Celal Şengör: Kendi dışkımı yedim, tadı acıydı
Tartışma programlarında Kenan Evren'i savunan ve solculara hapishanelerde dışkı yedirilerek işkence yapılmasını doğru bulan Celal Şengör "kendi dışkımı yedim, tadı acıydı" ifadelerini kullandı.
Tartışma programlarında Kenan Evren’i savunan ve solculara hapishanelerde dışkı yedirilerek işkence yapılmasını doğru bulan Jeooji profesörü Celal Şengör, EkşiSözlük’te yazarların sorularını yanıtladı.
Şengör, bir yazarın ”Kendi dışkınızı hiç yediniz mi? beğendiniz mi? dışkı yemek isteyenlere neler önerirsiniz?” sorusuna ”Yedim. hatta onun dışında İsviçre’de benim doktora alanımda otlayan ineklerinkini de tattım. Dağ keçilerinin de tattım. Özellikle insan dışkısı acıydı. Ötekiler de tatlıydı ama insanınki kadar acı değildi. Bu bir merak meselesidir, merak eden her şeyi dener.” diyerek nasıl bir insan olduğunu tekrar gözler önüne seren bir cevap verdi.
Kendi dışkısını yiyen Şengör’ün verdiği cevaplar:
Soru: Sürekli sansasyonel açıklamalar yaparak tuhaf bir popülariteye sahip olduğunuzun farkındamısınız?
Cevap: Ben sürekli sansasyonel açıklamalar yaptığımın farkında değilim. Doğru bildiğimi söylüyorum. Ama bunun bir popülariteye yol açtığının farkındayım. Çoğu insanın ne dediğimi anlamamasından kaynaklanıyor bu durum.
Soru: Mevcut Rürkiye koşullarında bir şeyi değiştirme hakkınız olsa bu ne olurdu? Bir de yurt dışında yaşama imkanınız varken neden hala Rürkiye?
Cevap: Eğitimi değiştirirdim.
Burası benim ülkem. Doğduğum, büyüdüğüm, kültürünü benimsediğim ülkem. Burada daha mutluyum. Türkiye’de çalıştığım üniversitenin bana sağladığı imkanların bana herhangi bir yerde sağlanacağını düşünmüyorum. İTÜ’de bulduğum rahatı başka hiçbir yerde bulamayacağım kanaatindeyim.
Soru: Din hakkındaki görüşleriniz bazen ad hominem bir cevap olabiliyor, bunun yerine felsefeci dinciler (caner taslaman, emre dorman, enis doko gibi) bir programda tartışmayı düşünüyor musunuz?
Cevap: Hayır. Çünkü bu kişiler din hakkındaki görüşlerini önce ciddi dergilerde yayınlasınlar, o zaman bilimsel bir tartışma olur.
Soru: Hocam hoşgeldiniz. Fatih sultan mehmet’i tek cümle ile anlatabilir misiniz?
Cevap: En büyük Osmanlı rönesansın bir parçası olan bir düşünür. daha ne denir bu adam için! Sonsuz bir hayranlığım olan bir adam Fatih.
Soru: Youtube’da bir videonuza denk gelmiştim. Pornoyu sevdiğinizi ve gerekli olduğunu söylüyordunuz?
Cevap: Porno izlemenin ve mastürbasyon yapmanın, çaba harcamadan elde edilen bir zevk olduğunu, dolayısıyla insanı kolaycılığa alıştıracağını düşünüyorum. Ayrıca sosyal yaşama, özellikle karşı cinsle iletişime karşı olumsuz etki sağlayacağını da.
Sizin bu konudaki düşüncelerinizi öğrenmek isterim. saygılar.
Aynı fikirde değilim. Çünkü cinsel tatmin, bizlere biyolojinin yüklediği bir içgüdü. Bunu tatmin edemediğiniz zaman kötü yerlere götürebiliyor. özellikle pornonun yasaklandığı yerlerde bakıyorsunuz tecavüz gibi davranışlar artıyor. Mesela katolik kilisesi… Nolur neticede? Çocuklara sulanıyor adamlar. Felaket yani!
bu tip şeylere mani olabilmek için bir deşarj mekanizması gerekli. porno bunu sağlıyor. pornoda oynayan insanlar sanatçı, para alıyorlar bunun için. dolayısıyla bir toplumsal görev görüyorlar; çıplak kadın göremeyen adam pornoda görüyor, bir miktar tatmin olabiliyor.
Şengör: Kenan Evren’in cenazesine çelengi büyük bir mutlulukla gönderdim
Soru: Kenan Evren gibi bir demokrasi düşmanına çelenk bırakmak nasıl bir duygu?
Cevap: Kenan Evren demokrasi düşmanı değildi. Kenan Evren ve arkadaşlarının yaptığı demokrasiyi kurtarmak için yapılan bir müdahaleydi. Türkiye’nin ne duruma düştüğünü, bundan kimlerin sorumlu olduğunun farkında olmayan kişiler bu tarz sorular soranlar. O günleri yaşayanlara sorarsanız iyi ki oldu diyeceklerdir. Sokaktaki insanlar askerlere sarılıyordu. zaten kısa süre sonra demokratlara devredildi yönetim. Demokrasi düşmanı olsa öyle mi olurdu?
Kenan Paşa’yı tanıyorum, yakın değildim ama konuştum. Tahsin Şahinkaya generali 13 yaşımdan beri tanıyorum. Dolayısıyla onlar hakkında söylenen birçok şeyin doğru olmadığını biliyorum. Kenan evren’in cenazesine çelenki büyük bir mutlulukla gönderdim. Hatta üzüldüm gidemediğim için.
Şimdi diyecekler ki efendim o kötü ortamı o askerler hazırlamıştı. Külliyen yalan! O ortamı hazırlayan politikacıların aptallıklarıydı. Amerika fişekledi diyecekler, o da doğru değil. Bu konuda iki şahit göstereyim; bir tanesi Çevik Bir general. O zaman Kenan Paşa’nın özel kalem müdürüydü. Bizim çocuklar yaptı lafının olmadığını, böyle bir lafın nereden çıktığını anlayamadığını bana defalarca söylemiştir. Şahinkaya generalin bir gün evinde çay içerken, gene 12 Eylül konusu açıldığında, en çok ne ağırıma gidiyor biliyor musun celal dedi, bu 12 eylülcüler Amerikalıların adamıydı, onlardan icazet aldılar. Yahu bir Türk subayı dedi, kendi ülkesinin problemi için Amerika’dan mı icazet alacak! Bu sözü söylerken ki kızgınlığı gözlerimi yaşartmıştı, hiç unutmuyorum.