Reklam
Kategoriler: GündemSol Şerit

Mücadele dolu bir ömür: Şefik Hüsnü…

Reklam

İbrahim ÖZYÜREK

Şefik Hüsnü Deymer, bazı kayıtlara göre 1887 bazılarına göre 18 Nisan 1890’da Selanik’te doğdu. Varlıklı bir aileden geliyordu. Babası Selanik’in tanınmış avukatlarındandı. İlk ve orta öğrenimini Selanik’te Fransızca olarak yaptı. Paris’te 1912’de tıp doktoru olduktan sonra Balkan Savaşı arifesinde Türkiye’ye döndü. Savaş sırasında Selanik’te Hilali Ahmer’in bir hastanesinde gönüllü hekim olarak çalıştı. Türkiye’nin yenilgisinin ardından İstanbul’a geri geldi. 1914’te, İstanbul Tıp Fakültesi’nin öğretim üyesi kadrosuna katılmak üzereyken Birinci Dünya Savaşı başladı. Hekim olarak askere alındı. Çanakkale’de askerî hastanede ve siperlerde görev yaptı. 1918’de Mütareke’nin imzalanmasının ardından sivil hayata döndü. İstanbul’da bir muayenehane açtı. 1920’de İstanbul Şehremaneti tarafından büyük bir hastanenin iç hastalıkları bölümünü yönetmekle görevlendirildi. Ancak yoğunlaşan komünist faaliyetleri nedeniyle bir yıl geçmeden bu görevinden alındı. 1923’e doğru tüm enerjisini parti faaliyetlerine verdi ve profesyonel devrimci oldu.

Paris’te kaldığı yıllarda Birleşik Sosyalist Parti’nin sempatizanı oldu. Fransız sosyalist lider Jean Jaurès’in tutkulu bir hayranıydı. Marx ve Engels’in eserlerini yüksek öğrenimini tamamladıktan sonra okumaya başladı. Bu konuda Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra derinleşti. Komünist Parti Manifestosu’nu 1922’de tercüme edip yayımladı. 1927/1929 döneminde cezaevinde tercüme ettiği Kapital’in ikinci cildi ise yayımlanmadı.

1919’da Türkiye İşçi ve Çiftçi Sosyalist Fırkası’nın kuruluşunda yer aldı ve bu partinin genel sekreterliğini üstlendi. Mart 1920’de Meclis-i Mebusan’ın basılarak İstanbul’da işgal yönetiminin ağırlık kazanması üzerine parti içindeki birkaç yoldaşıyla birlikte III. Enternasyonal grubunu oluşturdu. Bu grubun 1925’te Türkiye Halk İştirakiyun Fırkası, Beynelmilel İşçiler İttihadı üyeleriyle birleşmesinden doğan Türkiye Komünist Fırkası’nın da genel sekreteri seçildi.

1921’den itibaren Türkiye’de ve yurt dışında Marksist yazarlık faaliyetini geliştirdi. 1919’da Kurtuluş, 1921’de Aydınlık, 1923’te Vazife, 1925’te Orak Çekiç, 1930’da İnkılâp Yolu dergi ve gazetelerinin kuruluşunda ve yayınında aktif rol aldı. 1925-1930 arasında Komintern’in dergisinde makaleler yayımladı. 1931’de Anti-Emperyalist Liga’nın İngilizce yayın organı The Anti-imperialist dergisinin kuruluşuna katıldı ve bu dergi için uzun makaleler kaleme aldı. 1931-1933 döneminde Anti-Emperyalist Liga’nın haber bültenini yönetti.

Komintern’in 1924’teki V. Dünya Kongresi’nde Kontrol Komisyonu üyesi, 1928’deki VI. Dünya Kongresi’nde Yürütme Kurulu üyesi ve 1935’teki VII. Dünya Kongresi’nde yeniden Kontrol Komisyonu üyesi seçildi. Değişik ülkelerde komünist partilerin kuruluş toplantılarına, bölgesel ve uluslararası etkinliklerine katıldı.

