Reklam
Kategoriler: İç Açız-kutu-4

İstanbul Müftüsü’nden tarikatlar için ‘çözüm’: Şeriatın koyduğu esaslar egemen olmalı

Reklam

İstanbul Müftüsü Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz, tarikat ve cemaatlerin Diyanet İşleri Başkanlığı veya başka bir kurum tarafından denetlenmesi gerektiğini söylerken, “Burada ölçü şer-i şerifin yani şeriatın koyduğu esasların egemen olmasıdır. ” ifadesini kullandı.

Üsküdar’daki İslam Araştırmaları Merkezi’nde konuşan Yılmaz, 15 Temmuz’dan sonraki süreçte Türkiye’de cemaat ve tarikat algısının ciddi şekilde yara aldığından yakınırken, “Çünkü insanların yaşadığı acı tecrübeler bazen hayata daha fazla genelleme yaparak bakmak gibi sonuçlar doğuruyor. İnsanların sütten ağzı yanmışsa, yoğurdu da üfleyerek yiyor.” dedi.

Gülen cemaatinin bir tasavvuf hareketi olmadığını öne süren Yılmaz, “15 Temmuz’daki hain darbe teşebbüsüyle beraber cemaat, tarikat ve dini yapılarla ilgili insanlarda ister istemez bir infial meydana geldi, tepki gösterildi ve birtakım refleksler oluştu. Burada haklı olan taraflar da var ama genellemenin makul olmadığı taraflar da var. Tarikat ile cemaat arasında sosyolojik olarak fark var. Tarikat tamamen özgün insan yetiştirmeye yönelik bir faaliyettir. Cemaat ise insanları dönüştürmeye, değiştirmeye ve belli bir kalıba dökmeye yönelik sosyolojik bir harekettir. Dolayısıyla cemaatleşen yapılarda bireysel kabiliyetler, ferdi özellikler çok nazara alınmaz.” diye konuştu.

‘FETÖ’YÜ ŞEYH BEDRETTİN’E BENZETTİ

Tarikatların istismara açık olan bir boyutu olduğuna da dikkati çeken Yılmaz, ‘FETÖ’ tecrübesini anlatırken, akıl dışı bir örneğe başvurarak Şeyh Bedrettin ayaklanmasına benzetti.  Yeryüzündeki servetin eşit paylaşılmasını ve halkların kardeşliğini savunarak, Osmanlı idaresinden memnun olmayan köylüleri, Börklüce Mustafa ve Torlak Kemal gibi isimleri etrafında toplayarak bir ayaklanma başlatan Bedrettin için “Güç zehirlenmesi ile devlete talip oldu” diyen Müftü Yılmaz, “FETÖ’de de aynı şey mevcut” diye ekledi.

Yılmaz’ın o ifadeleri şöyle:

“Burada ölçü şer-i şerifin yani şeriatın koyduğu esasların egemen olmasıdır. İşin içine para ve güç zehirlenmesi gibi hususların girmemesi lazım. 1402’deki Ankara Savaşı sonrası Osmanlı’da ortaya çıkan Şeyh Bedreddin isyanı bugünkü FETÖ’ye benziyor. Tasavvufi geçmişi olan ve kadılık yapan Şeyh Bedrettin’e atfen Bedreddini denilen yapı Balkanlar’da 300-400 yıl varlığını sürdürmüştür. FETÖ de böyledir. Bugün uyur hale geldi ama daha sonra büyük bir tehlike olacak potansiyele sahip. İnşallah devlet onların üstesinden gelir. Bakın Şeyh Bedreddin’in de güç zehirlenmesi ile devlete talip olması en büyük zaafıydı. FETÖ’de de aynı şey mevcut. Yoksa insanların bireysel hayatlarında takvayı ve zühdü esas alan bir irfan geleneği ona zenginlik katar, elbette faydalıdır.”

