Sahi neydi şu anti-emperyalizm?
30-12-2018 09:15ABD emperyalizminin Suriye topraklarından “ricat” kararı almasının hemen ardından Beyaz Saray’ın resmî internet sitesinde “Rojava’nın Yemen olmasına izin vermeyin” başlıklı bir imza kampanyası başlatıldı. Kampanya metninde “Başkan Donald Trump’ı ve Kongre’yi Rojava’yı savunmak için çok geç olmadan harekete geçmeye çağırırız” deniyordu.
Cengiz Kılçer
ABD emperyalizminin Suriye topraklarından “ricat” kararı almasının hemen ardından Beyaz Saray’ın resmî internet sitesinde (Suriye Demokratik Güçleri [SDG] kaynaklı) “Rojava’nın Yemen olmasına izin vermeyin” başlıklı bir imza kampanyası başlatıldı. Kampanya metninde “Başkan Donald Trump’ı ve Kongre’yi Rojava’yı savunmak için çok geç olmadan harekete geçmeye çağırırız” deniyordu. Gazeteci Fehim Işık adlı zat ise bu kampanyayı “İmzalarınız bekleniyor… Tabii gelen maili onaylamanız şart. Aksi durumda imzanızın bir anlamı yok.” diye duyurdu.
Evrensel Gazetesi’nde Ortadoğu ve Kürt meseleleri hakkında yazan Fehim Işık, Gülen Cemaati’nin AKP ile evliliğinin sürdüğü zamanlarda, Fethullah Gülen’in ‘onursal başkanı’ olduğu Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı’nca her yıl geleneksel olarak düzenlenen Abant toplantılarına da iştirak edenlerdendi. Aynı Fehim Işık, Fidel Castro’ya ölümünün ardından küfreden biri: “Castro’nun Batista’yı deviren, ABD’ye kafa tutan devrimciliğini de antiemperyalizm adına Kürt katillerine olan sevgisini de unutmayacağız. Fidel Castro Batista’yı deviren ve ABD’ye kafa tutan devrimci bir lider. Ama Kürtleri katleden Saddam ile aynı safta da yer almış bir kişi.”
19 Aralık’ta başlatılan kampanyanın 100 bin imza toplaması hedeflenmiş. Metinde şu ifadeler geçiyor: “Trump yönetimi, Türkiye’nin Afrin’deki savaş suçlarının da tescillendiği bir dönemde, ABD birliklerini Suriye’den çekmeyi planlıyor. Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, kısa süre önce yaptığı bir konuşmada, bölgeyi istila etmek için yakın zamanda bir saldırı düzenleyeceklerini belirtti. Seçilmiş temsilcilerimizden, Türkiye’nin Fırat’ın doğusundaki Rojava’ya (Suriye’nin kuzeyindeki Kürt bölgesi) saldırması durumunda doğacak kötü sonuçları engellemelerini istiyoruz. ABD, Erdoğan’ın geri çekilmesini talep ederse, olası bir kan banyosu ve yüz binlerce insanın yerinden edilmesini önleyebilir. Sınırsız şiddet döngüsünü durdurarak, Türkiye’yi kendi Kürt nüfusu ile barış müzakerelerini yeniden başlatmaya zorlayabilir. Başkan Trump ve Kongre’yi çok geç olmadan Rojava’yı savunmaya çağırıyoruz.”
Metinde yer alan Suriye’yi bir kan deryasına çeviren ABD emperyalizmine yalvarırcasına “Suriye’den ne olur gitme, bizi terk etme” ifadeleri ise herhalde sadece bölge siyasi tarihine değil, dünya siyasi tarihine de bir utanç belgesi olarak geçecek.
En komik ve saçma olanı ise söz konusu dilekçenin başlığı: “Rojava’nın Yemen olmasına izin vermeyin”(!)
İyi de ABD emperyalizmine bu dilekçeyi verenler Yemen’deki iç savaşın başladığı 2015’ten bu yana yaşanan ve binlerce insanın ölümüyle sonuçlanan saldırılarda ABD yapımı bombaların kullanıldığını bilmiyor mı?
Ya da ABD Başkanı Donald Trump, Suudiler’in Yemen’in kuzeyindeki Dhahyan’da pazar yerini ve okul otobüsünü vurması sonucu 40’ı çocuk 51 sivilin ölmesinin, “Washington’ın suçu olmadığını”, hava saldırısıyla bombalanan bölgede Amerikan Lockheed Martin üretimi 227 kiloluluk lazer güdümlü MK 82 bombasının parçalarının bulunmasına karşılık Trump’ın “Biz bunu yapmayız. Bunlar (Suudi koalisyonu) temelde silahı nasıl kullanacağını bilmeyen (beceriksiz) insanlar, bu da korkunç bir şey” dediğini?
