İbrahim Karagül, kır kalemini!
Cumhurbaşkanı’nın uçağından inmeyen İbrahim Karagül “kır kalemini”
HABER MERKEZİ
Bilindiği gibi AKP’nin duvara toslayan dış politikasına en hızlı uyumu sağlayan isimlerden birisi İbrahim Karagül. Yeni Şafak’ın Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Karagül, 2011’de “Bitti Esad gerçekten bitti” yazısı ile çıktığı Suriye seferini, 2017 sonlarında Soçi zirvesine selam göndererek noktalamak zorunda kalmıştı. Bir başka bahara kaldığı düşünülen Emevi Camii’nden namaz kılma hayalleri, Ankara’da geçtiğimiz gün gerçekleşen Erdoğan-Putin-Ruhani üçlü zirvesi ile tamamiyle rafa kalkmış gözüküyor.
İbrahim Karagül’ün yazıları, aslında AKP’nin dış politikada nereden nereye geldiğini gösteriyor. Ancak Karagül gibi akşam yazdıklarının sabah yanlışlandığı başka bir yazar bulmak zor. Bu kadar yanılan bir yazar olarak Karagül’ün yazdıklarının artık ciddiye alınır bir tarafı kalmamıştır.
HAMASET, PALAVRA VE BOŞ SÖZLER
Dün Rusya, İran ve Türkiye devlet başkanlarının Beştepe’de gerçekleştirdikleri zirve ve bu zirvede verilen fotoğraf, daha bir yıl önce Karagül tarafından kaleme alınan yazıları boşa düşürdü. İran ve Şii’lik düşmanı yapan, İran’ı Müslümanlara savaş açmakla suçlayan, PKK-Rusya-İran cephesinin Türkiye’ye savaş açtığını söyleyen Karagül, Beştepe’de gerçekleşen zirve sonrası geçmiş yazılarına ne diyecek merak konusu.
Beştepe’de gerçekleşen zirvenin nereye oturduğu ayrı bir tartışma. Ancak AKP’cilikte, yandaşlıkta, İslamcılıkta sınır tanımayan bir gazetenin, bu gazetenin Genel Yayın Yönetmeni’nin yazdıklarının bu kadar yanlışlanması, boşa düşmesi başka bir tartışmayı gündeme getiriyor. İslamcılık adına kalem oynatanların “ne oldukları” bir kez daha aşağıdaki satırlarla ortaya çıkmıştır.
BU SATIRLARI KARAGÜL YAZMIŞTI
İlişikteki, Karagül imzalı 16 Aralık 2015 tarihli “Musul-Halep çizgisi: Bu da bizim haritamız” başlıklı yazıdan aldığımız ufak alıntıya bir bakalım;
“Bu sesin sahibi Tahran’dır. Bu öfkeli ses, Fars yayılmasının Arapça ifade ediliş biçimidir. Şah İsmail’den bu yana Şiilik hiçbir zaman Müslümanları hedef alan böylesine saldırgan bir siyasi dile dönüşmemişti. İran devrimi sırasında böyle değildi. Ancak son yıllarda Tahran, Şiiliği bir öfke söylemine dönüştürdü. Şiilik üzerinden Müslümanları hedef alır oldu. Bunu elinden geldiğince gizlemeye çalışırken Rusya üzerinden ve örgütler üzerinden Müslüman ülkeleri vurmaya başladı.
Türkiye, Suriye’deki ılımlı muhalefeti desteklediği için terörü şehirlerimize taşıdılar. Bu kadarla yetinmeyip Kuzey Suriye koridoru üzerinden Türkiye’nin Suriye ve Arap dünyasıyla bağlantısını kesmeye çalıştılar. Bu koridoru da PKK/YPG eliyle denediler. Rusya ile kriz de patlayınca Türkiye’nin felç olacağını, hareket edemeyeceğini hesapladılar.”
Görüleceği üzeri yazar bu yazısında Alevi ve Şii düşmanlığını bir kez daha ortay koymuş, İran karşıtlığı yaparak gerçekleri ters yüz etmişti. Aslında Karagül gibi İslamcıların gizli Amerikancı ve İsrailci oldukları bu satırlarda gizliydi.
Her yurtdışı ziyaretinde Cumhurbaşkanı’nın uçağında bulunan bir gazeteci olan Karagül’ün, daha 1 yıl önce yazdıkları ile bugün Beştepe’de gerçekleşen zirve arasındaki açı henüz matematikçiler tarafından ölçülebilmiş değil.
“CİZRE’DE İRAN-RUS İŞGALİ” Mİ DEMİŞTİ?
