Sosyalist Liseliler konuştu: Bizler özgür ve eşit bir yaşam umudunu örgütlüyoruz
AKP'nin günden güne gericiliği arttırdığı liselerde Sosyalist Liseliler Aydınlanma Okulları'yla beraber geleceğini örgütlemeye devam ediyor.
AKP’nin tam yol gericiliğe hız verdiği liselerde Sosyalist Liseliler, Aydınlanma Okulları’yla beraber geleceğini örgütlemeye devam ediyor. Eğitimde piyasacı ve gerici dönüşüme karşı Türkiye’nin dört bir yanında faaliyetlerine devam eden Sosyalist Liseliler’le liselerdeki mücadele ve Aydınlanma Okulları hakkında konuştuk.
Liselilerin Manifesto‘nun sorularına yanıtları şöyle:
2017-2018 eğitim öğretim yılı müfredattan evrimin çıkarıldığı, cihadın müfredata girdiği, gerici vakıflarla protokollerin imzalandığı bir tabloyla açıldı ve bir dönem geride kaldı diyebiliriz. Liselerde ilk dönem nasıl geçti biraz açabilir misiniz?
O.B: Elbette. Öncelikle sosyalist liseliler için ilk dönem oldukça hareketli geçti, bunu belirterek başlamak istiyorum. Okulların açılmasından çok kısa bir süre öncesinde Laik ve Bilimsel eğitim mitingi ile dönemi açmış olduk. Geçtiğimiz dönem aslında sosyalist liseliler açısından bir sınavdı denebilir. Ülkemizin bulunduğu koşullardan dolayı gündem çok hızlı değişebiliyor ve devrimcilerin bu gündemlere pratik çözümler geliştirmesi gerekiyor. Bunu ise var etmenin tek yolunun örgütlülük olduğunun kanıtlandığı bir dönem oldu. Örnek vermek gerekirse, yaz ayı ile birlikte dergimizin 4 yeni sayısı çıktı. 4 oturum Aydınlanma Okulları yapıldığı 5. oturum hazırlıklarının başlandığı, sayısız alan çalışmasının düzenlendiği, merkezi bir çok etkinliğin liselilerin gündemine sokulduğu bir dönem örgütlülük kavramının içini doldurur niteliktedir sanırım. Yani kısaca Sosyalist Liseliler, lise mücadelesinde bir odağın yaratılması için, bir dizi alanda faaliyet yürütüyor. İlk dönem yaptıklarımız önümüzde ki dönemlerde yapacaklarımıza ışık tutar nitelikte…
G.K: Gerçekleştirilen gerici ve akıl dışı dönüşümlere elbette liseliler tepkili. Bu tepkileri örgütlü bir hale getirerek mücadele kanalına akıtabilmek önemli bizim için. Bu nedenle Şeriat Eğitime Hayır isimli bir kampanya başlattık, bunu dergimizin kapağına taşıdık, bu karanlık gidişe boyun eğmeyen liselilerin sesini duyurmak ve bu sesi yaygınlaştırmak için çalışmalar yaptık. Okuldan uzak geçen 3 aylık yaz tatilinin sonuna denk gelen 17 Eylül Mitingine katıldık, bunun çalışmasını yaptık. Her seferinde eşitlikçi, laik ve bilimsel eğitim isteğimizi yineledik. İlk günden beri onlar dur durak bilmeden okullarımızı ve yurdumuzu karanlığa boğmak için çalıştılar, bizlerse bu karanlığı dağıtmak için her seferinde daha bir umutla Aydınlanma Okulları’nı örgütledik. Hala da çalışmalarımızı büyük bir umutla sürdürüyoruz.
Bu süreç içerisinde Aydınlanma Okulları 4 oturum yaptı ve 5. oturumuna hazırlanıyor dediniz, peki Aydınlanma Okulları nasıl yola çıktı ve ne hedefliyor?
O.B: Aydınlanma okullarının yola çıkış tarihi aslında Türkiye’de lise mücadelesinin bir dayatması, bir zorunluluğu, bir eksiğiydi. Sosyalist Liseliler bu eksiği doldurmuş ve gerçekten liselerdeki mücadele tarihinde önemli bir yer tutacak olan bu tarzı var etmiştir. Daha anlamlı olması açısından Sosyalist Liseliler’in kısa fakat oldukça dolu olan tarihine bakmak lazım. Sosyalist liseliler çalışması 2 yıl önce oldukça dar bir ekiple yola çıktı. Bu dönem de önümüze koyduğumuz en temel şey ise yeni bir kültürün, yeni bir devrimci kuşağın yaratılma zorunluluğuydu. Bu amaç için araç olarak geliştirilmiş bir organdır Aydınlanma Okulları. Görevi ise tam olarak bilinçlendirmek, yani devrimcilerin en temel görevi olan şeyi yapmak ,tabi ki Aydınlanma Okulları’nı yalnızca entellektüel bilgi birikimi sağlayacak bir alan olmasından ziyade liseliler için açılmış bir mücadele alanı olarak kodluyoruz. Biz 2 yıl önce Aydınlanma Okulları vasıtasıyla gençliğe bir maya çaldık ve bugün baktığımızda bu mayanın tuttuğunu gönül rahatlığıyla söyleyebiliyoruz.
