Erdoğan buyurdu: Ülkemizde artık kimse sosyal statüsünden dolayı ikinci sınıf muamele gördüğünü söyleyemez
Patronlar partisi AKP'nin Genel Başkanı, bugünkü miting konuşmasında da Türkiye'de hiç kimsenin sosyal statüsü nedeniyle ikinci sınıf muamele görmediği yalanını söyledi.
AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, seçim çalışmaları kapsamında Adıyaman Hükümet Konağı önünde düzenlenen mitingde konuştu.
Konuşmasında sık sık diğer partilerin cumhurbaşkanı adaylarına yüklenen Erdoğan, HDP’nin tutuklu cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş’ın serbest bırakılmasını talep eden CHP’nin adayı Muharrem İnce’yi hedef alarak “Neymiş adaymış, neymiş serbest bırakılması gerekiyormuş. Sen ne diyorsun, neyi serbest bırakıyorsun bu ülkede hukuk var yargı var.” dedi.
Erdoğan, Muharrem İnce’nin kendisine yönelttiği “ABD’de Fethullah Gülen’le görüşme” iddiasına da bir kez daha yanıt verdi. İnce’yi ‘komik adam’ olarak niteleyen Erdoğan, “Başındaki adam Kılıçdaroğlu zaten bir yalancı, bu da onun yanında bir çırak. Bu da yalancı. Benim bu güzel ülkemi yalanla dolanla siyaset yapanlara mı teslim edeceksiniz” ifadelerini kullandı.
AKP’li Cumhurbaşkanın konuşmasında bir diğer dikkat çeken de, Türkiye’de hiç kimsenin kökeni, inancı ve sınıfı nedeniyle ayrım yapılmadığına ilişkin iddiasıydı. “Red, asimilasyon, inkar bütün bu politikaları biz kaldırdık.” diyen Erdoğan, “Ülkemizde artık kimse ne kökeninden ne inancından ne sosyal statüsünden dolayı itilip kakıldığını, horlandığını, ikinci sınıf muamele gördüğünü söyleyemez.” iddiasında bulundu.
Erdoğan’ın konuşmasının satır başları şöyle;
‘BİZİM SİYASETİMİZ HİZMET SİYASETİ’
“Nasıl geçtiğimiz 16 yılda ülkemizi her alanda 3,5 kat büyüttüysek şimdi de 2023 hedeflerine ulaşarak ülkemizi iki kata daha ileriye götürmek istiyoruz. Bizim siyasetimiz hizmet siyasetidir. Biz milletimize hizmetkar olmaya geldik. Bugün de milletimize Adıyaman’a hizmete talibiz. Bunun için 24 Haziran’da sizlerden yeniden hizmet için yatırım için proje için bir kez daha destek istiyoruz. Biz beşer planında hiçbir gücün önünde eğilmedik. Biz sadece ve sadece Allah’ın huzurunda rükuda ve secdede eğildik.
‘KIRGIN OLANLAR VAR’
24 Haziran’da güçlü Meclis için Cumhurbaşkanlığında şahsımı, Meclis’te AK Parti’yi desteklemeye hazır mıyız? Sizlerin desteğiyle irade, erdem ve cesaretle Türkiye’yi şahlandırıyor muyuz? Adıyaman’ın bu coşkusunu bu heyecanını gördükten sonra Allah’ın izniyle 24 Haziran akşamı sandıkları patlatacağımızdan eminim. Allah’ın izniyle birinci hep Adıyaman’dan çıktı. Ama bu defa bir başka çıkacağına inanıyorum.
Bu süreçte dargınlık, kırgınlık yok. Bazen duyuyorum dargın, kırgın olanlar var. Biz birbirimizi Allah için seviyoruz. Allah için seveceğiz. Geçmişte yıllarca ihmal edilen mahrumiyeti iliklerine kadar hisseden Adıyaman hizmeti kıymeti iyi bilir. Hükümetlerimiz döneminde Adıyaman’a 14 katrilyon liralık destek ve yatırım yaptık. Ama Adıyaman bunu haketti.
