Erdoğan gençlere seslendi: Ben de yeri geliyor zaman zaman ağlıyorum
AKP'li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Türkiye Gençlik Vakfı Genel Kurulu'nda (TÜGVA) konuştu.
AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Türkiye Gençlik Vakfı Genel Kurulu’nda (TÜGVA) konuştu.
Erdoğan’ın konuşması şöyle: “Mehmet Akif merhumun diliyle ifade etmek istiyorum: Âsım’ın nesli…diyordum ya…nesilmiş gerçek: İşte çiğnetmedi nâmûsunu, çiğnetmeyecek. Biz TÜGVA’dan Âsım’ın nesli kıratında nesiller yetiştirmesini bekliyoruz. Bize gurur, kibir yakışmaz. Biz umut kaynağıyız.
Birileri sığınmacılara vebalı muamelesi yaparken, biz sofralarımızı milyonlarcasıyla paylaşıyoruz. Irkçılık hızla yayılırken, biz Yunus’un ifadesiyle, “Yaradanı severiz, yaradandan ötürü” şiarıyla yola devam ediyoruz.
Bu çatı altında buluşan her gencimiz, mukaddes değerlerin, milli hedeflerin takipçisi ve sahibi olmalıdır. Türkiye’nin 2053 ve 2071 vizyonlarını oluşturma ve hayata geçirme vazifesini sizlere emanet ediyorum.
Hamdolsun son devletimizi nice badirelerden kurtararak bugünkü seviyesine getirdik. Bizler millet olarak daima tarihin öznesi olduk. Hedeflerimizi büyük kılan, sahiplendiğimiz misyonu sınırlandırmamış olmamızdır.
Milletimizin hakimi değil sadece ve sadece hizmetkarı olduk. Bu sayede gönüllere girdik. Bize gurur ve kibir yakışmaz. Karşımdaki gençliği tevazu ehli olarak görüyorum.
Aradan asırlar geçmiş olsa da hala bizi gönüllerinde yaşatanların güven kaynağıyız. Coğrafyamızda başı sıkışan, can ve mal güvenliği tehdit altına giren, dini mezhebi ne olursa olsun herkes kalbini ve yüzünü Türkiye’ye çeviriyor. Irkçılık, yabancı düşmanlığı, İslam nefreti gibi hastalıklar hızla yayılırken, biz yaradılanı severiz yaradandan ötürü diyerek bu yolda yürüyoruz.
Ali Fuat Başgil hocamız şöyle demiş, ‘Göz ağlamazsa, söz de ağlamaz.’ Ben de yeri geliyor zaman zaman ağılıyorum.”
Erdoğan konuşmasını gençlere tavsiyelerle bitirdi:
“Ali Fuat Başgil’in ‘Gençlerle baş başa’ kitabının giriş bölümüne çarpıcı iki ikazla başlar. Birincisinde çalış, namerde muhtaç olmak ölmekten beterdir der. İkincisinde ise gençliğini eğlenmekle geçiren, ihtiyarlığını ağlamakla geçirir der.
Ali Fuat Başgil’in eserinin sonunda bir takım tavsiyelerde bulunuyor. Bazıları şunlar: ‘Çalışmak için her gün her saat her yer ve her köşe müsaittir. Belli bir günde yapman gereken işi bu görevleri ertesi güne bırakma. Dikkatin ve kuvvetin zayıflamasın. Belli bir zamanda tek bir işe yoğunlaş. ‘
Yarıda kalan iş başlanmamış demektir. Bir işe başlamadan üzerinde ne yapacağını düşünüp kararlaştır. Yılgınlık maskeli, bir tembelliktir.”
Kibirli insan sarımsak kokan ağız gibidir
“Önüne çıkan güçlükleri önce parçala, sonra her bir parçayı ayrı ayrı yenmeye çalış. Her gün aynı saatte çalışmaya otur. Yorulursan dinlenmek için işini değiştir. Sebat et. Aynı noktaya düşen damlacıklar mermeri bile deler. Herhangi bir şeyi küçümseyerek ihmal etme. Küçük ihmallerden büyük zararlar doğar.”
“Arkadan konuşmak korkaklığın en iğrenç şeklidir. Yalan söyleyen, yakalanma korkusu içinde yaşayan hırsız gibidir. Kimseyi kıskanma, imren. Yere yıktığın düşmanını tekmeleme. Başarılarınla mağrur olma. Gurur, gelecekteki başarıların düşmanıdır, unutma. Kibirli insan sarımsak kokan ağız gibidir. Herkesi kendinden uzaklaştırır. Pırlanta gibi kıymetli olun.”