Gerici Yeni Akit gazetesinin yazarlarından Abdurrahman Dilipak, bugünkü yazısında şaşırtmayarak “Ben ‘eğitim’e, ‘spor’a, ‘kültür’e, ‘aydınlanma’ya karşı biriyim” ifadelerini kullandı.
Erdoğan’a yakınlığıyla bilinen ve zaman zaman AKP’yi gidişatla ilgili uyarılarda da bulunan Dilipak, “Koç, spor, vesaire..” başlığıyla bugün yayımlanan yazısında “spor”, kültür”, “aydınlanma”, “eğitim” gibi kavramlara kendince tanımlar getirirken, insanlığın 1789 Fransız Devrimi’nden sonraki kazanımlarına karşı olduğunu açıkladı.
Birileri beni, çocuklarımı ‘eğmesin’ler, ‘eğitmesin’ler. Biz ‘Raina’ diyenlerden değiliz, dostlarımıza bile ‘Unzurna’ diyenlerdeniz” diyen Dilipak, yazısında şu ifadelere yer verdi:
“Spor yapacaktık, onlara göre sağlıklı yaşamak için. Spor aslında Biyolojide ‘Bitkilerin ya da bir hücreli hayvanların çok özelleşmiş olan ve yaşamın sürekliliğini sağlayan üreme yeteneğindeki hücrelere verilen ad’ idi.. Aslında ‘Sporla üreyen bitkiler’, bitkilerin en ilkel bölümünü oluşturuyorlardı. Batı ‘Cultur’una göre, ‘İnsanın doğal yaşam biçimini/forumu’nu korumak için spor yapması gerekiyordu.
Eğitim de aslında okul üzerinden ‘Kültürel bir norm’ oluşturmak için gerekli idi. Bu anlamda norm, toplumsallaşma sürecindeki grup üyelerinin sosyal ilişkilerinde ortaya çıkan ve ‘birey’lerin grup içinde nasıl davranacaklarını belirleyen kural ve beklentilere verilen ad idi. Yine beyaz efendilerimiz bizi normalleştirmek için bize ‘İlahlık’ ve ‘Rablik’ taslıyorlardı. Yoksa ‘anormal’ olmuş olacaktık ve dışlanacaktık. Ya da ‘insanlaşma aşamasını tamamlamamış maymunlar’ olarak damgalanacaktık, tıpkı Darvin’in yaptığı gibi. ‘Norm’ batılı efendilerimizin (!) bizim için, birey, toplum ve devletler ölçeğinde koyduğu ‘uyulması gerekli kural’lara verilen ad’dır.
Mesela, kültür de, aslında, aynı zamanda hayvanlar için, tarımsal ürünler içinde kullanılır. ‘Kültür ırkı’ (İng. culture race) dediğinizde ‘Ekonomik açıdan önemli bazı hayvan ve endemik bitkilerin özel koşullar alanda yetiştirilmesiyle oluşturulan ırklar’a verilen ad’dır. Bizdeki kültür, benzer bir amaç ve yöntemle insanlara karşı uygulanır. Yani tarım ve hayvancılıkta aranan mükemmeliyetçiliğin insana uygulanmasıdır ki, burada amaç, ekonomik, siyasi, sosyal ve seküler bir amaçtır.
Umarım, niye ‘Okul’a, ‘Eğitim’e, ‘Spor’a ve ‘Kültür’e karşı olduğumu anlatabildim. ‘Aydınlanma felsefesi’ bu anlamda 1789 Fransız devrimi ile Fransız Kültürünün evrenselleştirilmesi adına oluşturulan Laik ve Seküler bir ‘Modernleştirme’ sürecidir. Yani Batılılaştırmaya yönelik, batı değerlerini ‘Modern / Çağdaş’ bir akım olarak ‘Moda’ haline getirmeye çalışan bir akımın adıdır. Aydınlanma, Batı siyasasının, iktisadının, teoloji, tarih ve yağmasının kutsanması ve evrenselleştirilmesi adına bir operasyonun adıdır aslında. Onun için ben bir Müslüman olarak ne batılı anlamda ‘Sağcılığı’, ne Aydınlanma felsefesinin ürünü olan ‘Aydın’ olmayı kendime yakıştırmam. ‘Sivil’ olmak bile, ‘Politik toplum’ diye bir olguya karşı dengeleyici bir argüman olarak, zaruret gereği ihtiyadla, arızi olarak kabulleneceğim bir nitelemedir.”
Bu haber en son değiştirildi 4 Aralık 2018 13:53 13:53
Gazze’ye insani yardım götürmek için yola çıkan Özgürlük Filosu, uluslararası sularda İsrail askerlerinin müdahalesine uğradı.…
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, “uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak” iddiasıyla ünlü isimlere yönelik soruşturma başlattı. Hadise,…
Suriye'de geçici cumhurbaşkanı olarak atanan Colani, ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack ve CENTCOM Komutanı…
Son dönemlerde AKP ve Erdoğan'a yönelik sert eleştirileri ile sık sık gündeme gelen eski AKP…
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü soruşturma kapsamında aralarında Dilan ve Engin Polat, İrem Derici, Hadise Açıkgöz,…
Diyanet’te, “Erbaş dönemi parlayan isimlerden” ve yeni başkan Arpaguş’un hemşehrisi olan Sinan Kazancı, İnsan Kaynakları…