G.K: Sosyalist Liseliler bundan 2 yıl önce ” okumuş insanın emekçi halka karşı sorumluluğunun bilinciyle ” yola çıktığını söylemişti. Bu düzenin bizlere geleceksizlik, düş kırıklığı, yalanlar ve ölümlerden başka verecek bir şeyi olmadığını söyleyerek karanlığa sırtını dönmüş, umudu büyütmek ve sonunda aydınlığı kazanmak için kolları sıvamıştı. Bizleri kurtaracak olanın kendi kollarımız yani ” örgütlü mücadelemiz ” olacağını biliyoruz. Liselerde ki karanlığı dağıtmak için önce bu yolda daha çok yan yana gelmeli, birlikte okuyup öğrenmeli, memleket sorunlarına çözüm üretme çabasında olmamız gerekiyor. İşte bu noktada Aydınlanma Okulları’nı var ettik. Bu karanlık gidişe dur diyeceklerin iradesini temsil ettiği için Aydınlanma Okulları’nın ayrı bir önemi var. Bizler Harun Karadenizlerden, Deniz Gezmişlerden bir mirası devraldık. Onlar bağımsızlığın, sosyalizmin mayasını gençlik mücadelesiyle birleştirmişlerdi. Bugün bizler onların yolunda aynı işi yapmaya devam ediyoruz.
Umutsuzluğa en güzel cevabı Aydınlanma Okulları’nda yan yana gelerek veriyoruz. Bununla birlikte 2 yılı geride bırakırken lise mücadelesinde yeni bir sayfa açtığımızı görüyoruz. Attığımız adımlar sayesinde yeni bir süreci başlattık.
Yılmadan yorulmadan tarihin bize devrettiği görevi yerine getirecek ve umutsuzluk çemberini kıracağız.
Aydınlanma Okulları dışında, yayıncılık faaliyeti de yürütüyorsunuz, Sosyalist Liseliler dergisi hakkında bilgi verebilir misiniz? Dergi neyi amaçlıyor, liseli gençliğin üretimde bulunması sizce neden önemli?
O.B: Biraz önce de belirttiğim gibi biz bir fikri bir kültürü örgütlüyoruz bu sebepten dolayı siyaseten diri durmak lazım. Aynı zamanda da var etmek istediğimiz kültürün beslenmesi, kendi üretimini yapmasının önemli olduğunu düşünüyoruz. Sosyalist Liseliler dergisi bugün belirli bir periyotla düzenli olarak çıkan değerli bir lise yayınıdır. Dergimiz gerçek anlamda kolektif bir yapıda var ediliyor. Yani yayın kurulundan tutun Sosyalist Liseliler çatısı altında bulunan bütün liseli yoldaşlarımızın göstermiş olduğu yoğun çabalar sonucunda bu periyoda oturtuldu. Aynı zamanda Sosyalist Liseliler olarak liselilere memleket gündeminin taşınması açısından kritik bir yayın, yani bir öğrencinin sırasına kadar giden bir yayından bahsediyoruz bu çok önemli.
G.K: Bizler özgür ve eşit bir yaşam umudunu örgütlüyoruz. Bunu yaparken en büyük silahımız düşüncelerimiz. Düşüncelerimizi daha çok arkadaşımızla buluşturabilmek, onlara bu düzenin dışında başka bir seçenek daha olduğunu göstermek istiyoruz. Bu nedenle dergimiz lise mücadelesinde önemli bir yer tutuyor.
Liselilerin bu dergiyi hazırlıyor oluşu, yazılarıyla katkıda bulunuyor olması da dergimizi değerli kılıyor.
Onlar okumayan sorgulamayan düşünmeyen biatçı bir nesil istiyor. Bizse tam tersine daha çok okuyup daha çok üretip paylaşıyoruz. Dergimiz liseliler tarafından hazırlandığı için okuyan arkadaşlarımıza pek yabancı değil aslında. Hepimiz benzer sorunları yaşıyoruz, aynı dilden konuşuyoruz bu nedenle. Liseli arkadaşlarımızın dergimizi sabırsızlıkla beklemesinin nedenini de buna bağlıyoruz, sorunların çözümlerini yazılarımızda görüyorlar.
