Emperyalist şirket McKinsey’in sağlığımıza el attığı ortaya çıktı
McKinsey’in daha öncesinde de Sağlık Bakanlığı ile anlaşma yaptığı ve Türkiye’de sağlık hizmetlerine el attığı ortaya çıktı.
Türkiye ekonomisinin emperyalist bir şirket olan McKinsey’in denetimine verileceği ve bu yönde bir anlaşmanın yapıldığı geçtiğimiz hafta Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak tarafından açıklandı. Türkiye ekonomisine uluslararası sermayenin müdahalesinin aracı olarak görülebilecek McKinsey’in daha öncesinde de Sağlık Bakanlığı ile anlaşma yaptığı ve Türkiye’de sağlık hizmetlerine el attığı ortaya çıktı.
Son aylarda yaşanan devalüasyon tablosunun yanı sıra, enflasyondaki ve işsizlikteki artış Türkiye ekonomisinin kötüye gittiğinin en temel göstergesi olarak görülüyor. Buna çözüm olarak bugüne kadar emperyalizm işbirlikçiliğinde sınır tanımayan AKP iktidarının danışmanlık hizmeti verdiği söylenen ABD’li bir şirkete kurtarıcı olarak yönelmesi şaşırtıcı değil. Bu durum Türkiye’de patronların krizden en az şekilde etkilenerek çıkması, krizin faturasının emekçilere kesilmesi ve ‘IMF’siz bir IMF’ programının ülkemizde uygulanması anlamına gelecektir. McKinsey’le yapılan danışmanlık anlaşmasının ardında yatan gerçekler bu açıdan görülmeden geçilemez.
Tam da bu noktada gerek dünya üzerinde, gerekse ülkemizde danışmanlık adı altında ABD emperyalizminin programının uygulanmasının adı olan McKinsey’in siciline dair yeni veriler ortaya çıkıyor.
PİYASACILIK İÇİN ADRES MCKİNSEY
AKP iktidarı tarafından başlatılan ve sürdürülen “Sağlıkta Dönüşüm Programı” bilindiği üzere ülkemizde sağlık hizmetlerinde piyasacılığın önünün açılması, sağlıkta özelleştirmeler, sosyal güvenlik sisteminin tasfiyesi ve piyasacı bir mantıkla yeniden yapılandırılması üzerine kuruluydu.
Reform olarak sunulan ancak geriye gidişten başka bir anlamı olmayan bu programın uluslararası sermayenin tercihleri doğrultusunda yapıldığı açık olmakla birlikte, AKP iktidarı programın devamını getirmek için çeşitli çalışmalar yapmaya devam etti ve ediyor. Bu çalışmalardan bir tanesi ise 2016 yılında yapıldı. 5-9 Aralık 2016 tarihinde Ankara’da düzenlenen “Sağlık Bakanlığı Politika Laboratuarı” başlıklı çalıştayın amacı Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın ikinci fazına geçiş için saha araştırmaları yapmak ve bunun sonuçlarını değerlendirmek olarak ifade edilmişti. Bu sayede sağlığın piyasalaşması adına atılacak adımlar planlanmaya çalışıldı.
Bu çalışmanın arkasındaki emperyalist şirket ise McKinsey’den başkası değildi. Şirketin çalışmadaki rolü, AKP’ye yakınlığı ile bilinen ve birinci basamakta çalışan hekimleri temsil ettiğini söyleyen Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu’nun (AHEF) sitesinde ilgili çalıştaya dair yer alan raporda gözler önüne serili duruyor. Raporda yer alan “Keşif Laboratuarları McKinsey & Company danışmanlık şirketi, Strateji Geliştirme Başkanlığımız ve Saha Koordinatörleri ekibi ile sürdürülmektedir” ifadesi ülkemizdeki sağlık sistemine emperyalist müdahalenin çok temel örneklerinden biri olarak gösterilebilir.
(İlgili rapora ulaşmak için tıklayınız)
Çalıştay’ın içeriğinde teknik özellikler öne çıkmakla birlikte esas meselenin sağlık hizmetlerinin piyasalaşması bahsinde AKP’nin kararlı bir tutum sergilemesi; denetimi, planlamayı ve birinci basamak sağlık hizmetlerinin sunumunu Amerikalı bir şirketle birlikte yapması olduğu görülmeli. Bu şekilde ülkemiz açısından en kritik alanlardan bir tanesinde uluslararası sermayenin temsilcilerinden birinin nasıl söz sahibi olduğu ortaya çıkıyor. Tüm bunlarla birlikte Sağlık Bakanlığı’nın bu “hizmet” için McKinsey’e ne kadar ödeme yaptığı ise bilinmiyor.
McKinsey’e ses çıkarmayan AHEF’ten “yerli ve milli” çağrısı
İlgili çalışmada adı geçen ve ülkemizdeki aile hekimleri adına Çalıştay’a katılan AHEF’in geçtiğimiz ay başında yaptığı bir çağrı ise bu alanda AKP’ye yakın olan kurumlardan birinin hamasi tutumu olarak örnek teşkil etti. 2016 yılında yapılan Çalıştay’da McKinsey’in varlığına ses çıkarmayan, sağlığın piyasalaşmasına karşı çıkmak yerine verili sisteme meşruiyet katan AHEF’in başkanı Dr. Şenol Atakan’ın 1 Eylül 2018 tarihinde yaptığı açıklama, AKP’nin “yerli ve milli” kampanyasına verdiği destek konusundaki tutumunu gözler önüne seriyor.
Sözkonusu açıklamasında “Biz ülkesini düşünen halkını ve vatanını seven hekimler olarak, milli servetin heba edilmemesi için tüm yetkili mercilerle bize ait milli aile hekimliği modeli oluşturmayı öneriyor ve bu süreçte tüm yetkililer ile açık yüreklilikle birlikte çalışacağımızı vurgulamak istiyoruz” diyen Atakan’ın AKP ve patronlar için sağlık emekçilerini fedakarlık yapmaya çağırması ise aynı zamanda bir oyun olarak görülmeli. Çünkü işbirlikçilikte sınır tanımayan ve McKinsey ile anlaşma yapan bir iktidara “millilik” atfedilmesi imkansız.