Mücadeleyle geçen bir ömür İsmail Bilen (*)
09-09-2018 09:00Kendi deyimiyle “Komünist en temiz ve en şerefli insandır”. Sözüne sadık kalıp o şekilde yaşadı İsmail Bilen.
İbrahim Özyürek
En zorlu koşullarda illegal faaliyet göstermek zorunda kalmış olan TKP’nin her kademesinde görev alıp, genel sekreterlik görevindeyken Parti’nin büyük atılım yapmasını sağlayan, Parti’nin demokratik kitle örgütleri ve sendikalarda benimsenmesini sağlayan bir liderin kısıtlı bir sütunda anlatılmasının ne kadar zor olduğunu tahmin edersiniz.
İsmail Bilen yoldaş 18 Ekim 1902 yılında Rize’de doğmuştur. Oranın yerlisi değildir. Babası deniz subayı öğretmendi.
Bilen yoldaş İstanbul’da büyüyor, Kasımpaşa Kulaksız’da oturuyorlar. Orta öğrenimini bitirdikten sonra hem liseye gidip hem akşamları motor makinist kurslarında eğitim görüyor ve buradan tersanede motor-makine onarımı fabrikasına giriyor.
1917-1918 yıllarıdır. O sıralar Rusya’da Büyük Oktobr Sosyalist Devrimi bütün dünyada ilgi ile izleniyor ve dünyayı yerinden oynatıyor. Padişahlık emperyalist Almanya’nın yanında yer almış, 1.Dünya Savaşı’ndan egemen çevreler yenik çıkmış, Enver Paşalar halkı, milleti memleketi yüzüstü bırakıp kaçmışlardı. Korkunç bir yıkım geldi. Antat devletleri orduları Anadolu’ya daldılar. 1.Dünya Savaşı bir yanıyla yarı-sömürge Osmanlı İmparatorluğu’nu emperyalist grupların paylaşım savaşıydı. İstanbul’un belli semtleri ayrı ayrı İngiliz, Fransız, İtalyan ve Yunan orduları tarafından işgal edilmişlerdi. İsmail Bilen yoldaşın çalışmış olduğu tersane İngilizlerin kontrolü altına girmiş ve böyle bir ortamda somut bir biçimde sömürü ve yabancı boyunduruğuyla yüz yüze gelmiştir. Sömürüye, yabancı boyunduruğuna karşı yapılan ve ilk yumruğu indiren KIZIL OKTOBR devriminin etkileri Bilen yoldaşın işçi sınıfına özgü bilinçlenme sezisini etkiledi. Bu bir komünistin yetişmesi için tükenmez bir kaynaktı.
Silahların Anadolu’ya rahat geçmesi için Geyve, İzmit, Akyazı önemli yer işgal ediyordu. 1920’deGeyve’de savaşan Bilen yoldaş 1922 yılında Baba Mehmet parti adlı öz teyzesinin oğlu Mehmet Aruz vasıtasıyla TKP’ye üye oluyor. (Mehmet Aruz Rusya’da Bolşevik Partisi’nde savaşmış ve bilhassa İstanbul bölgesinde çok başarılı çalışmalar yürütmüş bir partilidir). İsmail Bilen’i üyeliğe İstanbul örgütünün Haliç komitesi alıyor.
1923 yılında Moskova’da Doğu Emekçileri Komünist Üniversitesi’nde okuyor.
1925’te Parti önderliğinde parti örgütlenmesinde çalışıyor.
1927’de Parti önderliğinde Adana demiryolu grevinin örgütlenmesini gerçekleştiriyor. Adana demiryolunun Mersin-Nusaybin kısmı Fransız kumpanyasının elindedir. Kumpanyaya karşı bir direniş gelişiyordu. Bu çalkantı, kıpırdanma çok geçmeden ünlü bir greve, Türkiye işçi sınıfının savaş tarihine geçen bir savaşa dönüşüyordu. Mersin’de liman işçileri arasında, Tarsus’ta dokuma fabrikasında, Kozan’da, Kadirli’de, Ceyhan’da tarım işçisi makinistler arasında böylesi bir uyanma, filiz sürme seziliyordu. Parti komitesi bu gelişmeleri değerlendirdi. Temel örgütlerin kurulması, bunların çalışmalarına önem verilmesi üzerinde durdu. Komite parti örgütlenmesini başa almakla birlikte, legal alanda, yığın örgütleri oluşturma görevini yana itemezdi. Sonra Çukurova’da güney illerinde, özellikle Adana ve Mersin’de 1922’de komünistler Kızıl Sendikalar Federasyonu’nu kurmuşlardı. Daha sonra 1924’te, gene bu illerde Amele Teali Cemiyeti’ne bağlı sendika örgütleri oluşturulmuştu. Memlekette o dönem iki parti vardı, birisi CHP ötekisi TKP idi. TKP yasaklanmış illegal çalışmaya zorlanmıştı. Buna rağmen bütün bu çalışmalardan başarılı bir şekilde çıkmıştır.
