Davutoğlu, Barlas’ın Suriye’deki cihatçı gruplara silah verilmesini kararından kendisini sorumlu tutmasına yanıt verdi.
Eski Başbakan ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Türkiye’nin Suriye’de ‘muhalif gruplar’ adı altında terör örgütlerine destek verdiğini söyleyen Sabah yazarı Mehmet Barlas’a yanıt verdi.
Karar gazetesinde yer alan habere göre Davutoğlu, Türkiye’nin ‘terör örgütleri’ne destek vermediğini savunurken ‘FETÖ’nün argümanlarının Sabah gazetesinde dillendirildiğini söyledi.
Kararların kişisel olmadığına ifade eden Davutoğlu, “Türkiye nevzuhur bir devlet değildir ve tüm kararlar devlet mekanizması içinde ilgili kurullar ve süreçler içerisinde alınmaktadır” dedi.
İktidara yakınlığı ile bilinen Sabah gazetesinin başyazarı Mehmet Barlas, 2 Ocak’ta yayımlanan yazısında “Suriye’de “Muhalif gruplar” diye terör örgütlerine verdiğimiz destekle ve Esad rejimini bizim bir iç sorunumuz gibi görerek yaptığımızı unutmayalım” demişti.
Davutoğlu’nun ofisinden yayınlanan açıklamanın tam metni şöyle:
“Türkiye hiçbir zaman terör örgütlerine destek vermemiştir. Türkiye’nin destek verdiği gruplar BM gözetimindeki Cenevre sürecine ve Türkiye’nin İran, Rusya ile birlikte yürüttüğü Astana sürecine katılan Suriyeli muhalif gruplardır. Kaldı ki bu gruplar Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Suriye’de gerçekleştirdiği operasyonlarda ordumuzun en yakın destekçileri olmuştur.
Ayrıca 23 Temmuz 2015’te PKK ile IŞİD’e karşı sınır ötesi operasyon kararı da Sayın Davutoğlu’nun başbakanlığı döneminde alınmıştır.
‘FETÖ’nün Türkiye’yi yıpratmak ve uluslararası alanda mahkum et(tir)mek için kullandığı argümanların Türkiye’nin en çok satan gazetelerinden biri olduğunu iddia eden bir yayın organında dillendirilmesi ayrıca düşündürücüdür.
Son dönemde Türk siyasetinde ve dış politikada yaşanan gelişmelerin sorumluluğunun bugün ortaya çıkan sonuçlara göre paylaştırılması bir alışkanlık haline gelmiştir.
Türkiye nevzuhur bir devlet değildir ve tüm kararlar devlet mekanizması içinde ilgili kurullar ve süreçler içerisinde alınmaktadır.
Dolayısıyla Suriye konusunda Sayın Davutoğlu’nun Dışişleri Bakanlığı ve Başbakanlığı dönemlerinde takip edilen strateji başta Milli Güvenlik Kurulu olmak üzere Bakanlar Kurulu toplantıları ve ilgili güvenlik-dış politika mekanizmaları çerçevesine alınmış devlet kararları ile şekillenmiştir.
Bu gerçeğin sürekli yok sayılarak bir devr-i sabık oluşturulması çabası yaşananları değiştirmeyecektir.
Dış politikanın konjonktürel beklentiler ve kısır tartışmalara malzeme edilerek çarpıtılması her şeyden ve herkesten önce ülkemize zarar vermektedir. Belli hassasiyetlerle her gerçekdışı iddiaya cevap verilmiyor olması bu iddiaların doğruluğuna ve bundan sonra cevap verilmeyeceğine işaret etmemektedir.”
“İran halkının mutsuzluğunu yine bu halk değerlendirecektir. Eğer rejim sağlam değilse, halka rağmen ayakta kalamaz. Ancak buna asla ABD karar veremez. Bu vesileyle bizim aynı hatayı Suriye’de “Muhalif gruplar” diye terör örgütlerine verdiğimiz destekle ve Esad rejimini bizim bir iç sorunumuz gibi görerek yaptığımızı unutmayalım. ABD hem BM ilkelerini ayaklar altına alırken, hem de bu kurumun faaliyetlerini boykot ederek iyice etkisiz hale getirirken, biz bu çizgiye asla girmeyelim.”
Bu haber en son değiştirildi 8 Ocak 2018 17:44 17:44
İsrail'in İran'a saldırını değerlendiren Bahçeli, "İsrail’in siyasi ve stratejik amacı Anadolu coğrafyasını çevrelemek, terörsüz Türkiye…
İsrail’in İran’a başlattığı geniş çaplı hava harekatının ardından çatışmalar beşinci gününe girdi. İki ülke de…
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikli Bakanlığı, Kanal İstanbul bölgesi için yeni bir imar planı hazırladı.…
Hukuk örgütleri, adil yargılama talebiyle girdiği açlık grevi sonucu yaşamını yitiren Avukat Ebru Timtik'i andı.
Ümraniye’de, Dilan Polat’ın tedavi gördüğü özel hastanenin önünde silahlı saldırıya uğrayan özel koruma Alper Ş.…
Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ hakkında tahliye kararı çıktı. Özdağ, 'halkı kin ve düşmanlığa…