Düzen siyasetin bugünlerde en çok konuşulan ismi Temel Karamollaoğlu’ndan bir “demokrasi savaşçısı, AKP muhalifi” çıkartma çabaları bilindiği üzere bugünlerde kamuoyunu en çok meşgul eden konulardan bir tanesi. Karamollaoğlu’nu Sivas Katliamından hatırlayanlar için ise bu beyhude çabanın şapkadan tavşan çıkartmaktan pek de farksız olmayacağı yönünde. Sivas Katliamına geçeceğiz ancak önce Karamollaoğlu’nun siyasi geçmişine biraz göz gezdirelim. Halihazırda Genel Başkanlığı’nı yaptığı Saadet Partisi’nin internet sitesinde yer alan biyografisine bir bakalım;
“20 ve 21. dönemlerde milletvekilliği, 1989-1995 yılları arasında Sivas Belediye Başkanlığı, özel sektörde ve kamu kesiminde üst düzey yöneticilik yaptı. Türkiye’nin en çalkantılı dönemlerinde bürokraside ve siyaset dünyasında aktif olarak çalıştı; 1971 muhtırasını, 1980 askeri darbesini ve 1997 post-modern darbe dönemini yaşadı. Milli Selamet Partisi, Refah Partisi, Fazilet Partisi ve Saadet Partisi yönetimlerinde bulundu. 1968 yılından vefatına kadar 45 yıl Necmettin Erbakan’ın yakın çalışma ekibinde yer aldı. Türkiye’nin güçlü ve bağımsız bir ülke olması için maddi ve manevi kalkınmanın bir arada yürütülmesi gerektiğini savunan Karamollaoğlu, 30 Ekim 2016 tarihinde Saadet Partisi Genel Başkanı seçildi. Aslen Sivas’lı olan Temel Karamollaoğlu, babasının öğretmenlik yaptığı Kahramanmaraş’ta 7 Haziran 1941 yılında doğdu. Kayseri Lisesi’nden 1959 yılında mezun oldu. 1960 yılında Sümerbank bursuyla İngiltere’ye gitti. Manchester Üniversitesi Tekstil Teknoloji bölümünden 1964 yılında mezun oldu. 1967 yılında aynı üniversitede yüksek lisansını tamamladı. Üniversite yıllarında İngiltere Türk Talebe Birliği Başkanlığı yaptı ve Müslüman toplulukların sosyal faaliyetlerine aktif olarak katıldı ve FOSİS’te İngiltere Müslüman Talebe Cemiyetleri Federasyonunda yöneticilik yaptı.”
Karamollaoğlu’nun Siyasal İslamcı geçmişinde ve bugününde tutarlı bir yol izlediği bu kısa biyografi ile de rahatlıkla anlaşılabilir. Bu çizgiden sapmadan inşa ettiği siyasi kariyeri kendisini rahatsız etmezken, kendisinden AKP’yi devirecek güç olarak bir karşılık bekleyenler için de bir sorun teşkil etmiyor öyle sanıyoruz.
Sivas Katliamı’na gelecek olursak, katliamın ardından, Almanya’da düzenlenen Milli Görüş gecesinde, Hasan Hüseyin Ceylan ve Şevki Yılmaz ile birlikte konuşmacı olan Karamollaoğlu’nun ne dediğine bir bakalım;
“Pir Sultan şenliği diye sağa sola kafir Marks’ın resimlerini asarlarsa, komünist propaganda yaparlarsa Sivas halkı ne yapsın…”
Sivas davasının üçüncü gününde dinlenen Sivas Trafik Şube Müdürü İzzet Karadağ’ın tanıklığına kulak verelim bir de;
“Karamollaoğlu ‘gazanız mübarek olsun’ diye konuşma yaptı. Dağılmak üzere olan kalabalık bundan sonra dağılmaktan vazgeçti. İtfaiyeden ise su sıkarak kalabalığın dağıtılmasını istedik. Ne hikmetse su sıkmadılar.”
Son olarak da, döneminde Sivas Belediye Başkanlığı yaptığı Karamollağlu’nun geçtiğimiz sene verdiği bir röportajda Sivas Katliamına ilişkin belirttiği görüşlerini buraya yazalım;
“Sivas katliamı demekten imtina ediyorum, çünkü hakikaten katliam başka bir şey. Evet, 33 kişi can verdi, bunu kabul ediyorum. Birisi gidip doğrudan insanları katlettiği zaman katliam olur. Orada bir kişinin gidip birisini doğrudan doğruya katlettiği vaki değil.”
Karamollaoğlu’na göre içinde yüzlerce insanın, Türkiye’nin en aydınlık simalarının olduğu bir otelin cayır cayır tutuşturulması kasti bir durum değil. Ve hatta kendisinin habis kitleye “gazanız mübarek olsun” diye bağırması da…
Karamollaoğlu’nun ne siyasete atıldığı yıllarda, ne 25 yıl önce Sivas Katliamında ne de bugün söylemlerinde en ufak bir değişiklik, ideolojik doktrininde bir farklılık bulunmamaktadır.
AKP karşıtlığı mı?
Karamollaoğlu’nu AKP karşıtı konuma itecek bir referansımız var mıdır?
Misal köküne kadar Amerikancı bir parti olan AKP’den farklı olarak, Karamollaoğlu anti-Amerikancı mıdır?
Kendi iktidarında üslerin kapatılmasına ya da NATO’dan çıkılmasına ilişkin bir tasarrufu olacak mıdır?
BOP’un eşbaşkanı olmakla övünen Erdoğan’ın ve partisi AKP’nin Suriye politikasına ilişkin bir itirazı var mıdır?
Emek düşmanı, piyasacı AKP’den farklı olarak ne söylemektedir Karamollaoğlu.
Yurttaşlarımız AKP tarafından beslenip büyütülen cihatçılar eliyle yüzer yüzer öldürüldüğünde buna ilişkin bir tepki üretmiş midir?
Tarikat yurtlarında çocuklarımıza tecavüz edilirken sesini çıkartmış mıdır?
Örnekler çoğaltılabilir ancak gerek yok. Karamollaoğlu kendi rotasında milim sapmadan siyasi hayatına devam ediyor. Bu konuda hadi hakkını teslim edelim, istikrarlı bir figür, tutarlı da aynı zamanda. Gericilikse gericilik, işbirlikçilikse işbirlikçilik, piyasacılıksa piyasacılık…
Ez cümle Karamollaoğlu’nun hayrı da hayırı da yalnızca kendine, eşit, özgür, laik bir cumhuriyet isteyenlere de kurulacak olan emekçilerin o güzelim cumhuriyetine de değil.
Bu haber en son değiştirildi 9 Mayıs 2018 16:25 16:25
Yenidoğan davası, duruşmanın altıncı gününde devam ediyor. Örgüt lideri olmakla suçlanan Dr. Fırat Sarı savunma…
NNA’daki habere göre “Kurtarma ekipleri, düşman savaş uçaklarının bir konut binasını hedef aldığı ve çok…
Türkiye Komünist Hareketi Tunceli İl Örgütü ,Tunceli ve Ovacık belediyelerine kayyum atanması üzerine bir açıklama…
İçişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamaya göre Tunceli Belediye Başkanı Cevdet Konak ve Ovacık Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül…
Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, Rusya'nın nükleer olmayan hipersonik ekipmanlarla donatılmış bir balistik füzeyi fırlatarak, Batı'ya…
Beyaz Saray Basın Sözcüsü Jean-Pierre yaptığı açıklamada ne ABD'nin ne de Ukrayna'nın bölgedeki gerilimi arttırmada…