Geçtiğimiz haftalarda Rıdvan Dilmen, Recep Tayyip Erdoğan’ı “parkasız Deniz Gezmiş’e” benzetti ve ciddi bir tartışma konusu oldu. Sosyalist Liseliler olarak bu konu hakkında bir şey söylemek ister misiniz?
O.B: Ülkemizde ki sağcıların kendilerini aklamak için solcuların ardına sığındığı hep görülmüştür. Memleket sevdasını Nazım’dan, bağımsızlığı Deniz’den ayrı düşünemezsiniz. Bu benzetme de bunun sonucudur diye düşünüyorum. Tayip Erdoğan dediğimiz kişinin bırakın Deniz Gezmişin parkasız halini, Deniz Gezmişin karşısına çıkabilecek bir karakter olduğunu düşünmüyorum. Mesele Deniz Gezmiş olunca bir gençlik örgütü olarak bize daha fazla laf düşüyor sanırım. Bugün Sosyalist Liseliler Denizlerin devrimcilik ruhunu hala yaşatmaktadır. Bu ruhun hala yaşıyor olmasının ise en net cevap olduğunu düşünüyoruz. Yalnızca lafla cevap vermekten ziyade varlığımızın onlara bir cevap olduğu kanısındayız. Nasıl ki Denizler Amerikan emperyalizminin karşısına dikildilerse bugün Sosyalist Liseliler de gericiliğin, emperyalizmin karşısına aynı inançla dikilmekte. Bu iradenin cevaben yeterli olduğunu düşünüyorum.
G.K: Sosyalist Liseliler elbette bu konu hakkında çok şey söylemek ister. Deniz Gezmiş, Amerikan emperyalizmine ve onun işbirlikçilerine karşı mücadele etmiş, bu memleketin sahipsiz olmadığını göstermiştir gericilere. Denizler 6. Filo askerlerini denize dökerken gericiler 6. Filoyu kıble yapıp namaz kılıyordu. Farkımız açıktır. Bizim bayrağımız Denizlerin bayrağıdır, onlarınkiyse tam boy Amerikancılık! Bugün Erdoğan ile Deniz Gezmiş’i aynı kefeye koymak, Erdoğan’a meşruiyet kazandırma çabasından başka bir şey değildir ve gençlik bunu kabul etmeyecektir. Üstelik bununla da kalmıyorlar, diğer taraftan eli kanlı faşistler Deniz Gezmiş’e terörist adlandırması yapıyor. Bugün Deniz Gezmiş’e yapılan saldırılar tüm ilerici, yurtsever gençliğedir. Ve Sosyalist Liseliler buna en büyük cevabı bugün liselerde inatla sosyalizm mücadelesini büyüterek verecektir.
1 ay içerisinde sınav sistemi 3 kez değişti, liseli gençlik hala kafa karışıklığı yaşıyor. Aynı zamanda gençliğin gelecek kaygısı da tırmanıyor. Sizce ne yapılmak isteniyor ve gençlik nasıl yanıt vermeli?
G.K: Ülke sorunları çözülmeden gençliğin sorunları da çözülmeyecektir. Bu düzen devam ettiği sürece gençlik kafa karışıklığı yaşamaya devam edecektir. Bu sorunların altında yatan sosyo-ekonomik problemler görülmeli. Dediğimiz gibi bu sistem bizlere geleceksizlikten başka bir şey vaad etmiyor, edemez de zaten. Bu düzen artık çağ dışı kalmıştır, ülkemizin sorunlarına yanıt üretememektedir. Kapitalizm yıllar önce ömrünü tüketmiştir. Bizlere düşense bu çürümüş düzeni yere çalmaktır. Liseli arkadaşlarımız tüm bunlara en güzel yanıtı örgütlü mücadeleyle verebilir ancak. Hepimiz eşit ve insanca bir düzen, aydınlık bir gelecek istiyoruz. Ancak istemek yetmez, hep birlikte mücadele etmek gerekir. Kolları sıvamanın zamanı…
Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?
G.K: Sosyalist Liseliler olarak bu gidişten şikayetçi, bilimden, aydınlıktan ve eşitlikten yana olan tüm arkadaşlarımızı mücadeleye davet ediyoruz. Gençlik memleket sorunlarına yüzünü dönmeli ve bunlara yanıt üretmelidir.
Bu yanıtların üretildiği Aydınlanma Okulları, 5. Oturumunu gerçekleştirecek. Okullarda bizlere anlatılmayan yurt gerçeklerinin burada konuşulması ve sonrasında bunların okullara taşınıp sıra arkadaşlarımızla buluşması okullarımızın gerici kuşatmadan sıyrılması için önemlidir. Tüm arkadaşlarımızı Aydınlanma Okulları’na davet ediyoruz. Gençlik Denizlerin iradesini burada göstermelidir. Karanlıklar ancak böyle aydınlanabilir.