‘TÜTÜNÜN SATIŞINI BİZ SERBESTLEŞTİRDİK’
16 yılda Adıyamanlı çiftçilerimize 1,2 katrilyon lira tarımsal destek verdik. Bay Kemal, hani ne diyordun “Çiftçilere birşey vermiyorlar.” Bunları biz verdik biz. Tütün Adıyaman’da önemli bir yere sahip. Bu ürünün ticari önemini görmezden gelmiyorum ama yinede tavsiye ediyorum sigara içmeyin. Hele hele erkekler hanımlara zulmetmeyin. Bu konuyu istismar ederek kafanızı bulandırmaya çalışanlar olduğunu duydum. Geçmişte tütünün bir gramının bile satışının yasak iken gerekli düzenlemeleri yapıp tütünün değerinden satılabilmesine biz imkan sağladık. Bu konuda herhangi bir geriye gidiş söz konusu değildir. Biz sizlerin ekmeğine engel olmaya değil ekmeğini büyütmeye geldik. Bununla ilgili de arkadaşlarıma 24 Haziran’dan sonra bu konuda talimatlarımızı verdik. Asla sizin bu konuda da önünüz kesilmeyecek rahat olun. Sizin kazanılmış haklarınızı AK Parti iktidarı geri almaz.
’15 VEKİLİ PAZARA ÇIKARDILAR’
Oy namustur oyunuza lütfen sahip çıkın. Türkiye için milletimiz için, hayata geçirecek parti kendisi için oy ister. Cumhurbaşkanlığında, mecliste ne kadar güçlü olursanız ülkeye o kadar iyi hizmet edersiniz. 24 Haziran’da kendisi için değil başka adaylara başka partilere oy isteyenler var. Ana muhalefet partisi genel başkanı ne yaptı? 15 tane milletvekilini pazara çıkardı. 15 milletvekilini birden paket yapıp başka bir partiye servis etti. Ne olduğunu, nereye gittiklerini anlayamayan milletvekillerinin şaşkın yüzleri hala gözlerimin önünde. 23 Nisan’da Meclis’e gittiğimde bu milletvekillerinin en arka sıralarda kendilerini saklamaya çalıştıklarını gördüm. O paketlendikleri partinin sıralarına bile gelmediler. Çünkü yapılan işin ne kadar utanç verici olduğunu onlar da biliyorlardı.
Cumhurbaşkanlığı adaylığı için imzalar toplanırken de kendi adaylarını bir kenara bırakıp başka adaylar için seçim kurulları önünde sıraya girmişlerdi. Siz sakın onların dediklerine bakmayın bu işin demokrasiyle felan alakası yok. Güya 24 Haziran seçimlerinde hepsi toplanıp bizim önümüzü kesecekler. Hesabı da hesap yapını da anında tanırız.
‘BİR PKK İSTİYOR BİR DE CHP’
Şimdi de aynı partinin genel başkanı dahil pek çok sözcüsü şu parti illa barajı geçmeli diyerek adeta seçmenlerini işportaya çıkarıyor. Barajı geçmeli dedikleri parti bu ülkenin en eli kanlı örgütünün emrinden çıkmadğı için gerçek anlamda siyasi parti olamamış bir yapıdır. Milletvekilleri kendilerine oy verenleri temsil etmek yerine örgütün cenaze ve silah işlerine bakıyordu anlıyorsunuz değil mi? Belediye başkanları seçildikleri yere hizmet etmek yerine devletin aracını, parasını örgüte dağa gönderiyordu. Teşkilatları örgüt adına dağa adam toplama merkezleri haline gelmişti. Böyle bir partinin illa mecliste olmasını ülkede sadece bir PKK istiyor birde CHP istiyor. Öyle ki yurt dışında aynı çadırın bir tarafını CHP diğer tarafını bölücü örgütün siyasi uzantısı kullanıyor. Benimle ilgili Almanya’da yapılanları duyuyorsunuz değil mi? Yahu topunuz gelin topunuz. Benim Avrupa’daki kardeşlerim herşeyi çok iyi biliyor. Onlar sizin o çadırlarınızda oy vermezler.
