Helin'in avukatı sorularımızı yanıtladı: Tutuklanması kanunun ruhuna aykırı
TKH'li üniversite öğrencisi Helin Nigit'in 'Erdoğan'a hakaret'ten gözaltına alınıp tutuklanmasına ilişkin avukatı Selin Aksoy sorularımızı yanıtladı.
Türkiye Komünist Hareketi (TKH) üyesi üniversite öğrencisi Helin Nigit’in “Cumhurbaşkanına hakaret” suçlamasıyla hukuksuz şekilde gözaltına alınıp tutuklandı.
2014 ve 2016 yıllarında sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımları gerekçe gösterilerek savcının talimatıyla gözaltına alınan Nigit, 7 Şubat günü çıkarıldığı mahkemede tutuklamaya gerekçe oluşturacak delilleri inceleme gereği bile görmeyen hakimin kararıyla tutuklanarak cezaevine gönderilmişti.
Nigit’in tutsaklığı 5. gününe girerken, avukatı ve aynı zamanda Hukuk Defterleri Yayın Kurulu Üyesi Selin Aksoy tutuklanma sürecine ilişkin sorularımızı yanıtladı, ‘Cumhurbaşkanına hakaret’ adı altında AKP’nin devasa bir baskı aracı haline getirdiği cezayla ilgili görüşlerini açıkladı:
Helin’e yönelik gözaltı nasıl gerçekleşti, nasıl gözaltına alınıp götürüldü?
Helin’in ifadesinin alınması için Amasya Savcılığı’ndan 11.01.2018 tarihinde talep yazılmış. Ancak Helin o sırada sömestr tatili için ailesinin yanında olduğundan, 07.02.2018 günü saat 11.15 sıralarında Helin’in kaldığı kız yurdundan okula gittiği esnada gözaltına alınmış.
Duruşmada ne denildi?
Savcılık ifadesinde ve duruşmada Helin, hakaret kastının olmadığını, paylaşımları başka haber sitelerinden kopyalayıp yapıştırdığını, toplumsal olaylar nedeniyle vicdanen kendisini kötü hissettiği için o paylaşımları yaptığını belirtti. Bununla birlikte paylaşımlarının eleştiri sınırları içerisinde kaldığı da vekili tarafından belirtildi.
Neden ‘gerekçesiz’ tutuklama?
Gerekçesiz çünkü ceza kanuna göre bir kişi hakkında tutuklama kararı verilebilmesi için kuvvetli suç şüphesini gösteren somut delillerin ve tutuklama nedenlerinin her ikisinin aynı anda olması gerekir. Tutuklama kararında ise tutuklama nedenlerinin hangisinin var olduğuna ve dayanaklarına ilişkin tek bir gerekçe yer almıyor. Tutuklama gerekçesi olarak “şüphelinin kastının yoğunluğu” ve “suç vasfının mahiyeti göz önüne alınarak” gibi muğlak ve kalıp ifadeler kullanılarak karar verildi. Tutuklama nedenlerinin dayanakları olmaksızın soyut bir şekilde varlığını kabul etmek kanundaki düzenlemenin amacına aykırı. Kanun koyucu keyfi tutuklamaların önüne geçmek amacı ile tutuklama nedenlerini açık bir şekilde sıralarken Helin’in soyut iddialarla tutuklanması kanunun ruhuna aykırı.
Ayrıca hatırlarsınız, Erdoğan Temmuz 2016’da “cumhurbaşkanına hakaret” nedeniyle açılan davalarda şikayetini geri çektiğini açıklamıştı ve avukatları aracılığıyla binlerce dosyaya da geri çekme dilekçesi sunulmuştu. Oysa bu suç şikayete bağlı suçlardan değil, yani şikayet olmasa bile yargılama devam ediyor. Yine o dönem bu beyan ile birlikte bir çok dosyada cumhurbaşkanına hakaret nedeniyle tutuklu olan kişi tahliye edilmişti. Bu hiçbir şekilde ceza hukuku anlayışına uymamaktadır. Ya da şöyle diyelim, zaten hiçbir şekilde ceza kanununa göre tutuklama sebebi bulunmaksızın tutuklanan kişiler, cumhurbaşkanının “onayı” ile serbest bırakılmış oldular. Bu aslında, yargının tamamen Recep Tayyip Erdoğan’ın iki dudağı arasından çıkacağı şeye bağlı olduğunun da açık bir göstergesidir.
Erdoğan Cumhurbaşkanı olmadan önce yapılan paylaşımlar bugün nasıl suç sayılabiliyor. Geçmişe dönük bir suçlama mı bu?
