Habertürk’ten Kübra Par’a konuşan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, cumhurbaşkanlığı döneminde Erdoğan’ın noteri gibi çalışan Abdullah Gül’e ilişkin, “Sayın Abdullah Gül, Cumhurbaşkanlığı yaptığı dönemde olabildiğince tarafsızlığını korudu, partisinden istifa etti. Cumhurbaşkanlığı görevinden ayrıldıktan sonra da hiçbir partiye üye olmadı. Dolayısıyla, Anayasa’da yazılı olan metne sadık kaldı” ifadelerini kullandı.
Röportajın ilgili bölümü şöyle:
Abdullah Gül meselesi de çok tartışıldı. Siz o günlerde o fikre galiba biraz sempatik bakıyordunuz. Bugünden baktığınızda yine iyi bir fikir olarak görüyor musunuz, yoksa herkesin ayrı adayla çıkması daha mı iyi oldu?
Zaten Sayın Abdullah Gül tek aday olmayacaktı. Her halükârda Erdoğan vardı, başka adaylar da çıkar mıydı bilmiyorum. Sayın Abdullah Gül’ün adaylık süreci konuşulduğunda CHP olarak benim Abdullah Gül ile özel bir görüşmem olmadı. Ama medya bunları yazıyordu çiziyordu. Biz de büyük bir dikkatle izliyorduk.
“Ben asla doğru bulmuyorum” diyen bir grup CHP’li vardı ama siz onlardan değildiniz. Yanlış mı biliyoruz?
Sayın Abdullah Gül, Cumhurbaşkanlığı yaptığı dönemde olabildiğince tarafsızlığını korudu, partisinden istifa etti. Cumhurbaşkanlığı görevinden ayrıldıktan sonra da hiçbir partiye üye olmadı. Dolayısıyla, Anayasa’da yazılı olan metne sadık kaldı. Bu çok önemli bir olay. Sayın Abdullah Gül’ün adaylığı konusu bize ne Sayın Abdullah Gül’ün çevresi ne de bir başka çevre tarafından anlatılmadı. Bu, kamuoyunda tartışıldı.
Temel Karamollaoğlu’nun size bu anlamda bir tavsiyesi olmadı mı?
Hayır, Temel Bey’in, kendi adaylarının Abdullah Gül olacağı şeklinde medyaya yaptığı açıklamalar var. Temel Bey bize nezaket ziyaretine gelmişti, Cumhurbaşkanlığı adaylığını görüşmeye gelmedi. Temel Bey’in hakkını yemeyeyim, o da büyük bir dikkatle kamuoyundaki tartışmaları izliyordu.
Bugünden baktığınızda, “Herkesin kendi adaylarını göstermesi daha iyi oldu” diyor musunuz, yoksa bir ortak aday daha mı iyi olurdu?
Bu, zamana, güne, koşullara göre değişir. Bugünden baktığımız zaman gayet güzel bir tablo görüyoruz. Adaylar yarışıyorlar. Eşit olmayan koşullarda yarışıyorlar. Ama bütün bu eşitsizliğe karşın Muharrem Bey ipi göğüsleyecek.
Boran’ın önce Yön Dergisiyle sonra, Milli Demokratik Devrim (MDD) tezleriyle ve yine TİP içindeki Doğu…
Onun “demokrasi şampiyonu” imajı, kulağa hoş bir melodi gibi gelse de gerçek başka. Demokrasi, sadece…
2025 Nobel Barış Ödülü’nü kazanan Venezuelalı Maria Corina Machado, "davamıza destek verdi" diyerek ödülünü ABD…
AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Meclis açılışındaki yerel yönetimlerle açıklama sonrası belediyelerin konser ve tanıtım gibi hizmetlerinin…
Beyaz Saray, Nobel Barış Ödülü’nün Trump yerine Venezuela muhalefet liderine verilmesine tepki gösterdi. Trump’ın “7…
İstanbul 8. İdare Mahkemesi, Bayrampaşa Başkanvekili seçimlerine dair AKP'nin başvurusu hakkında olumlu karar verdi. CHP'nin…