Kadınların yasaklarla anıldığı ülke: Suudi Arabistan
Suudi Arabistan’da kadınlar bugünlerde çarşaf giyme zorunluluğuna karşı sosyal medyada başlattıkları kampanya ve eylemlerle gündeme geliyorlar.
Suudi Arabistan’da kadınlar bugünlerde çarşaf giyme zorunluluğuna karşı sosyal medyada başlattıkları kampanya ve eylemlerle gündeme geliyorlar.
Kadınlar özgürlüklerini hedef alan bu dayatmaya karşı sosyal medyada “abaya inside-out” (ters yüz abaye/çarşaf) etiketiyle bir protesto başlattılar. Ters yüz olarak giydikleri siyah çarşafları paylaşan Suudi Arabistanlı kadınlar kısa sürede büyük bir destek gördüler.
Kadın mücadelesinde 2000’li yılların başı itibari ile bazı kazanımlar elde eden Arabistanlı kadınlar, şeriat rejimi gölgesinde sürdürdükleri mücadelede hak ve özgürlüklere kavuşmanın taşlarını döşüyorlar.
Kadın hakları bakımından kadınların yaşayabileceği en zor İslam ülkesi olan Arabistan’da kadın mücadelesi hiçbir yerde olmadığı kadar zor koşullarda yürütülüyor.
Bu coğrafyada hüküm süren şeriat kurallarının önemlice kısmında yer edinen kadınlar benzer yasalar ile yönetilen ülkelerdeki kadınlar gibi yasak ve baskı kavramları ile anılmaktadırlar.
Fakat Suudi Arabistan’da yaşayan kadınların durumları biraz daha farklı…
Çünkü Suudi Arabistan İslam dinini geleneksel ve radikal olarak hayata uyarlayan Vehhabi-Selefi mezhebin prensipleri üzerine kurulmuş bir ülke.
Dini açıdan farklı mezhep ve görüşleri tanımayan bu mezhep, siyasi açıdan da toplumsal yasaları Müslümanların kutsal kitabı Kuran’ın özüne göre düzenlemiştir.
Kuran hükümlerini reforme ederek uygulayan diğer mezheplere karşılık Vehhabiler Kuran ayetlerinde yer alan birçok yargı ve cezalandırma hükümlerini en saf haliyle devlet yasası olarak kabul etmiştir.
Kadınların toplumda nasıl yaşaması ve davranması gerektiği Vehhabi geleneğine göre belirlenirken bu gelenek zamanla Suudi Arabistan devletinin resmi ideolojisi haline gelmiştir.
Kadınların özel ve toplumsal alanda nasıl yaşayacağı, çalışma alanlarında yer alıp alamayacağı gibi önemli durumlar şeriat kanunlarına göre yasalaştırılmış, yasalara uymayanlar ağır cezalara çarptırılmıştır.
Burada kadınlar yasaklar ile anılır!
Hayatın hiçbir alanında karar verme yetkisi bulunmayan Arabistanlı kadınlar son yıllarda dinsel kurallar ile yönetilmeye yönelik itirazlar ile gündeme gelmektedir.
Burada yaşayan kadınların temel itirazları kadınların hiçbir karar mekanizmalarında yer almamaları ve şeriat yasasının eşe veya babaya toplumsal alanda kadınları koruyucu rolleri yüklemesine yöneliktir.
Vehhabi mezhebinin doğası gereği birer nesne olarak görülen kadınlar hayatın her alanından izole edilmiş bir şekilde yaşamlarını sürdürmektedirler.
Bir Suudi Arabistanlı kadın, eşi veya babası olmadan sokağa çıkamaz, yalnız yürüyemez, hastanede tedavi veya ameliyat olamaz, yurt dışına çıkamaz.
Suudi kadınların toplu taşıma araçlarına binmeleri, eşlerinden izinsiz araç kullanmaları ise yasaktır. (Geçtiğimiz aylarda araç kullanma hakkını kazanan kadınlar, bu işlemi yaparken eşlerinden veya babalarından izin almak zorundadır.)
Yargıda ve mirasta kadın erkek eşit değildir. Kadınlar, erkeklere tanınan hakların yarısı oranında haklara sahiptir.
Şeriatın teğet geçtiği yer: Kraliyet ailesi
Şeriat yasalarına uymayan halkın ağır bir şekilde cezalandırıldığı Suudi Arabistan’da, halkı yöneten kraliyet ailesi, servetleri ve şeriat kurallarına aykırı yaşamları ile biliniyor.
Suudi kraliyet ailesinin yaşam tarzını ve koşullarını güvence altına alan Vehhabi geleneğin, kendi dışında bir görüşe savaş ilan etmesinin nedeni de aslında şurada yatmaktadır: Din, siyaset ve ticaret üçgeninin her zaman güçlenmesi ve kendi otorite alanı dışında sürdürülmemesi.
Her ne kadar kraliyet ailesi bu üçgen içerisinde kadına yönelik saldırılarını sürdürse de kadınlar yasaklara karşı bir defa tabularını yıktılar.
Bugün yasaklara yönelik protestolarını ancak sosyal medyada duyurabilen kadınlar, paranın yönetenlerde, şeriatın halk üzerinde egemen olduğu bu düzenin ikiyüzlülüğünü sokaklarda ve alanlarda gün yüzüne çıkartacaktır.
Suudi Arabistanlı kadınlar birçok hak ve özgürlüğü elde etmiş kadınlara göre mücadele yolunun daha çok başında görünse de yakılan en küçük kıvılcım karanlığı yıkacak, kadınların yolunu aydınlatacaktır.