İstismara karşı devlete sığınan çocuk, istismarcısına teslim edildi
Antalya’da 10 yaşından bu yana üvey babasının istismarına uğradığını söyleyerek devlete sığınan Ayşe K. (14), annesi, tecavüzle suçlayarak boşandığı Y.S. ile barışınca şikâyetini geri çekti.
Antalya’da 10 yaşından bu yana üvey babasının istismarına uğradığını söyleyerek devlete sığınan 14 yaşındaki Ayşe K., annesi, tecavüzle suçlayarak boşandığı Y.S. ile barışınca şikâyetini geri çekti. Ayşe, 2 yıl sürdürdüğü hukuk mücadelesi sonucu, 25 yıl hapse çarptırılan üvey babayla yeniden aynı çatı altında yaşamaya başladı.
Tüm raporlara rağmen üvey babaya 2 kez beraat kararı verildi
14 yaşındaki Ayşe’nin yaşadıklarını Hürriyet’e anlatan Avukat Burcu Erten, “Tam 3 yıldır küçük bir kızın maruz kaldığı iğrençliği ortaya çıkarmaya çalışıyorum. Bu süreçte tüm raporlara rağmen üvey babaya 2 kez beraat kararı verildi ancak ne Ayşe ne de ben mücadeleden vazgeçtik. Ta ki üvey baba 25 yıl hapis cezasına çarptırılana kadar” dedi.
Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 8. Ceza Dairesi tarafından verilen 25 yıl hapis cezasının hemen ardından bir takım gariplikler yaşandığını savunan Erten, şöyle devam etti:
“Anne şikayetini geri çekti”
“Y.S.’ye hapis cezasının verildiği son duruşmada anne şikâyetinden vazgeçti. Kendisine baskı altında olup olmadığını sordum. Sustu. Ama Ayşe direndi. Şikâyetinden vazgeçmedi. Hapis cezası çıkınca Yargıtay kararını beklemeye başladık. Bu sırada anne H.’nin iddialar nedeniyle boşandığı eski eşi Y.S. ile yeniden bir araya geldiğini öğrendim. Hemen akabinde de hem anne hem de Ayşe şikâyetini geri çekti.
“Küçük kız okuldan alındı,Üvey babası ile aynı evde yaşıyor”
Üstelik beni de noter kanalıyla görevimden azlettiler. Ayşe, ifadesinde anne ile babasını ayırmak için yalan söylediğini, üvey babasını boş yere suçladığını belirtmiş. Ve şu an üvey babası ile aynı evde yaşıyor. Yani küçük Ayşe’yi maalesef kurtaramadık. Yargıtay’daki dosyada ifade ve raporlar çok açık. Suçlamanın geri çekilmesi hayatın olağan akışına aykırı. Ayşe’nin anlattığı olaylar yaşanmadan bilinemez. Üstelik kardeşinin ifadeleri de çok açık. Ayşe’nin okuldan alındığını da öğrendim. Teyzesi ile sürekli görüşüyorum. Onlar da şaşkın. Şimdi Yargıtay’dan gelecek kararı bekliyoruz. Her şeye rağmen adalete güveniyorum. Bir hukukçu olarak Ayşe’nin yönlendirildiğini, hatta zorlandığını düşünüyorum. Dosyaya bakan hukukçular da bir şeylerin yanlış gittiğini mutlaka anlayacaktır. Ben 14 yaşındaki bir çocuğun hayatının daha fazla kararmasını istemiyorum.”
“Okuldan alıp çocuk gelin yapacaklar”
Ayşe k.’nın teyzesi S.Ö. ise şunları anlattı: “Kardeşim akıl almaz bir şekilde şikâyetini geri çekti. Bu kararı sonrasında kendisiyle görüşmeyi kestim. Çünkü yaşananların en yakın tanığı benim. Şu anda nerede olduklarını bile bilmiyorum. Yeğenimin durumuyla ilgili de şok edici bilgiler aldım. Ayşe okuldan alınmış. Bu süre içinde öz babasını arayıp, ‘Ben bir güvenlik görevlisiyle nişanlandım, evleneceğim’ demiş. Olayı halası da doğruladı. Ayşe daha 14 yaşında. Başına gelenler yetmiyormuş gibi bir de çocuk gelin mi olacak? Biz Ayşe’yi kurtaramıyoruz ama belki devlet bir çare bulabilir.” Yaşananlar nedeniyle üvey baba Y.S. ve anne H. ile görüşmediğini, Ayşe’nin öz babası olan kardeşinin de ağır depresyon geçirdiğini vurgulayan hala D.K. ise “Şaşkınım. Şikâyetten neden vazgeçildiğini çözemiyorum” dedi.
“Çocukluk travmaları hücrelere işliyor”
Çocukluk döneminde maruz kalınan fiziksel, psikolojik ya da cinsel şiddetin hücrelerde fiziki olarak iz bırakıyor olabileceği iddia edildi. Kanada’daki British Columbia Üniversitesi araştırmacıları 34 yetişkin erkeğin sperm hücrelerini incelemeye aldı. Çocukluk yaşlarında duygusal, fiziksel ya da cinsel tacize maruz kalmış kişilerin DNA’sının 12’nci bölümünde travmanın izlerinin tespit edildiği belirtildi. Araştırmada taciz mağdurlarının DNA’larında 12 bölgenin “metilasyon kısılmasına” uğradığı görüldü. Bu bulgular, taciz sonucu DNA’da meydana gelen değişikliğin gelecek kuşaklara da aktarılabileceği yolundaki araştırmalara ışık tutabilir.