Bu da İbrahim Karagül’ün 23 Aralık 2015 tarihli “21. yüzyılın Şah İsmail’i ve Türkiye-İran savaşı” başlıklı yazısından kısacık bir bölüm;
“Cizre’de İran-Rus işgali
İran ve Rusya, Suriye’de Türkiye ile savaşıyor. Bu, açık ama ilan edilmemiş bir savaştır. PKK ve PYD üzerinden hem Türkiye’de hem de Kuzey Suriye’de yine Türkiye’ye karşı savaşıyorlar. PYD/YPG’nin Suriye’de kurduğu Türkiye karşıtı cephenin arkasında yine aynı iki ülke vardır. Ama ABD ile, bazı Avrupa ülkeleriyle ortak hareket etmektedirler.
PKK’nın aylardır Güneydoğu illerimizde ve ilçelerimizde yürüttüğü işgal girişiminin arkasında yine bu ülkeler var. Suriye savaşını Türkiye’nin içlerine taşımışlardır. Türkiye topraklarında açık açık Türkiye ile savaşmaktadırlar. Çok yakında bu ülkedeki uzantılarını daha açık biçimde harekete geçirdiklerini göreceğiz.
Bu yüzden Cizre ve Silopi gibi bölgelerde yürütülen operasyonlar sadece PKK’ya karşı değil, bu ülkelere karşı savunma operasyonlarıdır. Bir işgali sona erdirme, evin içini temizleme, bizi içeriye mahkum eden o dış müdahaleyi kırma operasyonlarıdır. Çünkü bu aşamadan sonra PKK, terörle sınırlı bir yapı değil, Türkiye içlerine yönelik işgal projelerinin Truva Atı’dır.”
BOŞ YAZAR KARAGÜL
Şimdi de bugün gelinen noktaya bakalım ve Karagül’ün henüz kaleme aldığı “Rusya’yı köşeye sıkıştır, Türkiye’yi durdur planı: Ama bu hesap bozulacak!” başlıklı yazıdaki birkaç ifadeye göz gezdirelim;
“Şimdi Türkiye-Rusya-İran arasındaki üçlü mekanizmanın her türlü saldırıya rağmen bozulamaması, Suriye’de Batı’nın inisiyatif alanını daraltması hesaplaşmayı daha da şiddetlendirdi. Trump’la Macron arasındaki son anlaşma, Fransız askerlerinin Suriye’ye nakli, ülkenin kuzeyindeki terör koridorunun Türkiye tarafından bozulması, Afrin operasyonuyla Akdeniz kapılarının kapatılması, Türkiye’nin Fırat’ın Doğusu’na doğru yönelmesi çatışmayı daha da artıracaktır. ABD ve Avrupa’nın bütün gizli anlaşmalarının içinde Türkiye-Rusya-İran üçlü mekanizmasını bozmak bir şekilde vardır.”
Üzerinden henüz 1 yıl geçmesine rağmen Yeni Şafak Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Karagül’ün yazdıklarının taban tabana zıt olması herkesin gözünden kaçıyor. İslamcı, AKP’ci ve yandaşların “dün dündür, bugün bugündür” zihniyetine bile sığamayacak kadar büyük bir manipülasyon yaptıkları bir kez daha görülüyor. Birbirine tamamen zıt tezleri ortaya atabilmenin tıbbi bir açıklaması var mıdır bilmiyoruz. Ancak bu yazılanlara bakarak Karagül’ün “boş bir yazar” olduğu bir kez daha söylenebilir.
BEŞTEPE FOTOĞRAFI
Beştepe’de gerçekleşen Erdoğan-Putin-Ruhani zirvesi, Türkiye sermaye devleti ve AKP iktidarı açısından bir eksen değişikliği değil. Aynı AKP, bir yandan da ABD ile Ankara ve Washington’da başka zirveler düzenliyor. Örneğin Dışişleri Bakanı Müsteşarı başkanlığında bir heyetin aynı günlerde ABD’de silah ticareti masası kurduğu basına yansıdı. ABD tarafından Suriye konusunda yapılan çekiliyoruz minvalli çelişkili haberlerin arkasında belki de Türkiye ile yürütülen müzakereler bulunuyor. Bunları da yakın zamanda göreceğiz.
Ancak yandaş ve İslamcı basının bu kadar kör ve manipülatif yazılar yazması asıl konumuz. Beştepe Zirvesi’nde ortaya çıkan fotoğraf, Karagül gibi İslamcı “kalemlerin” yazdıklarının ciddiye alınır bir tarafı olmadığını bir kez daha gösteriyor.
Karagül yazdıklarını okuyor mu?
Okuyorsa “kalemini kıracak mı?”