Peki, ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon), ABD’nin Yemen’de Suud öncülüğündeki koalisyona verdiği yakıt ikmal desteğinin 331 milyon dolar olduğunu?
Ya, ABD’nin Suudi savaş uçaklarına yakıt desteği ve istihbarat paylaşımı ile saldırıları desteklediğini?
Veya ABD ve İngiltere’nin Yemen’de uluslararası kuralları ihlal eden Suudi Arabistan’a silah satışlarına devam ettiğini?
Veyahut ABD Başkanı Trump’ın, ziyareti sırasında Suudi Arabistan’la 110 milyar dolarlık silah anlaşması imzaladığını?
Peki, antiemperyalizm neydi?
Fehim Işık gibi “Radikal demokratların” ya da sol liberallerin antiemperyalizmi görmezden gelmeye ve hatta karalamaya, bu mücadele adına ne varsa halının altına süpürmeye çabalasalar da nafile olduğu açıktır.
Genel olarak gericiliğe, özel olarak da AKP iktidarına karşı mücadelenin, antiemperyalist mücadelenin olmazsa olmazı olduğu tarihe defalarca not düşülmüştür. Sürekli unutulsa da, bıkmadan usanmadan hatırlatacağız: antiemperyalist olunmadan özgürlük gelmez, antiemperyalist olunmadan eşitlik olmaz, antiemperyalist olunmadan kardeşlik olmaz, antiemperyalist olunmadan sosyalist olunmaz…
V.İ. Lenin’den alıntı yapacak olursak: “Emperyalizm, dünya halklarının bir avuç Büyük Devlet tarafından habire artan bir baskı altına alınmasıdır; bu Büyük Devletler arasında, halkları daha çok baskı altına almak ve bu baskıyı pekiştirmek için girişilen bir savaşlar dönemidir; ikiyüzlü sosyal-vatanseverlerin, yani “halkların özgürlüğü” ”halkların kendi kaderlerini tayin hakkı” ve “vatan savunması” bahaneleriyle dünya milletlerinin çoğunluğunun Büyük Devletler elinde ezilmesini haklı gösteren ve savunan kişilerin halk yığınlarını aldattıkları dönemdir.”[i]
Bu topraklarda 1919’la işgale karşı başlayan süreç, devrimcilerin 1965-71 sürecindeki antiemperyalist mücadelesiyle doğru hattına kavuşmuştur. Ülkemizde ve dünyada özellikle ABD’nin Vietnam’a müdahalesi ve Ortadoğu’da 1967 savaşı antiemperyalist refleksin gelişmesine, siyasallaşmasına yol açar. Antiemperyalizm Türkiye’de 1970’li yıllara damgasını vuran temel sloganıdır.
Antiemperyalizm 1968’de Temmuz’unda 6. Filo’ya karşı ayağa kalkmaktır. Antiemperyalizm İTÜ öğrenci yurdunda polis tarafından katledilen Vedat Demircioğlu’nu unutmamaktır. Ertesi gün Taksim’de yapılan mitingin arından Deniz Gezmiş’lerin ve nicelerinin önderliğinde öğrencilerin Dolmabahçe’de karaya çıkan Amerikan askerlerini denize dökmesidir.
Antiemperyalizm İstanbul’a demirleyen Amerikan 6. Filosu’nu protesto için 16 Şubat 1969’da Taksim’de yapılan emperyalizm ve sömürü karşıtı mitinge katılanlara yapılan gerici ve faşist saldırıyı hep akılda tutmaktır.
Antiemperyalizm yine bu yürüyüşteki sloganlardır: “6. Filo Defol”, “Köylüye Toprak Yok Amerikan Üslerine Toprak Çok”, “Amerika Seni Vietnam’da Duyduk, Singer’de Bildik”, “6. Filo Zammı Sen mi Getirdin?”, “Geldikleri Gibi Gidecekler”…
Antiemperyalizm Deniz Gezmiş’in son sözleridir: “Yaşasın tam bağımsız Türkiye! Yaşasın Marksizm Leninizm’in yüce ideolojisi! Yaşasın Türk ve Kürt halklarının bağımsızlık mücadelesi! Kahrolsun emperyalizm! Yaşasın işçiler, köylüler!”
Antiemperyalizm Yusuf Aslan’ı son sözleridir: “Ben ülkemin bağımsızlığı ve halkımın mutluluğu için şerefimle bir defa ölüyorum. Sizler, bizi asanlar şerefsizliğinizle her gün öleceksiniz. Biz halkımızın hizmetindeyiz. Sizler Amerika’nın hizmetindesiniz. Yaşasın devrimciler. Kahrolsun faşizm.”
——————————————————————————————————————————————————————————————-
[1] Lenin, V.İ. (1974), Doğu’da Ulusal Kurtuluş Hareketleri (Çev. T. Ağaoğlu), Ant Yayınları, s. 152