Türkiye’nin ve dünyanın son dönemdeki en önemli arkeolojik keşiflerinden Urfa’daki Göbeklitepe kazılarını yürüten Prof. Dr. Klaus Schmidt 2014 yılında hayatını kaybetmiş, aynı zamanda çalışma arkadaşı Çiğdem Köksal-Schmidt’e arşivde çalışma izni verilmediği ortaya çıkmıştı.
Göbeklitepe’de arkeolojik kazıların devam ettiği esnada projenin uygulamaya sokulması ve sonrasında çok bileşenli bir yapı tarafından devam edilmesinin çeşitli sorunlara yol açtığını aktaran Doç. Dr. Necmi Karul, şöyle devam etti: “Söz konusu koruma örtüleri Prof. Dr. Klaus Schmidt tarafından projelendirilmiş, Avrupa Birliği’nin (AB) desteklediği bir fon ile Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından ihale edilmiş, aynı dönemde yine kazı ekibi tarafından Şanlıurfa Koruma Kurulu’ndan onay alınmıştır. Bugün çalışmalar Alman Arkeoloji Enstitüsü ve Şanlıurfa Arkeoloji Müzesi işbirliğinde sürdürülmekte. Projeden doğrudan Kültür ve Turizm Bakanlığı, gerektiğinde Koruma Kurulu, AB adına denetleyici müşavir firma, Alman Arkeoloji Enstitüsü temsilcisi ve yüklenici firma sorumlu.”
Prof. Dr. Klaus Schmidt’in ölümümün ardından sürece Göbeklitepe Bilimsel Danışma ve Eşgüdüm Komisyonu’nun dahil edildiğini aktaran Karul, “Komisyon, medyada belirtilenin aksine, üç bilim insanının yanısıra yukarıda sayılan tüm kurumların temsilcilerinden oluşuyor” dedi.
Uygulama projesinin denetiminin ise müşavir firma, Alman Arkeoloji Enstitüsü temsilcisi ve Koruma Kurulu’nun sorumluluğunda olduğunu belirten kurul üyesi, Eşgüdüm Komisyonu’nun toplantılarında proje aşamasında öngörülemeyen sorunların tespit edilerek arkeolojik alana zarar vermeyecek bir çözüm arayışına gidildiğini kaydetti.
Kurul, ‘yol inşası’ için de konuştu: “Medyaya yansıyan yol inşası 2014 yılında, kazı ekibi aktif olarak çalışmalarına devam ederken Şanlıurfa Koruma Kurulu’na önerilen ve kabul edilen ancak uygulaması bu aşamada gerçekleştirilen bir çalışma. Söz konusu yol, ziyaretçi otobüslerinin arkeolojik alana çok yaklaşmaması için park alanı ile müze alanı arasındaki 1 km’lik servis yolu. Bölgenin sıcaklığı, yaşlı ve engelli insanlar düşünüldüğünde kaçınılmaz bir durum; nitekim sadece burası için değil UNESCO da erişebilirliği önemsiyor, hatta 2017 yılında yaptıkları denetimde bu yolun iyileştirmesini talep ettiler. Elbette arkeolojik alanın içerisine uzanan böyle bir yolun gerek alanın, gerekse peyzajın önüne geçmemesi için doğal malzemeler kullanılarak yapılması tercih edilmelidir. Ancak, kullanılan malzeme toprak ve anakaya yüzeyinin üzerinde ve jeotekstil serilerek alanla ilişkisinin kesildiği anlaşılıyor. Dolayısıyla kalıcı bir tahribata neden olmadan istenildiğinde sökülerek yeniden yapılması mümkün. Fotoğraflarda görülen iş makinelerinin çok daha büyükleri, sadece bu alanda değil koruma çatılarının olduğu kesimde de kullanıldı. Bu durum gerek arazi koşulları, gerekse projenin konstrüksiyonu bakımından zaten zorunludur.”
Türkiye Komünist Hareketi'nden yapılan açıklamada "İsrail’in güvenliği ve emperyalizmin çıkarları için emperyalizm tarafından yazılan BOP…
Boğaziçi Üniversitesi'nde kalorifer kazanının tadilatta olması sebebiyle kaloriferler çalışmıyor. Öğrenciler yurtta ve dersliklerde soğukta kaldıklarını…
Tüm Bel-Sen İzmir 1 Nolu Şube, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde (İzBB) toplu sözleşmenin imzalanmasının ardından 4…
Nasuh Mahruki’nin tutukluluğuna avukatları tarafından itiraz edildi. Nöbetçi hakimliğe sunulan dilekçede, Mahruki'nin söz konusu paylaşımlarının…
AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Filmlerin dizilerin televizyon programlarının aile ile birlikte dini değerlerimizi, dindarları…
Lübnan Dışişleri Bakanı Abdullah Buhabib, İsrail saldırısı altındaki ülkesinde bu akşamdan itibaren ateşkesin başlamasını umduğunu…