Enflasyon ve resmi işsizlik oranlarının yüzde 10’ların aşağısına inmediği, milyonlarca emekçinin açlık sınırının da altındaki asgari ücretle yaşamaya mahkum edildiği Türkiye’de bir dediği iki edilmeyen patronların keyfi hiç olmadığı kadar yerinde. Kendilerini temsil eden AKP’de de başta Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan olmak üzere iktidar temsilcileri, ekonomi ile ilgili hemen her ağzını açtıklarında 2017 ‘deki yüzde 7.4 büyüme rakamına dayanarak pembe tablolar çiziliyor.
Ancak madalyonun diğer yüzü ise emekçiler için tablonun giderek daha da karardığını gösteriyor. DÜNYA Gazetesi’nden İsmet Özkul‘un köşesinde aktardığına göre sermaye geçtiğimiz yılda gelirlerini işgücü ödemelerindeki artışa oranla 2 kattan daha fazla arttırırken, bu durum emeğin milli gelirden aldığı payın daha da küçülmesine yol açtı. Bir diğer deyişle emekçilerin alınterini çalarak ‘büyüyen’ patronlar, kâr ve servetlerini gelir adaletsizliğini katlayarak büyütme pahasına katladı.
İşte çarpıcı rakamlar:
-2017’de işgücü ödemeleri cari fiyatlarla yüzde 12.86 artarken, sermaye kazancı ve rant gelirlerindeki artış brüt olarak yüzde 23.60, net olarak yüzde 26.25 arttı. Yani kar ve rantın geliri işgücü ödemelerinin 2 katı bir hızla arttı.
-Bunun sonucunda emeğin milli gelirden aldığı pay 1.67 puan azalarak yüzde 30.54’e geriledi.
-Ücret, maaş ve yevmiye ile çalışanların sayısını dikkate alarak çalışan başına işgücü ödemelerindeki gelişmelere bakarsak, durum emek açısından daha da kötüye gidiyor.
-Ücret, maaş ve yevmiye ile çalışan başına işgücü ödemesi miktarındaki yıllık artış yüzde 9.39’a düşüyor. Bu hem TÜFE’ye göre 12 aylık ortalama enflasyonun, hem de sektörlerin büyüme hızı hesabına esas olan deflatörün altında bir artış.
-Bu durum, ekonomi yüzde 7.42 gibi yüksek bir hızla büyürken bile çalışan başına işgücü ödemelerinin reel olarak küçüldüğünü gösteriyor. Çalışan başına işgücü ödemesi TÜFE’ye göre hesaplandığında yüzde 1.58 azaldı. Aynı hesabı, yüzde 10.95 olan sektörlerin ortalama deflatörü ile yaparsak da çalışan başına işgücü ödemelerinin reel olarak yüzde 1.41 küçüldüğü görülüyor.
-Bu veriler, 2017 yılında emek kesiminin hızlı büyümeden payını almak bir yana gelir kaybıyla yüzyüze kaldığını gösteriyor. Toplumun geniş kesimleri yüksek büyümeye rağmen refah artışı yerine kayıplarla karşı karşıya kalmış gözüküyor. Sonuç olarak zaten bozuk olan gelir dağılımı, hızlı büyümeye rağmen daha da bozuluyor.
Kar ve rant tarafında zenginlik artışı gerçekleşirken emek cephesinde hızlı büyümeye rağmen reel yoksullaşma ortaya çıkması, ekonomik ve sosyal dengeler açısından bir diğer önemli kırılganlık noktası oluşturuyor.
Bu haber en son değiştirildi 6 Nisan 2018 23:58 23:58
İstanbul Barosu Başkanı İbrahim Kaboğlu, 78 kişinin hayatını kaybettiği Grand Kartal Otel yangınına ilişkin, "Bu…
İran Cumhurbaşkanı Pezeşkiyan, İsrail'in kendisine suikast girişiminin başarısız olduğunu söyledi. Pezeşkiyan, İran'ın savaş istemediğini bir…
Mahkemeden RTÜK tarafından Halk TV'ye verilen 10 günlük karatma cezasında yürütmeyi durdurma kararı çıktı.
Hazine ve Maliye Bakanlığı, düzenlediği iki ihalede toplam 97,2 milyar lira borçlandı. İhalelerde biri 8…
"Performans düşüklüğü" gerekçesiyle işten çıkarılan 3 Beltur işçisi, İBB binası önünde kendini zincirledi. Polis müdahalesiyle…
ÖTV'nin güncellenmesiyle birlikte bir alkol grubunun daha vergisine zam geldi.