Gericiler maden buldu
AKP medyası 2016'da aramızdan ayrılan usta sanatçı Tarık Akan'ın kavgalı olduğu, sosyalizm düşmanı ağabeyini konuşturdu, iki yıl önceki cenazede yaşadıkları üzerinden sola kara çalmaya çalıştı...
Sinemamızın usta isimlerinden Tarık Akan 16 Eylül 2016’da akciğer kanseri nedeniyle hayatını kaybetmişti. Türkiye’yi üzüntüye boğan bu ölümün ardından Akan kitlesel bir cenaze töreniyle toprağa verilmişti.
Ancak Tarık Akan’ın ölümünün hemen ardından usta sanatçının anısına saygısızlık olarak nitelenecek bir olay meydana gelmişti. Akan’ın ağabeyi Turgut Üregül, kardeşiyle sağlığında kavgalı olmalarına ve bizzat Akan’ın isteğiyle hastaneye girişi engellenmesine rağmen acı haberin ardından ortaya çıkmış ve hastanenin önüne gelerek basın önünde provokatif sözler sarfetmişti.
Akan’ın ailesinin isteğiyle cenaze programı konusunda hastanenin kendisine bilgi vermemesine tepki gösteren Üregül, bunun üzerine “Nazım Hikmet Kültür ve Sanat Vakfı’yla konuştunuz mu?” diye soran bir gazeteciyi de azarlamıştı. Üregül, Tarık Akan’ın kuruluşundan beri büyük emekler verdiği ve yönetiminde bulunduğu Nazım Hikmet Kültür ve Sanat Vakfı’yla ilgili “Hanımefendi komünistleri sevmem. Bilmem benim onlarla hiçbir işim yok. Nazım Hikmet kim ya? Ben siyasetçi değilim, ilgilendirmez beni onlar. Nazım Hikmet’e mi soracağız bunu, ne demek istiyorsun sen? Ben ağabeyiyim diyorum bana ne anlatıyorsun sen?” ifadelerini kullanmıştı.
“AİLEMİZLE İLGİSİ YOK”
Çirkin olay kısa süre içinde unutulurken, Tarık Akan’ın büyük oğlu Barış Üregül Akan, babasının ölümünden günler sonra verdiği röportajda “Amcanız Turgut Üregül’ün babanıza tepkisi neden bu kadar büyük? Neden yakasını hala bırakmıyor?” sorusu üzerine şunları söylemişti:
“Öz amcam, ama yıllarca babamla davalık olmuş ve bütün davalarını kaybetmiş bir adam. Babamı hiç sevmezdi, bunlar politik, ailesel hem de kıskançlıkla ilgili şeylerdi. Babannemin vefatında mirasıyla ilgili bile noterde imzalı kayıt olmasına rağmen iftira attı, öyle biri.”
Oğul Akan, “Tarık Akan hayattayken görüşürler miydi?” sorusunu da “Son 10 yıldır hiç görüşmezlerdi. Babamdan hiç hazmetmezdi, babam için ‘vatan haini, dinsizdir, ateisttir’ diye açıklamalarda bulunurdu. O adamın bizim ailemizle ilgisi yok. Kendi yoluna gitsin. Kendi hayatını kursun.” diyerek yanıtlamıştı.
Akan’ın naaşını Turgut Üregül’ün hastaneden almaya çalışmasına engel olduklarını da doğrulayan Barış Üregül Akan, “Hastane bir insanın naaşını 1’inci dereceden akrabasına verir. O da çocuklarıdır, tabii ki de biz alacağız. O adamın okula da hastaneye de gelmesi yasaktı zaten. Babam hayattayken bunu yasaklamıştı. Bu hala geçerli.” demişti.