İlk kez 1 Mayıs 1923’teki ajitasyon ve gösterilerin sorumlularından biri olarak tutuklandı. Ancak Lozan Antlaşması’nın imzalanmasıyla kısa bir süre sonra salıverildi. 1 Mayıs 1925’teki gösterilerin ardından başlatılan komünist tutuklamalarına ilişkin Ankara İstiklal Mahkemesi’ndeki yargılamaların belli başlıklı sanıklarından biriydi. Ancak tutuklamalardan birkaç gün önce yurt dışına çıkmıştı. Gıyabında 15 yıla mahkûm edildi. Bu ceza daha sonra 1 yıla düşürüldü. 1928 TKP davasında baş sanık olarak yargılandı. İki davadan aldığı cezalar birleştirildi. Bir buçuk yıl hapis yatarak 1929’da tahliye edildi. Serbest kaldıktan sonra yurt dışına çıktı.

Mart 1933’te Berlin’deki Reichtag yangını davasında Dimitrov ile birlikte tutuklandı. Hakkındaki suçlamaları kararlılıkla reddederek Almanya’dan sınır dışı edilmek şartıyla serbest bırakıldı. Mart 1939’da Türkiye’ye döndü ve yeniden hekimlik yapmaya başladı. Ocak 1941’te askere alınarak Sivas’a gönderildi. Sağlık sorunları nedeniyle Eylül 1941’de terhis edildi. 1943’te TKP Platformu Taslağı’nı kaleme aldı. 1946’da Cemiyetler Kanunu’nun ‘sınıf esasına dayalı cemiyet kurma’ yasağı kaldırılınca Türkiye Sosyalist Emekçi ve Köylü Partisi’ni kurdu. 16 Aralık 1946’da kapatılan Parti’nin önde gelen yönetici ve üyeleri hakkında açılan 1947 TKP davası 1948’de tamamlandı. Beş sene hapis cezasına çarptırıldı. Demokrat Parti döneminde çıkan afla 15 Temmuz 1950’de Aydın Cezaevi’nden tahliye edildi. Ekim 1951’te başlatılan TKP tutuklamaları çerçevesinde Şubat 1952’de tekrar tutuklandı. 4 sene 2 ay ağır hapis cezası ve 1 sene 4 ay 20 gün de Manisa’da sürgün cezası aldı. 7 Nisan 1959’da Manisa’da sürgündeyken hayata veda etti. Ölümünün 59. yılında anısı önünde saygıyla eğiliyoruz.

Bu haber en son değiştirildi 5 Nisan 2018 17:56 17:56

Reklam

Önceki Haberler

Ölümünden 38 sene sonra Behice Boran

Boran’ın önce Yön Dergisiyle sonra, Milli Demokratik Devrim (MDD) tezleriyle ve yine TİP içindeki Doğu…

11 Ekim 2025 13:11

María Corina Machado: Emperyalizmin Venezuela’daki Nobelli kapak kızı

Onun “demokrasi şampiyonu” imajı, kulağa hoş bir melodi gibi gelse de gerçek başka. Demokrasi, sadece…

11 Ekim 2025 12:49

Nobel Barış Ödülü’nü alan Machado, ödülünü Trump’a ithaf etti

2025 Nobel Barış Ödülü’nü kazanan Venezuelalı Maria Corina Machado, "davamıza destek verdi" diyerek ödülünü ABD…

10 Ekim 2025 18:26

İddia: Belediye konserleri izne tabi olacak

AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Meclis açılışındaki yerel yönetimlerle açıklama sonrası belediyelerin konser ve tanıtım gibi hizmetlerinin…

10 Ekim 2025 17:59

Trump’ın Nobel Barış ödülünü alamaması Beyaz Saray’ı sinirlendirdi

Beyaz Saray, Nobel Barış Ödülü’nün Trump yerine Venezuela muhalefet liderine verilmesine tepki gösterdi. Trump’ın “7…

10 Ekim 2025 17:03

CHP’nin kazandığı Bayrampaşa seçimi iptal edildi

İstanbul 8. İdare Mahkemesi, Bayrampaşa Başkanvekili seçimlerine dair AKP'nin başvurusu hakkında olumlu karar verdi. CHP'nin…

10 Ekim 2025 16:59
Reklam