Laz İsmail meselesi…
Polis sert baskılarla birlikte işçileri birbirine yabancılaştırmak için Karadeniz’de doğanları Laz, güneydoğuda doğanları Kürt gibi isimlerle çağırıp birbirleriyle ayrışmalarını sağlıyor. Laz İsmail de polisin taktığı isimdir. Ama gerçekten Laz İsmail diye biri de vardır. Bu İsmail Lazistanlı, Arhavilliydi. İşçiydi. 1.Dünya Savaşı’ndan önce Rusya’ya ‘’gurbete’’ çalışmaya gitmiş ve Oktobr Devrimi’nin seline katılmış, Sovyetler’i savunmuş, Mustafa Suphi’nin kurduğu Kızıl Gönüllü Alayı’na girmiş ve 1920 yılında Türkiye’ye dönmüş, İstanbul’a gelmiş Bolşevik Baba Mehmet’in grubunda görev almış. Anarşist, başıbozuk yanları olan yakışıklı bir delikanlıdır. Birdenbire parlar ve Lazlığına toz kondurmaz. Sonunda 1926’da Atatürk’ü vurmaya girişmek suçuyla İzmir’de Ziya Hurşit’le birlikte asılır. Nâzım Hikmet’in “İnsan Manzaraları”nda adı geçen Arhavilli İsmail’le de, İsmail Bilen’in hiç ilgisi, ilişkisi yoktur.
İsmail Bilen 1929’da hapise düşüyor ve ağır işkencelere maruz kalıyor.
1935’de Dimitrov ile Komintern’de birlikte çalışıyor. 1943-45 arası faşizme karşı savaşta Bulgar halkıyla omuz omuza savaşıyor. Çeşitli görevler alan, bütün görevlerinde parti ile işçilerin sendikalarda buluşması için çaba sarf eden İsmail Bilen 1957 yılında Bizim Radyo’yu kuruyor.
1973 yılında genel sekreter seçilen Bilen Kongre kararı uyarınca Atılım Gazetesi’ni kuruyor.
İsmail Bilen’in öncülüğünde 1977 yılında Konya Konferansı toplanıyor.1973 konferansından 10 yıl, 1977 konferansından 6 yıl sonra 5.Kongre’yi topluyor. Bu kongrede TKP Genel Başkanlığı görevini üstlendi ve Haydar Kutlu (Nabi Yağcı) da genel sekreter oldu.
1970’li yıllarda DİSK ile birlikte partinin aynı dönem büyümesi tesadüf değildir. Yaşamı boyunca hep işçilerin tezgah başında örgütlenebileceğini savunmuş biri olarak, bunda da başarılı oluyor.
Kendi deyimiyle “Komünist en temiz ve en şerefli insandır”. Sözüne sadık kalıp o şekilde yaşadı. Partinin zarar görmemesi için çeşitli parti isimleri kullanmıştır. Marat, Savaş Üstüngel, R.Davoz en yaygın kullandığı isimlerdir.
Eserleri:
Savaş Yolu: Yoldaşlarının ve kendisinin mücadeleleri ile TKP’nin mücadelesinin önemli bölümünü kapsar.
Güneşli Dünya: Sovyetler Birliği’ni ve bu ülkede sosyalizmin kuruluşunu ve korunmasını kapsar.
Dev: Bulgaristan işçi sınıfının ve halkının büyük önderi Dimitrov’u anlatır.
Kore Nire: 1950’lerde Mehmetçiğin Kore’ye hangi koşullarda gönderildiğini anlatır.
Faşizmin Türkiye’de Yayılışı: 1939-45 yıllarında ülkemizde faşistlerin çalışmalarını açığı vurur.
Türkiye İşçi Sınıfından Sayfalar: Kendi otobiyografisi – öz geçmişi ile birlikte TKP’nin önemli bir kesitini anlatır.
Türkiye Olayları ve Günümüzde TKP Savaş Üstüngel imzalı yayımlanmıştır. Geçirdiği bir ameliyat sonrası kalp yetmezliğinden 18 Kasım 1983 yılında 81 yaşında vefat etmiştir. En büyük şiarı “Bütün ülkelerin işçileri birleşin”dir.
(*) Kaynak olarak TUSTAV yayınlarından yararlanılmıştır.