Parti mi komünist, Jack Ma mı?
Çin’de zenginlerin parti üyesi olması yeni bir olay değil. Çin, 1970’lerin sonu ve 1980’lerin başında Deng Xiaoping öncülüğünde başlayan reform dönemi ile birlikte zaten birçoğu ÇKP’li olan “girişimciler” ortaya çıkarmıştı...
Behiç Oktay
Geçtiğimiz salı günü Çin Komünist Partisi’nin resmi yayın organı Halkın Günlüğü’nde (People’s Daily) çıkan bir haber bazı çevreleri oldukça şaşırttı. Dünyanın en büyük e-ticaret sitelerinden biri olan Alibaba’nın kurucusu ve başkanı bir milyarderin bir komünist partiye üye olması ironik bir olay gibi görünse de, ÇKP açısından durum pek de öyle değil.
Çin’de zenginlerin parti üyesi olması yeni bir olay değil. Çin, 1970’lerin sonu ve 1980’lerin başında Deng Xiaoping öncülüğünde başlayan reform dönemi ile birlikte zaten birçoğu ÇKP’li olan “girişimciler” ortaya çıkarmıştı. Tarım, girişimcilik, devlet şirketleri ve özel ekonomik bölgeler olmak üzere 4 temel alan öncülüğünde gerçekleşen reformların sonucunda Çin’in sermaye biriktirmesine katkıda bulunan girişimcilerin büyük kısmının ÇKP kadroları olması veya ÇKP ile ilişkileri iyi durumda olan bireyler olması Deng döneminin başlangıcındaki ekonomik koşullarda gerçekleşen reform politikası için sürpriz olmadığı söylenebilir.
Bir toplumda sermayenin sınırlı sayıda kişinin elinde birikmesi kapitalizmin en temel göstergelerinden biridir. 2018’de Şangay merkezli araştırma kuruluşu Hurun’a göre Çinli milyarder sayısı 688 ile 1. sırada yer alıyor. Bu rakamın büyüklüğünü anlamak açısından bakıldığında 2. sıradaki ABD’li milyarder sayısı 571’dir. İşin aslında pek de ilginç olmayan yanı ise Çin’deki 688 milyarderden 106’sının partinin ve devletin üst düzey kurullarında görev yapan isimler olmasıdır. Alibaba dışında Baidu, Tencent, Xiaomi gibi teknoloji devi şirketlerin CEO’ları da ÇKP’nin milyarder üyeleri arasında yer alıyor.
Jack Ma’nın parti üyesi olma meselesine gelecek olursak, Jack Ma’nın ÇKP üyesi olduğu 2015’te ilan edilmişti. ÇKP’nin dış politika ağırlıklı yayın organlarını Global Times’ta çıkan bir yazıda yapılan bu hatırlatmanın devamında ise, 2002 öncesinde özel girişimcilerin parti üyesi olamadığı, ancak girişimcilerin Çin’in ekonomik kalkınmasına yaptıkları katkıdan dolayı artık parti üyesi olabildikleri vurgulanıyor. ÇKP’nin bu duruma yaklaşımı ise: “Bir zamanlar Çin’de özel girişimciler sömürücü sınıf olarak görünürdü” şeklinde anlatılıyor. Yani özel girişimcilerin sömürücü sınıf olmadığı fikri ÇKP yayın organında yazılabiliyor. Şüphesiz ABD’li veya Avrupalı veya Türkiyeli bir özel girişimci de kendisinin sömürücü olmadığını rahatlıkla söyleyebilir. Karşısına çıkaracağınız argümana karşı da Çin usulü sosyalizm savunucularına benzer şekilde “tüm toplumun kalkınmasına katkı sağladığını” söyleyebilir. Jack Ma ve daha birçok özel girişimci ile iç içe geçmiş olan ÇKP’nin bu durumu başta da söylendiği gibi ironik görünse de aslında işin arka planına bakıldığında bu durumun Çin açısından son derece normal olduğu görülmelidir.
ÇKP bugün kapitalist yoldan ilerlemeyi sürdürüyor. Çin’de bugün için tam manasıyla burjuva sınıfının hakimiyetinde bir iktidarın olmadığı söylenebilir, ancak ekonomik modelin bugün kapitalist bir model olduğu ve burjuvazi lehine işlediği açıktır. Çin’in büyüyen ekonomisi sayesinde doğal olarak büyüyen pastadan payını alan Çin işçi sınıfı da sanayileşen her kapitalist ülkede olduğu gibi sömürü çarkının içindedir. Bu nedenle Çin işçi sınıfının ekonomik durumunun reform öncesi döneme göre iyileşmesi ile ülkede sosyalizmin varlığı ayrı tartışma konuları olmalıdır.