Nükleer atıkla baş başa yaşıyorlar!
İzmir Gaziemir'de halk 2010 yılında Kurşun Fabrikası'ndan kalma nükleer atıklarla baş başa bırakıldı.
İzmir’in Gaziemir ilçesinde nükleer atıkların gömülü olduğu ortaya çıkan kurşun fabrikasındaki atıklara yıllardır çözüm bulunamadı.
Gaziemir ilçesine bağlı Aydın mahallesinde 1944 yılından bu yana kurulu bulunan Kurşun Fabrikası 2010 yılında kapatılmıştı. Türkiye Atom Enerjisi Kurumu (TAEK), 2012 yılında yaptığı incelemede bölgede radyoaktif atıkların olduğunu resmen tespit ederek, düzenli bertaraf edilmesi gerektiği tespitinde bulundu. Ancak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nca adım atılmazken, hazırlanan Çevre Etki Değerlendirme (ÇED) Raporu’ndaki eksiklikler nedeniyle itiraz edildi. İtirazın ardından 2015 yılında çalışmalar durduruldu. 2017 yılında yeniden başlayan çalışmaların da firmanın yapısında yaşanan değişiklikler nedeniyle durduğu ortaya çıkmıştı. Dokuz Eylül Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü tehlikeli atık uzmanı emekli öğretim üyesi Enver Yaser Küçükgül’ün yaptığı ölçümlerde, bölgedeki radyasyon seviyesi Dünya Atom Enerji Komisyonu Radyasyon Güvenliği Dairesi’nin normal kabul ettiği seviyenin 219 kat üstünde çıktı.
Nükleer atıklar ortalıkta
Yeni Yaşam Gazetesi‘nin haberine göre, halen bir çalışma yapılmayan nükleer atıklar tehlike saçmaya devam ediyor. Kapatılan fabrikanın yaklaşık 300 metre mesafesinde yaklaşık 200 öğrencinin okuduğu bir ilkokul bulunurken, kimyasal koku mahalleyi sardı. Mahalleli kokuya karşı duyarlılığını yitirdiği için fark etmese de ilk defa giden biri için ağır ve rahatsız edici bir koku havayı kaplamış durumda. Nükleer atık nedeniyle bölgede çok sayıda kanser vakası yaşandığı bilinen bir gerçek. Yine hamile kadınların düşük yaptığı söylentileri de azımsanmayacak durumda. Ancak tüm bu iddialara rağmen Sağlık Bakanlığı bugüne kadar herhangi bir inceleme yapma gereği duymadı. Atıkların nasıl taşınacağı ve bertaraf edileceği de tartışmalı.
Yıllardır çözüm bulunmadı
Bölgedeki faaliyetleri yakından takip eden Ege Çevre Platformu (EGEÇEP), İzmir Çevre Platformu (İZÇEP) ve avukat Arif Ali Cangı ile mahalle sakinlerinin atıkların taşınma şekline dair hazırlanan ÇED raporuna yapmış oldukları ikinci itiraz sonrası başlayan yargı süreci de devam ediyor. Son olarak 5 Haziran dolayısıyla yine mahalle sakinleri ile yaşam savunucuları bir araya geldi. Toplantıda ortaya çıkan genel kanı hukuki mücadelenin yanı sıra halkın itirazlarının yüksek sesle dillendirmesinin zeminini oluşturmak şeklinde oldu. Mahalle sakinlerinden Hüseyin Kandemir, bölgeyi gezerken atıkları ayrıştırmak için fabrika bahçesinde bulunan makineleri göstererek, kamyonlarla getirilen atıkların tazyikli suyla ayrıştırılmak istendiği bilgisini verdi.