“DENETLENİRSE TEHLİKE OLMAZ”

Yılmaz, Osmanlı’nın yaşanan tarikat olumsuzluklarını önlemek üzere Meclis-i Meşayih kurumunu hayata geçirdiğini hatırlatarak, “Tarikatların, cemaatlerin ve dini yapıya katkı sağlamak isteyenlerin Diyanet İşleri Başkanlığı veya başka bir kurum tarafından denetlenmesinden başka bir çare yoktur. Eğer böyle bir denetleme mekanizması kurulursa bunlar hedeflerinin ne olduğunu açık ve şeffaf olarak ilan ederler, üye sayılarını ve ekonomik güçlerini deklare ederek hizmet ederlerse elbette katkı sağlarlar. Ama ne ekonomik güçlerinin ne insan güçlerinin ne hedeflerinin belli olduğu karanlık bir güç sahibi olmaları her zaman potansiyel olarak bir tehlike olmaları sonucunu doğuracaktır. Onun için devletin bu manada adımlar atması gerekiyor.” ifadelerini kullandı.

“ÇOK KATKI SAĞLIYORLAR”

15 Temmuz sonrası DİB’in İstanbul’da 35 farklı cemaatin ileri gelenini Ertuğrul Tekkesi’nde toplayıp görüşme yaptığı kaydeden Yılmaz, sözlerini şöyle tamamladı:

“Bu görüşmemizin ardından daha geniş bir toplantı yaptık. İnşallah bu toplantıların sonuçları kuvveden fiile geçerse bu tür arızaların önceden fark edilip devletin ve halkın zarar görmesine fırsat verilmemiş olur. Bu kurumların hakikaten çok faydalı olan tarafları var ve bundan da yararlanılmış olur. Çünkü bunlar iyi yönetildiği zaman sosyal birer kurum olarak insanların yetişmesine çok katkı sağlıyorlar. Kötülüklerin ortadan kaldırılması devletin sorumluluğundadır. İnşallah devletimiz gerekli adımları atacaktır.”

Bu haber en son değiştirildi 26 Temmuz 2018 11:36 11:36

Reklam

Önceki Haberler

Kaçma hazırlığı yaptığı iddia edilen eski THK Rektörü Ünsal Ban Fethiye’de gözaltına alındı

Eski THK Üniversitesi Rektörü Ünsal Ban, hakkında başlatılan borsa manipülasyonu soruşturması kapsamında Fethiye’de gözaltına alındı.…

21 Mayıs 2025 17:28

Ekrem İmamoğlu’na hakaret etmişti: Savcılık ROK dosyasını kapattı

Rasim Ozan Kütahyalı’nın Ekrem İmamoğlu hakkında yerel seçimler öncesinde sarf ettiği “her türlü şerefsizliği yapıyorsun”…

21 Mayıs 2025 16:08

238 milletvekilinden Can Atalay’ın TBMM kütüğüne kaydının yaptırılması için dilekçe

Toplam 238 milletvekili, yaklaşık 3 yıldır AYM kararlarına rağmen cezaevinde tutulan TİP Hatay Milletvekili Can…

21 Mayıs 2025 16:03

Vestel işten çıkarmaları ‘verimlilik’ diye savundu

Vestel, işten çıkarma kararlarına yönelik Kamuyu Aydınlatma Platformu'na açıklama yaptı. Açıklamada, işten çıkarmaların "şirketin stratejik…

21 Mayıs 2025 14:23

İkinci kez ‘etkin pişmanlık’tan ifade veren Ertan Yıldız hakkında ev hapsi kararı

İBB'ye yönelik soruşturma kapsamında tutuklanan İBB Meclis İştirakler Bağlı Kuruluşlar Komisyon Başkanı Ertan Yıldız, dün…

21 Mayıs 2025 14:09

Eski Ukrayna Devlet Başkanı’nın üst düzey yardımcısı Madrid’de öldürüldü

Eski Ukrayna Cumhurbaşkanı Viktor Yanukoviç'in üst düzey yardımcılarından Andriy Portnov, Madrid'de silahlı kiş ya da…

21 Mayıs 2025 13:38
Reklam