İran: Bağımsızlıkçı Musaddık işbirlikçi Şah’a karşı
PUSULA | İran: Bağımsızlıkçı Musaddık işbirlikçi Şah’a karşı
İran’da Ajax Operasyonu sonucunda Musaddık’ın iktidardan devrilmesi, ülkenin emperyalizm tarafından yeniden şekillendirilmesi, Sadabad Paktı’nın Bağdat Paktı’na (CENTO) dönüştürülmesi ve petrolün siyasetteki yeri üzerinden emperyalizmin kanlı kar oyunlarının boyutu bir kez daha görülebilir.
İran’ın bugününü de belirleyen en önemli siyasi önderlerinden Muhammed Musaddık’ın, İngiliz petrol tesislerinin millileştirilmesinden, başbakanlığı sırasında işbirlikçi Şah Muhammed Rıza Pehlevi’yi etkisizleştirme çabalarına, Ortadoğu’da emperyalizmle mücadele açısından önemli dersler barındırıyor.
Halka dayanarak, bağımsızlık mücadelesinin karşısına dikilen işbirlikçi bir saltanat ve emperyalizmin 1953’te İran’da sergiledikleri kanlı darbe operasyonu, bugün bölgede emperyalizmle mücadelenin nasıl sürdürüldüğünü ve emperyalizmle işbirlikçilerinin çıkarları için neler yapabileceği ve bu anlamda, emperyalizme karşı mücadele iddiasının altının nasıl doldurulabileceğinin de canlı bir örneği sayılmalı.
“Millileştirme” hamlesine karşı yaptırımlar
Musaddık, milletvekilliği ve bakanlık görevlerini yürütmüş önemli bir politikacı olarak, Rıza Han ile 1925’te saltanatın yeniden kurulmasına karşı çıkmasıyla, kendisini sonraki çeyrek yüzyılda işbirlikçi şahlık rejiminin en önemli ve etkin muhalifi haline getirecekti. 1941’de, oğlu Muhammed Rıza Pehlevi lehine tahttan çekilmek zorunda kalmasının ardından, siyasi yaşama dönerek yeniden meclise seçilen Musaddık, İran’ın petrol kaynaklarını kendisinin kullanımı için uzun bir mücadele yürüttü.
20.yüzyıl başlarında İngiltere ile yakınlaşmaya başlayan İran, ülkedeki petrolün çıkarılmasında, İngiltere’ye büyük imtiyazlar tanıdı. Ardından 1909 yılında kurulan İngiliz devlet şirketi olan Anglo-Pers Petrol Şirketi (bu şirket daha sonra petrol tekeli BP olacaktı), İran petrollerini işletmeye başladı. Şirket, kuruluşundan itibaren İran’dan çok büyük kazançlar elde ederken, bekleneceği üzere bu petrol gelirlerinin ancak çok küçük bir kısmı İran’a bırakılmaktaydı.
İran Meclisi 2. Dünya Savaşı’nın ardından, İran petrolleri üzerinde egemenliğin sağlanması için İngilizlerle başladığı müzakere sürecinden bir sonuç alamadı. Musaddık, 19 Şubat 1951’de Meclis Petrol komisyonundan bazı milletvekilleri ile birlikte, İran petrollerinin millileştirilmesi için önerge verdi. 20 Mart 1951’de İran petrollerinin millileştirilmesi kararı Meclis’te kabul edildi. Bundan kısa bir süre sonra, Musaddık başbakan oldu.iran
İngiltere, bu millileştirme kararını Lahey Adalet Divanı’na taşırken, İran’a, millileştirme kararını tanımak için, gelirlerin yarı yarıya bölüşülmesini ve Anglo-Pers Petrol Şirketi’nin çatısı altında işletmeyi teklif etti. Ancak Musaddık bu öneriyi reddederken, Lahey Adalet Divanı da görevsiz olduğuna karar verdi. Böylece İngiltere İran petrollerinden uzaklaştırılmıştı.
Musaddık’ın “günahları”
Musaddık bir taraftan petrolü millileştirirken, diğer taraftan da ülkede yaşanan ekonomik sorunları çözmek için çabalıyordu. Bu amaçla, büyük toprak sahiplerinin ellerindeki toprakların bir kısmını topraksız köylüye dağıtmak ve üretim kooperatifleri kurmak gibi reformlara girişti. Bu çabalarıyla, İran’da o günlerde etkili olan komünist Tudeh Partisi’ni de arkasına almıştı.
Bununla birlikte,İran petrollerini kaybetmesi üzerine, İran’ı ekonomik açıdan zor durumda bırakmak amacıyla İngiltere, uluslararası bir ambargo çağrısı yaptı. O dönem, Avrupa’nın petrol ihtiyacının yüzde 90’ını tek başına sağlayan İran, kendi petrolüne sahipti ama bunu dağıtıp satacak tankeri yoktu. İngiliz donanmasına ait gemiler de Basra Körfezi’ne gönderildi. Bu, İran’ın millileştirdiği petrolü satamadığı bir durumu ortaya çıkardı ve ekonomik sorunları derinleştirdi. Kasım 1952’de ise İngiliz Büyükelçiliği’nin kapatılmasıyla ilişkiler tamamen koptu.
Ajax operasyonu
İngiltere’nin müdahale arayışları elbette bunlarla sınırlı kalmadı. Kore Savaşı nedeniyle İran’a müdahaleden geri duran Harry Truman’ın yerine, Dwight Eisenhower’ın başkanlığa seçilmesi ve Ajax operasyonu devreye sokuldu.
İşbirlikçi İran Şahı’nın, Musaddık’ı görevden almaya çalışmasına halkın kitlesel gösterilerle karşılık vermesi ve Şah’ın İran’dan kaçmak zorunda kalmasıyla başlayan süreç, birkaç gün sonra ABD desteğiyle gerçekleştirilen bir darbe ile Musaddık’ın yönetimden uzaklaştırılmasıyla sonuçlanacaktı.
Mart 1953’te uygulamaya konulan Ajax Operasyonu ile CIA ve MI6, Musaddık’ı halk ayaklanması ile görevden ayrılmaya zorlamayı planlıyordu. Amerikan ve İngiliz istihbaratı, Musaddık hükümeti ile arası bozuk olan gruplarla birlikte çalışmaya başladı. Milyonlarca dolar rüşvetin dağıtıldığı bu çalışmaların ardından söz konusu gruplar, sonuçta bir askeri darbeyle Musaddık’tan kurtulmayı başardılar.
Darbeden iki yıl sonra ise İran, Türkiye, Pakistan ve Irak ile İngiltere önderliğinde CENTO’yu kurdu. Bu ittifak, üzerinden henüz 20 yıl bile geçmeyen ve İran, Türkiye, Afganistan ve Irak’ın yaklaşan dünya savaşı öncesinde birbirleriyle savaşmayacaklarını taahhüt ettikleri Sadabad Paktı’nın yerini aldı. Böylece emperyalizm, bölgede bir kez daha Musaddık ile uğraşmamanın yolunu da yapmış oldu.