En büyük grev: İngiltere'de akademisyenler iş bırakıyor
İngiltere'de greve çıkan üniversite emekçileri, emeklilik düzenlemesine karşı mücadele ediyor.

İngiltere’deki üniversitelerdeki akademisyenler, 22 Şubat Perşembe gününden başlayarak toplamda 14 iş günü sürecek olan bir greve gitme kararı aldılar.
Muhafazakar hükümetin üniversite emekçilerinin emeklilik haklarına yönelik başlattığı saldırının ardından, Üniversite ve Kolej Çalışanları Sendikası’na (UCU) bağlı üniversite emekçileri grev seçeneğini masaya yatırdılar ve sendikaya üye emekçiler oy birliğiyle greve gitme kararı aldılar.
Yapılan yeni düzenlemeyle beraber ortalama bir akademisyenin emekli olduktan sonra yıllık 10,000 pound daha az emeklilik maaşı alacağı belirtiliyor. UCU, meslek hayatının başında olan genç akademisyenlerin ise emeklilik maaşlarının yarısını kaybedeceğini ve bu düzenlemeden en çok etkilenecek kesim olduğunu söylüyor.
Üniversite emekçilerinin grevi, İngiltere’de yükseköğretim kurumlarında şimdiye kadar gerçekleştirilmiş en büyük grev olma niteliği taşıyor.
65 ÜNİVERSİTE, 1 MİLYON ÖĞRENCİ
Üniversite emekçilerinin grevine, Britanya’nın en köklü okullarından Oxford, Cambridge, Bristol, Durham, Exeter, Imperial College London, Warwick ve York da dahil olmak üzere toplamda 65 okul katılacak. Bu okullarda okuyan 1 milyondan fazla öğrencinin grevden etkileneceği tahmin ediliyor.
UCU Genel Sekreteri Sally Hunt, hükümetle müzakere için iletişim kanallarının açık olduğunu belirtirken, hükümetten herhangi bir geri adım atma sinyalinin gelmediğini söyledi. Hunt, bir çözüm bulunana kadar grevin devam edeceğini vurguladı.
ÖĞRENCİLERDEN DESTEK
UCU olarak grevi öğrencilerin en yoğun oldukları sınav dönemine denk getirmek istemediklerini belirten Hunt, grevden etkilenen bazı öğrencilerin kayıp ders saatlerinin telafisi için üniversitelerine dava açmayı planladığını belirtti.
Öğrencilerin %51’inin üniversitedeki grevi desteklediği belirtilirken, 30 üniversitede yaklaşık 80.000’e yakın öğrenci, öğretmenlerine destek olmak için başlatılan imza kampanyasına katıldı.
King’s College London’da imza kampanyasını örgütleyen öğrencilerden biri olan Robert Liow, “Eğitim hakkının satılabilecek bir ürün olmadığını düşünüyorum ancak bizler birer müşteri gibi muamele görüyoruz” şeklinde konuştu.