Güvenlik Şube Müdürlüğü Öğrenci Faaliyetleri Büro Amirliği’nde görevli polisler tarafından düzenlenen Açık Kaynak ve Sosyal Medya Araştırma Tutanağı’nın tarihine baktığımızda 25.12.2017 tarihini görmekteyiz. Helin’in paylaşımlarının tarihleri ise 2014 ile 2016 arasında. Bu anlamda bakıma geçmişe yönelik bir suçlama bu ancak suçun düzenlendiği 299. madde Ceza Kanunu’nun “Devletin Egemenlik Alametlerine ve Organlarının Saygınlığına Karşı Suçlar” bölümünde ve bu suçlarla ilgili şikayet zamanaşımı süresi 6 ay değil. Dolayısıyla bugün soruşturulması söz konusu olabiliyor. Ancak bununla birlikte dediğiniz doğru. Helin’in paylaşımlarının çoğu, Recep Tayyip Erdoğan cumhurbaşkanı olmadan önceki tarihli. Bunlarla ilgili cumhurbaşkanına hakaret suçlaması yapılması mümkün değil.
Erdoğan’ın artık sadece Cumhurbaşkanı olmaması, yani partili ve genel başkan unvanı da almış olmasıyla birlikte, bu suçlama artık bir ‘garabet’ haline dönüşmedi mi?
Evet tam olarak dönüştü. Erdoğan hiç bir zaman ‘tarafsız bir cumhurbaşkanı’ olarak davranmadı, her zaman parti başkanı gibi davrandı. Keza 2016 değişikliğiyle de bunun hukuki zeminini sağlamış oldu. Bu sebeple cumhurbaşkanına hakareti önlemek amacını taşıyan ve onun yasada belirtilen tarafsız siyasi konumlanışı sebebiyle devleti temsil ettiği için düzenlenen bu hüküm zaten Erdoğan’a uygulanamaz.
Erdoğan Cumhurbaşkanı olduğundan beri binlerce kişinin mahkemelik olduğunu bildiğimiz CB’ye hakaret suçundan söz ediyoruz. Ancak iktidar cenahı ve burjuva medyasında adli bir suç olarak değerlendiriliyor. Bir hukukçu olarak bunu nasıl yorumlarsınız?
Cumhurbaşkanına hakaret suçlaması nedeniyle devam eden üç bini aşkın dava var, bu kabul edilebilir bir rakam değil. Bu Recep Tayyip Erdoğan’ın sıfatı ne olursa olsun hiçbir şekilde eleştirilemeyeceğini iddia ettiğinin açık bir göstergesi. Cumhurbaşkanına hakaret suçu Türk Ceza Kanunu’nda “Devletin Egemenlik Alametlerine ve Organlarının Saygınlığına Karşı Suçlar” başlıklı bölümün altında madde 299’da düzenlemiştir. Bu suçla Cumhurbaşkanlığının fonksiyonları değil, Cumhurbaşkanının şeref varlığı korunmaktadır. Genel hakaret ve sövme suçlarında olduğu gibi, Cumhurbaşkanına hakaret ve sövme suçunun oluşması için de; onun sosyal değeri konusunda kendisinin veya toplumun sahip olduğu düşünce ve duyguları sarsıcı fiil veya sıfatlar isnat veya izafe edilmelidir. Ne tür hareketlerin şeref ve itibarı ihlal edici olduğu, toplumda hâkim olan ortalama düşünüş ve anlayışa göre belirlenmelidir, bunu tayinde ölçü bireyin özel duyarlılığı değildir, bu itibarla basit bir saygısızlık hakaret ve sövme olarak nitelendirilemez.
Helin’e yapılan suçlamalardaki paylaşımların birçoğu başka haber kaynaklarından alınmıştır ve yalnızca siyasi eleştiri mahiyetinde paylaşılmış olup hakaret unsuru içermemektedir. Toplumsal olaylara genç bir insan olarak tepkisini gösterdiği ve hukuken koruma altına alınan ifade özgürlüğünün sınırları içerisinde değerlendirilmelidir. Nitekim, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, özellikle devlet başkanlarına hakaret konusunda demokratik toplumlarda ifade özgürlüğünün, Sözleşme’nin 10/2. maddesine uygun olarak geniş; sınırlamaların dar olması gerektiğini belirtmektedir.Ayrıca, ifade özgürlüğü kapsamındaki açıklamalardan dolayı, kişinin ceza hukuku normlarıyla karşı karşıya kalması; üstelik henüz yargılamanın dahi yapılmadan tutuklanarak özgürlüğünden mahrum bırakılması, Son Çare yani Ultima Ratio özelliği gösteren ceza hukukunun ruhuna aykırıdır.
Helin’in durumu, morali nasıl?
Helin’in moral durumu iyi. Bir an önce özgürlüğüne kavuşacağını umuyoruz.
http://gazetemanifesto.com/2018/02/12/tutsakliginin-5-gununde-helinin-babasi-konustu-benim-kizim-gucludur-kimse-boyun-egmemizi-beklemesin/
http://gazetemanifesto.com/2018/02/07/tkh-uyesine-gerekcesiz-tutuklama-karari/