Sudan sebep sayanlara karşı sınıfın gerçekleri
Üçüncü havalimanı şantiyesinde çalışan işçiler üç önce büyük bir eylem yaptılar. Eylemin nedenine değineceğiz ki zaten tüm ülkenin gündemine girmiş bulunmakta...
Alican Demir
Üçüncü havalimanı şantiyesinde çalışan işçiler üç gün önce büyük bir eylem yaptı. Eylemin nedenine değineceğiz ama zaten tüm ülkenin gündemine girmiş bulunmakta. Yazımızın konusu eylemin yarattığı etkiden dolayı yandaş kalemşörlerin aldıkları emirler ile yazdıkları yazılara, yaptıkları haberlere bir cevaptır. Ama içlerinde bir tanesi var ki özellikle onadır lafımız. Her devrin adamı Fatih Altaylı.
Fatih Altaylı, klimalı odasından seslenmiş: “İşçilerin ayaklanması bana doğrusu çok mantıklı gelmiyor.”
Temsilcisi olduğu sınıfa yakışan şekilde, baştan sona çarpıtmalarla, karalamalarla dolu bir yazı yazmış. O zaman doğrusunu tane tane anlatalım.
“Şantiye tıkır tıkır işliyordu, hiçbir sorun görünmüyordu” diyen Altaylı’ya sadece 2018 yılında yapılan eylemlerin birkaç tanesini hatırlatmak yeterli olur:
- 1 Şubat 2018, işçiler daha fazla çalıştırılmak için bir saat daha uzatılan servis saatlerini yolu trafiğe kapatarak protesto etti.
- 17 Şubat 2018, işçiler kaldıkları kampta 4 kişilik kapasiteli koğuşların 6 kişiye çıkarılmasını protesto etti.
- 12 Haziran 2018, işçiler ücretleri ödenmediği için kule vince çıktı.
Üçüncü havalimanı işçileri, hakları için eylem yaparken, Fatih Altaylı o esnada rahat yatağında uyuyor olacak ki bu eylemleri gözden kaçırmış.
Altaylı’ya göre; “arada iş kazaları ile ilgili haberler geliyor”muş ama bunlar “somutlaştırılamıyor”muş.
Bakanlığın açıkladığı rapora göre işçi ölümleri sayısı Şubat 2018 için 27 kişiydi, kuvvetle muhtemel bu sayı çok daha fazla. İşçilerin ve sendikaların yayınladıkları verilere bakılabilir.
Senin için bu sayılar yeterince somut mu Fatih Altaylı ya da sana göre iş cinayetlerinin somut olması için kaç işçinin daha patronların kâr hırsı için, insanlık koşullarına aykırı bir şekilde çalıştırılıp can vermesi gerekir?
Sanırım burada, üçüncü havalimanı işletmecisi İcra Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Kadri Samsunlu’ya da bir parantez açmak yerinde olacaktır. Çünkü kendisi Sky News kanalında katıldığı bir televizyon programında sunucunun kendisine havalimanı inşaatında yaşanan ölümlerin nedenini sorduğunda; “Bunların yarısı doğal ölümler, şantiyede araba kazaları oldu bunlar da doğal ölümlerdir” şeklinde cevap verdi. Verilen cevap insanlıktan uzak, adeta kan dondurucu cinsten. Oysa ki biliyoruz bu ölümlerin hangi ihmaller sonucunda yaşandığını.
Tüm yandaş basın bir anda düğmeye basılmış gibi işçilerin eylemine karanlık odakların oyunu algısını yaratmak için seferler oldu. Art arda haberler yayınlandı, köşe yazıları yazıldı… Bu çabayı keşke işçi ölümleri olduğu zaman da görebilseydik!
Sabah gazetesi işi o kadar ileri götürdü ki; attığı manşet “2. Gezi provası” şeklinde oldu. Yandaşlar, Gezi’de milyonların direnişinden hâlâ korkar vaziyette.
Bu operasyona katılanlardan bir tanesi de Hıncal Uluç. Demiş ki “Eyleme katılanlara günlük 100 lira vereceklermiş”.
Ne diyelim; kişi, kendinden bilir işi diyerek geçelim.
Zat-ı muhterem aynı zamanda demiş ki “O havalimanı yapılacak ve ben istediğim zaman uçağım rötar yapmadan Paris’e gidip gelebileceğim”.
Hıncal Uluç’un derdi burada anlaşılıyor ve kendi sınıfına yakışan tavrı takınıyor.
Tekrar Fatih Altaylı’ya dönelim, demiş ki; “4 yıl 3 aydır gıkını çıkarmadan çalışan işçiler, açılışa 5 hafta kala “Ayaklandılar”. Hem de sudan sebeplerden”.
Yukarıda sadece 2018 yılında yapılan eylemlerin bazılarını yazdık. Fatih Altaylı’ya göre; otobüslerin gecikmesi, işçilerin yağmur altında uzun süre beklemesi, yataklarda tahtakuruları bulunması, yemeklerin kötü olması, ücret gaspları, temizlik sorunu sudan sebeplermiş, bunlar için eylem mi yapılırmış.
Peki Fatih Altaylı o zaman buyur şantiyede bir gün çalışmayı dene, bir de orada çalışan işçilerin yüzüne söylemeyi dene sudan sebep olduğunu.
Hiçbir şey suya yazılmıyor elbet…
Patronlar için işçi sınıfının korkusunun ne kadar büyük olduğunun resmini onurlu eylemiyle üçüncü havalimanı işçileri bize bir kez daha göstermiştir.
Tüm karalama, iftira haberlerine, yazılarına rağmen işçi sınıfı mücadelesini sürdürecektir, tüm görkemiyle yoluna devam edecektir.
Yandaş medya ve paralı kalemşörleri bu görkemli yürüyüş karşısında klimalı odalarında bile terleyecekler.