ediyoruz...

Bunu da gördük:

Bilimsel düşünceye karşı sayısız çeşitte karanlık akımların desteklenip güç kazandığı ülkemizde gün geçmiyor ki garabet niteliğindeki olay ya da hikayelerle karşılaşılmasın. İnsan aklıyla alay edercesine, ancak ne yazık ki yine kimi insanlar marifetiyle zihinlerimizin rehin alınmaya çalışılmasının akıl almaz bir örneğini Manifesto okurlarıyla paylaşacağız.

Konumuz dini içerikli bir kitapta yer verilen “idrar” hikayesi. Yanlış okumuyorsunuz. İslam inancına göre en büyük evliyalardan biri olarak kabul edilen Abdulkadir Geylani’nin olağanüstü davranışlarının anlatıldığı “Abdulkadir Geylani Hazretlerinin Menkıbeleri” adlı sözkonusu kitapta, Geylani’nin idrarından etkilenerek Müslüman olanların hikayesine yer veriliyor.

Kitabın 93. sayfasında, “Menakıb-ı Evliya” adlı eserde yazılı olduğu belirtilen bir hikaye aynen şu ifadelerle anlatılıyor:

“İlahi cilvelerden olarak Gavs Hazretleri’nin gözlerine bir zamanlar ağrı gelmiştir. Müritleri ‘izin verin bir tabip getirelim’ dediler. ‘Hakiki hekim varken şekli hekimden sağlık ummak mümkün mü?’ diye karşıladı. Bu sırada idrarları sıkıştı. Bir kap getirdiler. İdrarlarını yaptıktan sonra müritlerinden biri idrarı alıp bir tabipe götürdü. Hekim idrara bakınca ‘Bu kimin idrarıdır?’ diye sordu. Büyük bir evliyanındır. Tahlil edip hastalığını söyleyin’ dediler. Hekim Yahudi idi. Bu cevabı alınca, ‘Bu idrar sahibinin bir harici hastalığı yoktur. Benim zannım bu zatta ilahi aşk illeti vardır.’ deyip şehadet getirdi ve Müslüman oldu.

“MİSK VE GÜL KOKULU İDRAR…”

Geylani’nin “ne büyük bir evliya” olduğunun delili olarak anlatılan, “idrarla müslümanlığa geçiş” hikayesi şu ifadelerle devam ediyor:

“Yahudi hekimin Müslüman olduğunu duyan Yahudiler bölük bölük hekime gelip ‘Sana ne oldu? Niçin Müslüman oldun?’ diye sorduklarında hekim, ‘İdrar kabının içine bakınca anlarsınız’ diyerek cevap verdi. Yahudiler idrara bakar bakmaz, Cenab-ı Hakkın inayeti yetişip hepsi Müslümanlığa girdi.

İdrar kabına bakanlara misk ve gül kokusu gelir. Melekut aleminin kapısı açılır, lahut alemi keşfolurdu. Hatta hekimin yanında çalışanlar, ‘bu idrara benzemez’ diye iddia ettiler. Bu sırada 400’ten fazla erkek ve kadın, Gavs Hazretleri’ne gelerek dediler ki: İdrar kabınıza bakmakla delaletten kurtulup hidayete kavuşturan velayetiniz bize de sırlarını göstersin. Bu şekilde yalvarmaları üzerine Gavs-ı Azam kendilerine nazar ettiler. Hepsi de hidayete erişip yüksek mertebelere kavuştular.”

Hatırlanacağı üzere geçtiğimiz yıl da Habertürk TV’deki bir programda stüdyoya deve sidiği getirilmiş ve konuk ilahiyatçılar sidiğin “şifa” olup olmadığı üzerine hararetli şekilde tartışmıştı: