Nagehan Alçı: Cemal Kaşıkçı konsoloslukta öldürüldü; teyit ettim
Nagehan Alçı, Cemal Kaşıkçı'yla ilgili, "Farklı kaynaklardan teyit ederek edindiğim bilgilerle tabloyu size özetleyeyim: Kaşıkçı konsoloslukta öldürüldü. Ancak bedeninin nerede olduğu henüz bilinmiyor" ifadelerini kullandı.
Habertürk yazarı Nagehan Alçı, İstanbul’daki Suudi Arabistan Başkonsolosluğu’na girdikten sonra kendisinden haber alınamayan Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı’yla ilgili, “Farklı kaynaklardan teyit ederek edindiğim bilgilerle tabloyu size özetleyeyim: Kaşıkçı konsoloslukta öldürüldü. Ancak bedeninin nerede olduğu henüz bilinmiyor” ifadelerini kullandı.
Suudi Arabistanlı Washington Post gazetesi yazarı Cemal Kaşıkçı’nın kaybolmasını köşesine taşıyan Nagehan Alçı, “Tarihte bir konsoloslukta cinayet işlenmesi, hem de bu kadar dikkat çekici bir ismin yok edilmesi ve üzerinin örtülmeye çalışılması… Böyle bir örnek yok! Hollywood 5 film çıkarabilir son 5 gündeki gelişmelerden” dedi.
“Peki böyle vahşi bir cinayeti, dünyanın gözünün önünde, barbar ve karanlık bir devlet olduğunu kanıtlamak istercesine neden işledi Suudi Arabistan?” diye soran Alçı, “Bunun cevabı için Veliaht Prens Selman’ın ülkesindeki pozisyonuna ve orada yaşanan gelişmelere bakmamız gerek… Selman, kendine muhalif gördüğü isimleri ya tutukluyor ya da yok ediyor. Suudi Arabistan kapalı bir ülke olduğu için birçok bilgi dışarı sızmıyor ancak ülkesinde yüzlerce ismin Kaşıkçı’nın kaderini paylaştığını söyleyebiliriz” ifadesini kullandı.
Alçı’nın yazısı şöyle:
“Tarihteki en ilginç, en barbar, en karanlık cinayetlerden biri hiç kuşkusuz Cemal Kaşıkçı cinayeti. Ben cuma günü bu işten çok tuhaf kokular aldığımı yazmıştım. O günden beri tahminimin çok ötesinde bir gelişme yaşandı. Kaşıkçı kendi vatandaşı olduğu Suudi Arabistan Başkonsolosluğu’nda öldürüldü.
‘CİNAYETİ 15 KİŞİLİK TİMİN İŞLEDİĞİ ÜZERİNDE DURULUYOR’
Dünden beri konu ile ilgili birçok şey söyleniyor. Bizdeki basından daha çok, dünya basınında üstelik. El Cezire, CNN International, Washington Post… Her yerde Kaşıkçı ilk haberlerden biri. Nasıl olmasın ki? İşin içinde her türlü ilgi çekici ve soru işareti doğuran ayrıntı var. Kaşıkçı’nın ABD’de oturum izninin olması, Washington Post yazarı kimliği, Veliaht Prens’e yönelik muhalif tutumu, bu iş için Türkiye’nin seçilmesi…
Tarihte bir konsoloslukta cinayet işlenmesi, hem de bu kadar dikkat çekici bir ismin yok edilmesi ve üzerinin örtülmeye çalışılması… Böyle bir örnek yok! Hollywood 5 film çıkarabilir son 5 gündeki gelişmelerden!
Farklı kaynaklardan teyit ederek edindiğim bilgilerle tabloyu size özetleyeyim: Kaşıkçı konsoloslukta öldürüldü. Ancak bedeninin nerede olduğu henüz bilinmiyor. Konsoloslukta olmadığı değerlendiriliyor.
Ekim’in 1’inde, yani Kaşıkçı’nın konsolosluktaki randevusundan bir gün önce Suudi Arabistan’dan Türkiye’ye gelen 15 kişinin içinde Veliaht Prens’in yakın çevresinden isimler var. Cinayeti bu 15 kişilik timin işlediği üzerinde duruluyor. Aynı ekip, Kaşıkçı’nın kaybolduğu, yani öldüğü gün Suudi Arabistan’a döndü.
Şimdi Türkiye bu bağlantıyı ortaya detaylarıyla çıkarabilmek için bir çalışma yürütüyor. Haberi alan ilk kişi olan AK Parti Genel Başkan Danışmanı Prof. Dr. Yasin Aktay ilk dakikadan itibaren gerekli yerleri bilgilendirdi ve alarm seviyesine geçirdi. MİT ve Emniyet büyük bir titizlikle olayı inceliyor. Bütün kamera kayıtları, giriş çıkışlar inceleniyor, çapraz taramalar yapılıyor. Bu ekip Kaşıkçı’nın bedenini de yanlarında Suudi Arabistan’a götürmüş olabilir. Diplomatik olunca alanda aranmıyorlar, dolayısıyla bavulların içinde ünlü gazeteci cansız bir halde Türkiye dışına çıkarılmış olabilir.
‘SELMAN KORKUSUNDAN YATTA YAŞIYOR’
Peki böyle vahşi bir cinayeti, dünyanın gözünün önünde, barbar ve karanlık bir devlet olduğunu kanıtlamak istercesine neden işledi Suudi Arabistan? Bunun cevabı için Veliaht Prens Selman’ın ülkesindeki pozisyonuna ve orada yaşanan gelişmelere bakmamız gerek…
Selman, kendine muhalif gördüğü isimleri ya tutukluyor ya da yok ediyor. Suudi Arabistan kapalı bir ülke olduğu için birçok bilgi dışarı sızmıyor ancak ülkesinde yüzlerce ismin Kaşıkçı’nın kaderini paylaştığını söyleyebiliriz.
Veliaht Prens, muhalifleri tarafından saldırıya uğramak ya da öldürülmekten öyle çok korkuyor ki, her an kaçmaya hazır bir şekilde, benzini ağzına kadar dolu dev bir yatta yaşıyor.
Peki Türkiye ve ABD başta olmak üzere dünyanın tepkisini çekeceğini bile bile Kaşıkçı’yı neden öldürdü?
‘Kendi sınırlarım dışında, üstelik ABD’de yerleşim izni olan ve Batı medyasında yazan uluslararası bir ismi dahi benim muhalifimse yok ederim’ mesajı vermek ve ülkesindeki düşmanlarına korku salmak için.
Bu hedef dış dünyanın tepkisinden çok daha önemli görünüyor. Zira Suudi Arabistan demek dünyanın petrolü demek. Bunun verdiği özgüvenle, Aramco’nun da halka arz edilmesinin sağlayacağı rantın cazibesine güvenerek Kaşıkçı’nın ölümünün başını ağrıtmayacağını düşünmüş olmalı.”