‘ADIYAMAN OYUNU BOZAR’
Şimdi ben Adıyaman’da bu manzaraya bakıyorum. Bu manzara tek başına oynanan oyunu bozmaya yeter. Bu ülkede 81 milyon vatandaşımızın tamamıyla birlikte Kürt kardeşlerimizin de temsilcisi Recep Tayyip Erdoğan’dır. Bu kadar açık söylüyorum. Niye? Benim için Türklük, Kürtlük, Lazlık, Çerkezlik böyle birşey yok. Biz yaradılanı yaradandan ötürü sevdik bu kadar basit. Türkiye’de Kürt kardeşlerimizin yoğun olarak yaşadıkları yerlere en büyük hizmeti biz götürdük. Şehir merkezlerinden mezralara kadar, yolundan suyuna kadar eksik hizmet bırakmadık.
‘YASAKLARI KALDIRDIK’
Kültürel ve sosyal haklar konusundaki tüm yasakları biz kaldırdık. Red, asimilasyon, inkar bütün bu politikaları biz kaldırdık. Ülkemizde artık kimse ne kökeninden ne inancından ne sosyal statüsünden dolayı itilip kakıldığını, horlandığını, ikinci sınıf muamele gördüğünü söyleyemez.
‘ZİYARET ETTİĞİN ŞAHIS ÖLDÜRDÜ’
Bu terör örgütünün güdümündeki parti ne yaptı? Türkiye’nin tamamını bir kenara bıraktı mı? İstismarı yaptıkları bölgelerde dikilmiş bir tane ağaçları üst üste konulmuş bir tane tuğlaları var mı? Şimdi cezaevinden aday olan bu zat ziyaret ediyor. Muharrem, sayın Muharrem önce Edirne’ye gittin peki bu Diyarbakır’da yapılan 7 Haziran seçiminden sonra bu ziyaret ettiğin şahıs değil miydi? 53 tane benim Kürt kardeşimin ölümüne neden olan? Sen hangi akla hizmet ediyorsun? Neymiş adaymış, neymiş serbest bırakılması gerekiyormuş. Sen ne diyorsun, neyi serbest bırakıyorsun bu ülkede hukuk var yargı var. 53 tane benim Kürt kardeşimi bunlar öldürdüler. Ondan sonra da biz asla kimseyi öldürmeyiz diyorlar. Yasin Börü’nün hesabını veremezsiniz. Oradaki kardeşlerimizin hesabını veremezsiniz. Yargı tecelli edecektir. Hukuk, adalet tecelli edecektir. Gereği neyse o olacaktır. Bunlar sadece ve sadece mezar taşı dikmeyi bilirler.
‘MUHARREM İNCE KOMİK ADAM’
Ana muhalefet partisinin adayı aslında komik bir adam. Kimi zaman yalan dolanla, kimi zaman atarak iyi vakit geçirtiyor. Ama böyle bir adama ülke emanet edilir mi? Türkiye’yi yönetmek çırakların işi değil. Şimdi çıkmış ben icazet almışım. Sayın Muharrem, iddiayı ispat iddia sahibinin görevidir. İspat edemezsen namertsin dedim. Tuttu bir kitaptan bir satır. O kitabın yazarı da o somut bir şey değil dedi. Başındaki adam Kılıçdaroğlu zaten bir yalancı, bu da onun yanında bir çırak. Bu da yalancı. Benim bu güzel ülkemi yalanla dolanla siyaset yapanlara mı teslim edeceksiniz. Kendisine dava açtım, yargıda hesabını versin. Ben icazeti nerden aldım biliyor musunuz? Cezaevinden çıktım, bir kamuoyu araştırması yaptım. Halkım bize parti kurmalısın dedi. Halkım emretti, biz partimizi kurduk. Biz halkımızdan aldık icazeti. Kiminle ne konuşacağını çok iyi bil. Şimdi mahkemede hesabını ver.”