Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) tarafından ATO Congresium’da düzenlenen bir sempozyumda konuştu.
Erdoğan’ın konuşmasından satır başları:
AK Parti’yi anlamak için önce Türkiye ve Türk milletini anlamak gerekir. Bizimle girdikleri her yarışı kaybedenlerin işi millete hakaret etmeye vardırmaları aslında hiç de şuursuz bir tepki değildir. Seçimler sonrasında sergiledikleri tavırlar da AK Parti’yi değil, milleti yenememiş olmanın hırsından kaynaklanıyor. Bu kesim ülkemize ve milletimize olan düşmanlıklarını gizleyemez hale geldi. Ben bunları hayırlı gelişmeler olarak görüyorum.
Son günlerde yaşanan hadiseleri de bu çerçevede değerlendiriyorum. Türkiye’ye yönelik açık bir ekonomik saldırı var. Bodosloma bir şekilde üzerimize geliyorlar. Buna karşı yapabileceğimiz iki şey var. Bunlardan biri ekonomik, diğeri siyasi tavırdır. Ekonominin gerektirdiği tedbirleri alıyoruz. Hazine ve Maliye Bakanlığı’mız ve ilgili kurumlarımız gece-gündüz çalışıyor.
Bizim de kendimizi buna göre konumlandırmamız gerekiyor. Ekonomi alanında cari açık, faizler enflasyon başta olmak üzere çözmemiz gereken bazı sorunlar olduğunu elbette gözden ırak tutmuyoruz. Ülkemizin uzun süredir uluslararası alanda münasip olmayan bir konuma yerleştirilmeye çalışıldığını da biliyoruz. Son saldırı adeta cafcaflı grafikleri, fiyakalı raporları anlamsız hale getirmiştir. Son döviz kuru olayına bir bakalım. Dolar ülkemizin parası karşısında bir anda 4.8 seviyesinden 7’lere fırladı. 15 Temmuz sabahı 2,8 seviyesinde olan kurun 2 yılda 4.8’e çıkması dahi anlamsızken bu durumu nasıl izah edeceğiz. Ortada böyle olmasını gerektiren bir anormallik var mı diye baktığımızda gördüğümüz manzara şudur; Türkiye’nin önceki krizlerdeki gibi bankaları mı battı? Türkiye çok büyük bir felaket yaşayıp üretemez bir duruma mı düştü, hayır! Hamd olsun ekonomimiz tıkır tıkır çalışıyor. Rekorlar kırdığımız bir dönemden geçiyoruz. Turizmde adeta patlama yaşayan bir dönemden geçiyoruz. Kendi topraklarımızda da bölgede de huzurun, güvenin teminatı ülke konumundayız. Ülkemize dönük derin bir operasyon var. Ekonomide geçtiğimiz 16 yılda 3.5 kat büyüttüğümüz için rahatsız olanların olması normaldir.
AK Parti döneminde yaptığımız en önemli değişim devletimizle milletimizle barıştırarak ülkemizin gücünü ekonomide çok ileri taşımış olmamız. Birileri bu durumu hazmedemiyor. Bunlar sahada bize istediklerini yaptıramayınca tıpkı diplomasi gibi, ekonomiyi de bir silah olarak kullanmaktan çekinmiyorlar. Sizinle stratejik ortak değil miyiz? Kosova’da beraber olmadık mı? Peki bu yaptığınız nedir. Ne yapmak istiyorsunuz? Bu milletin karakteri sağa sola savrulan bir karakter değildir. Yaşanılan sürecin bize maliyeti var. Ama operasyonu gerçekleştirenlere de maliyeti var.
Ben milletime inanıyorum. Onlar yoğun bir şekilde şuanda Türk Lirası’nı hemen alıp doları bankalarda bozdurduğunu görüyorum. Mesele bu! Dolar, hemen bozdurulup TL’nin onurunu korumamız işte bunlara en güzel cevap olacaktır. Dün siyasi özgürlüğümüzü birbirimize kenetlenip darbecilerin silahlarına karşı korumuştuk. Bugün de ekonomik özgürlüğümüzü birbirimize kenetlenerek koruyacağız. Ekonomik tetikçilere vereceğimiz en güzel cevap işimize dört elle savunmak olacaktır. Depoları kilitlemenin anlamı yok, ihraç, ihraç, ihraç… Üretimi askıya alalım dersek çok ciddi yanlış yaparsınız. Üretim, üretim, üretim yola devam. Daha çok ter döküp emek vereceğiz. Dışarıdan dövizle aldığımız her ürünün daha kalitelisini üretip biz dışarıya satacağız. Amerika’nın elektronik ürünlerine biz boykot uygulayacağız. Onların iPhone’u varsa öbür tarafta Samsung var. Kendi ülkemizde Venus var Vestel var. Ne yapacağımızı anlasınlar. Biz kendimize yeteceğiz. Olmayanı da üreteceğiz.
Hazine ve Maliye Bakanı’mız şuanda bazı ülkeleri dolaşıyor. Biz aynı şekilde görüşüyoruz, görüşmelerimizi devam ettireceğiz ve Türkiye’de bir araya gelmenin gayretleri içerisindeyiz. Dayanışmamızı bu şekilde sürdüreceğiz. Kaynakları içeriden dışarı doğru değil, içeriden dışarı doğru akıtacağız. Bunları başardığımızda önümüze konan engellerin bozulduğunu, senaryoların birer birer yırtıldığını göreceğiz.
Türkiye 2023 hedeflerine ulaştığında kişi başına düşen milli gelir iki katından fazla artacağı için her vatandaşımız iki kat daha zengin hale gelecek. Gelişmiş ülkeler hızla yaşlanırken biz dinamik nüfusumuzla dünyanın parlayan yıldızı haline geleceğiz. Gençlerimize imkan verildiğinde neler başarabildiklerine en yakın şahit biziz. Bu ülkede kendine aydınlık bir gelecek kuramayan dünyanın hiçbir yerinde böyle bir şans elde edemez. Bazılarının yurt dışı güzellemeleri yaptıklarını görüyorum. Yurt dışında verdiği emek ve gayreti burada sergileyen herkes ülkemizde çok daha iyi bir hayat seviyesine ulaşacaktır. Ülkesini karalamayı tercih edenlere biz mankurt diyoruz. Bizim mankurtlara ihtiyacımız yok. Bize bu ülkenin kalbi iman dolu, kalbi zehir gibi çalışan gençlerimiz yeter. AK Parti davası bu gençliği yetiştirme davasıdır.
Bu haber en son değiştirildi 14 Ağustos 2018 13:28 13:28
İçişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamaya göre Tunceli Belediye Başkanı Cevdet Konak ve Ovacık Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül…
Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, Rusya'nın nükleer olmayan hipersonik ekipmanlarla donatılmış bir balistik füzeyi fırlatarak, Batı'ya…
Beyaz Saray Basın Sözcüsü Jean-Pierre yaptığı açıklamada ne ABD'nin ne de Ukrayna'nın bölgedeki gerilimi arttırmada…
Eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın şikâyetiyle 11 yıl 8 ay hapis…
11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün eski basın danışmanı Ahmet Sever, Mustafa Varank’ın açtığı 'Ak trol' davasından…
"Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma" suçlamasıyla hakkında soruşturma başlatılan gazeteci Fatih Altaylı, "Olağan ve alışık…