SABAH’IN CANI SIKILDI
İşte ‘ağabeyi’ olmak dışında Akan’la hiçbir ilişkisi bulunmamasının yanı sıra Akan’ın dünya görüşüyle de kavgalı olan Üregül, usta sanatçının hayatında hiç bir yeri yokken yıllar sonra bugün AKP medyası tarafından ‘keşfedildi’. AKP’nin yayın organlarından Sabah gazetesi Turgut Üregül’ü buldu, Akan’ın ölümünü konuşmak bahanesiyle Üregül’ün sosyalizm düşmanı sözlerini gerici yayıncılığına malzeme yaptı.
Gazetenin eki olarak çıkan Günaydın’a konuşan Üregül, Tarık Akan’ın siyasi yöneliminden duyduğu rahatsızlığı “Bütün aileyi araştırdım, herkes dini bütün ama bizimki komünist çıktı. Nasıl oldu anlamadım. Neden böyle olduğunu kendimce düşünüyorum. Babamla konuştum, “Komünistim, ateistim, Nazım Hikmet’çiyim diyerek bizi rezil ediyor, ben bunu yola getireyim” dedim.” ifadeleriyle dile getirdi.
Akan’ı birlikte bir çok büyük filme imza attığı ve yaşamı boyunca sevgisini dile getirdiği bir başka usta isim olan Yılmaz Güney’in ‘kandırdığını’ öne süren Üregül, “Kardeşimin yakışıklılığını kullandılar. Yılmaz Güney; aldı bizimkini, devlet karşıtı filmlerde oynattı, onu başka yöne çekti.” dedi.
VE DUYULMAK İSTENEN SÖZ: BU KOMÜNİSTLER YOK MU…
Akan’ın hayatını kaybettiği gün hastane girişinde yaşadıklarını anlatan Turgut Üregül, cenazeyi görmek istediğinde izin verilmediğini söylerken, “Dışarıda gazeteciler soruyor, ben de ‘Bilmiyorum’ diyorum. Oradan birileri çıktı, “Nazım Hikmet Vakfı’ndanız, biz biliyoruz’ dediler. ‘Ben abisiyim bilmiyorum; siz kimsiniz, necisiniz? Komünistleri sevmem, sizi de tanımam’ dedim.” diye konuştu.
Akan için Muhsin Ertuğrul Sahnesi’nde yapılan tören için ise “Naaşı bir tiyatroya götürülmüş. Onların, adetlerimize uymayan bir şakşakları var.” diyen Turgut Üregül’ün sola karşı asıl ‘verimli’ olarak kullanılabilecek sözleri ise daha sonraydı:
“Camide sol görüşlüler bağırıp çağırıyorlar… Bırakın propagandayı, son vazifemizi yapalım istiyoruz ama nafile. Kuran-ı Kerim’le gömmek istiyoruz; Nazım Hikmet Vakfı izin vermiyor. Kuran okunmadan mezarlığa defnettiler. Vakıf yüzünden usulümüze göre hiçbir şey yapamadık, naaşını da göremedim.”
SIRAYA GİRDİLER…
AKP medyasının amiral gemisi olan Sabah’ın Turgut Üregül’le gerçekleştirdiği bu yalan ve saygısız sözlerle dolu röportajı, daha sonra ‘yandaş filo’daki diğer medya organları da kendi internet sitelerinde yer vermekte geç kalmadı.
A Haber’den Akşam’a, Güneş’ten İnternet Haber’e hemen hepsinin haber için uygun gördükleri başlıklarda ortak nokta elbette din üzerinden sol düşmanlığını yansıtmak oldu.
12 Eylül öncesinden bu yana gerek sinemada gerekse toplumsal mücadele alanlarında ileri atılmaktan geri durmayan Tarık Akan’a bir kez olsun sayfalarını açmayan sağcı medyanın bunca zaman sonra Turgut Üregül’ü bulup Akan’ın ölümünü ‘fırsat’a çevirmesi, sözkonusu sosyalizm düşmanlığı ise basın etiğinde ne denli dibe vurabileceklerinin yeni bir göstergesi oldu.