Kılıçdaroğlu’nun Man Adası belgeleri, hukuka aykırı delil sayıldı
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun, Erdoğan ve yakınlarının Man Adası’na gerçekleştirdiği para transferiyle ilgili sarf ettiği sözler nedeniyle tazminat ödemeye mahkum edildiği davanın gerekçeli kararı açıklandı.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, Tayyip Erdoğan ve yakınlarının Man Adası’na gerçekleştirdiği para transferiyle ilgili sarf ettiği sözler nedeniyle 142 bin lira manevi tazminat ödemeye mahkum edildiği davanın gerekçeli kararının yazımı tamamlandı. Anadolu 9. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde hazırlanan 12 sayfalık gerekçeli kararda, dosyanın kişilik haklarına saldırı nedeniyle açılan manevi tazminat davası olduğu belirtildi.
Gerekçeli kararda, CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun ‘Eşitlik ve Adalet Kadın Buluşması’ toplantısındaki konuşmasında, davacılar hakkında vergi kaçırmak, sahtekarlık, hırsızlık ve vatana ihanet iddialarında bulunduğu, bu iddialarının ispatını da daha önceden başka bir konuşmasında açıkladığı banka dekontlarına dayandırdığı ifade edildi.
Davalı Kılıçdaroğlu’nun avukatının davacılara ait olduğunu iddia ettiği banka dekontlarını mahkemeye sunduğu ancak, yapılan incelemede Erdoğan’a ait herhangi bir banka dekontunun olmadığı belirtildi.
Ancak, buna rağmen yapılan konuşmada, davacı Erdoğan’ın yurt dışına para transfer ettiği ve vergi kaçırdığının iddia edildiği vurgulanan kararda, şunlar kaydedildi:
Oysa Recep Tayyip Erdoğan’ın yakınları ve akrabalarının Man Adası’nda bulunan Belleway Limited Şirketi’nin yurt dışındaki hesabına veya yurt dışında başkaca bir hesaba para gönderdiklerine dair herhangi bir dekont veya belge davalı tarafından dosyaya sunulmamıştır. Davalı tarafından sunulan dekont suretlerinde, diğer davacıların Erdoğan’ın yakınları ve akrabaları olduğu lehdar (alıcı) dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşılmıştır. Davalının cevap dilekçesi ekindeki swift mesajları incelendiğinde sender (gönderen) kısmında Türkiye Halk Bankası’nın olduğu, receiver (alıcı) kısmında Albaraka Türk ve Akbank, beneficiary customer (yararlanıcı müşteri) bölümünde ise bir kısım davacıların isimleri ve bu bankalardaki IBAN numaralarının yazıldığı anlaşılmıştır. Bir kısım davacıların yurt dışına para göndermediği anlaşılmakta olup bu belgeler davalının iddialarını ispatlamaktan uzaktır.
“Dekontlar mahkememizce hukuka aykırı yollardan elde edildi”
Gerekçeli kararda, davalının bu dekontları hukuka uygun yollarla elde ettiğinin de ispatlaması gerektiği vurgulanarak, Anayasa’nın 38. maddesinde “kanuna aykırı olarak elde edilmiş bulgular, delil olarak kabul edilemez” hükmünün bulunduğu belirtildi.
Hukuka aykırı elde edildiği anlaşılan delillerin, mahkeme tarafından bir vakıanın ispatında dikkate alınamayacağı belirtilen gerekçeli kararda, “Mahkeme tarafından delilin her ne suretle olursa olsun hukuka aykırı olarak elde edildiğinin tespiti halinde, diğer tarafça bu konuda itiraz ileri sürülmese dahi bu delillerin caiz olmadığına karar verilerek, dosya kapsamında değerlendirilmemesi ilkesi benimsenmiştir. Özetle, zehirli ağacın meyvesi de zehirlidir.”
Gerekçeli kararda, davalı Kılıçdaroğlu’nun TBMM’de grubu olan bir partinin genel başkanı olarak kişilerin banka kayıtlarına ulaşması, müşteri sırrı niteliğindeki kişisel verileri elde etmesi için kanunen kendisine verilen bir yetkisi olduğuna dair bir ispat yapılamadığı kaydedildi.
5411 sayılı bankacılık yasasında banka kayıtlarının kimlere verilebileceği, kimlere açıklanabileceği hususunun düzenlenmiş olup, parti genel başkanlarına verilen bir yetki bulunmadığı kaydedilen kararda, “Kaldı ki mahkemelerce kişilerin banka hesap kayıtları dosyaya celbedildikten sonra bu kayıtların davanın tarafları dışında üçüncü kişilere açıklanması mümkün değilken, mahkemelerin dahi sahip olamadığı böyle bir yetkiye, siyasi bir kişiliği olan davalının sahip olmadığı evleviyetle kabul edilmelidir.” denildi.
Davalının, davacılara yönelik açıklamalarını ve eleştirilerini, hakaret içeren, suç isnat eden ifadelere başvurmadan da dile getirebileceğinin mahkemece değerlendirildiği vurgulanan kararda, Kılıçdaroğlu’nun konuşmasında geçen sözlerin davacıların kişilik haklarına saldırı teşkil eden, şeref ve itibarlarını zedeleyen, hakaret içerir ifadeler olarak değerlendirildiği belirtildi.
ERDOĞAN’A YİNE TAZMİNAT ÖDEYECEK
Gerekçeli kararda, siyasi, kamuya mal olmuş kişi olsun insan onurunun dokunulmaz olduğu vurgulanarak, bu nedenle Tayyip Erdoğan’a 100 bin lira, Ziya İlgen’e 17 bin lira, Osman Ketenci’ye 15 bin lira, Ahmet Burak Erdoğan’a da 10 bin lira manevi tazminat ödenmesine karar verildiği anlatıldı.