'Türkiye'de siyasal İslam hiçbir zaman darbeden olumsuz etkilenmemiştir'
CHP Balıkesir Milletvekili Mehmet Tüm, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, 28 Şubat’ın yıldönümüne ilişkin açıklamalarda bulundu.
CHP Balıkesir Milletvekili Mehmet Tüm, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, 28 Şubat’ın yıldönümüne ilişkin açıklamalarda bulundu.
İktidarın 28 Şubat postmodern darbesi üzerinden ‘bitmeyen bir mağduriyet’ yarattığını ifade eden CHP’li Mehmet Tüm, iktidarın 28 Şubat mağduru değil, 28 Şubat ürünü olduğunu ifade etti.
Tüm, “AKP 28 Şubat’ın mağduru değildir. 28 Şubat, dindar insanlarımızın dini duygularını üzerinden AKP’nin savunduğu siyasal islam için zemin hazırlamıştır” dedi.
‘28 ŞUBAT’TA MAZLUM OLDUĞUNU SÖYLEYENLER, BUGÜNÜN ZALİMİ OLDULAR’
İttifak tartışmalarına ilişkin, ‘12 Eylül, 28 Şubat ve 20 Temmuz koalisyonunun’ kurulduğunu belirten CHP’li Mehmet Tüm açıklamasında şunları söyledi:
“28 Şubat postmodern darbesinin ardından tam 21 yıl geçti. Bu süreçte, AKP 28 Şubat’ı kullanarak sürekli ‘bitmeyen bir mağduriyete’ sığındı. Bugün ise 20 Temmuz OHAL darbesinin zulmü, 12 Eylül’ü ve 28 Şubat’ı da çoktan geçmiş durumdadır. 28 Şubat’ta mazlum olduğunu söyleyenler, bugünün zalimi oldular. AKP her fırsatta 28 Şubat’la mücadele ettiği söylese de, bugün 28 Şubat davasında tek bir tutuklu sanık bile kalmamıştır. AKP 28 Şubat’ın mağduru değildir. 28 Şubat, dindar insanlarımızın dini duygularını üzerinden AKP’nin savunduğu siyasal islam için zemin hazırlamıştır.”
‘TÜRKİYE’DE SİYASAL İSLAM HİÇBİR ZAMAN DARBEDEN OLUMSUZ ETKİLENMEMİŞTİR’
“12 Eylül’ün de, 28 Şubat’ın da ve bugün 20 Temmuz OHAL darbesinin gerçek mağduru da demokrasi, özgürlük ve barış mücadelesi veren insanlar olmuştur” diyen Tüm şunları söyledi;
“Darbenin asıl mağduru, OHAL’in yarattığı ekonomik kriz nedeniyle atanamayıp fabrikada çalışırken iş kazasında ölen öğretmen Hasan Songur’dur. Darbenin asıl mağduru, ekonomik bunalım yüzünden intihar eden, kendini yakan, açlıkla boğuşan insanlardır. Darbenin asıl mağduru, kamuda çalışırken hiçbir suçu olmadığı halde hukuksuzca işine son verilen on binlerce insandır. Darbenin asıl mağduru, sadece muhalif olduğu için cezalandırılan, suçsuz yere hapse atılan aydınlardır. Darbenin asıl mağduru, gazetecilerdir, milletvekilleridir, belediye başkanlarıdır. Türkiye’de siyasal islam hiçbir zaman darbeden olumsuz etkilenmemiştir. 12 Eylül nasıl FETÖ’nün önünü açtıysa, 28 Şubat da AKP’nin önünü açmıştır”
‘42 YAŞINDA BİR TARİH ÖĞRETMENİ, OHAL HUKUKSUZLUĞU NEDENİYLE SUÇSUZ YERE ÖLDÜRÜLDÜ’
Tüm şöyle devam etti:
“28 Şubat’ta onlarca gözaltı, tutuklama ve baskılara hep birlikte tanık olduk. OHAL’de ise Türkiye tarihinin en büyük siyasi gözaltı, tutuklama ve adaletsizlikleriyle karşılaştık. Öğretmen Gökhan Açıkkollu, OHAL darbesi sonrasında, ihbar sonucu gözaltına alındı. Gözaltında yapılan işkenceler nedeniyle gözaltının 13. Gününde kalbi işkenceye dayanamadı ve yaşamını yitirdi. Gökhan öğretmenin ölmesinden tam 1,5 yıl sonra, Gökhan öğretmen suçsuz bulundu ve ‘pardon’ denilerek yeniden görevine iade edildiği ortaya çıktı. Babası gözyaşları içinde oğlunun suçsuz olduğunu anlatmaya çalıştı ama bu süreçte Gökhan öğretmen hainler mezarlığına gömülmek istendi, Diyanete bağlı imamlar cenazeyi yıkamadığı gibi ‘hain’ olduğu gerekçesiyle genç öğretmenin cenaze namazını bile kıldırmadı. 42 yaşında bir tarih öğretmeni, OHAL hukuksuzluğu nedeniyle suçsuz yere öldürüldü.”
‘28 ŞUBAT’TA DİRENİŞİ SAVUNANLAR, BUGÜN DİRENENLERİ ‘TERÖRİST’ İLAN ETTİLER’
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya’nın, ‘Ben o dönemde lise öğrencisiydim. Benim de hayalim tıp okuyup, doktor olmaktı, olamadım’ diye açıklama yaptığını ifade eden Tüm:
“OHAL’de ise binlerce doktor işinden ekmeğinden edildi. Türk Tabipler Birliği’nin Başkanı ve üyeleri gözaltına alındı. Tüm doktorlara gözdağı verildi. Tıp fakültesinden mezun olduktan sonra devlet hastanesinde kadro gösterilerek atama bekleyen yüzlerce hekim, ‘güvenlik soruşturması’na takıldı. AKP’li Milletvekili ve TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanvekili Fatma Benli de yine dün ‘28 Şubat mağduriyet kadar, haksızlığa karşı direnen insanların da tarihidir.’ dedi. Haksızlığa karşı direnmekten bahseden vekilin mensubu olduğu parti, tüm Türkiye’de bir yıldır eylem yapmayı yasakladı. Direnenler cezaevlerine atıldı. Nuriye ve Semih nezdinde açlığa terk edilen on binlerce öğretmen, kamuda işten atılarak cezalandırıldı. 28 Şubat’ta direnişi savunanlar, bugün tıpkı 28 Şubat cuntacıları gibi direnenleri ‘terörist’ ilan ettiler”
‘TACİZİ SUÇTAN SAYMAYANLAR, TEK ADAMA HAKARETİ ANINDA SUÇ SAYIP BU KİŞİYİ TUTUKLADI’
OHAL’de AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hakaret gerekçesiyle her gün onlarca kişinin gözaltına alındığını vurgulayan Tüm şöyle konuştu: “Geçtiğimiz gün Hatay’ın Antakya ilçesinde yaşayan 29 yaşındaki Gülay M.’yi taciz ve tehdit ettiği için Erdoğan Küpeli gözaltına alındı. Bu kişi, genç kadını taciz ve tehdit suçundan adli kontrol kararı ile serbest bırakıldı ama daha sonra bu kişi Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hakaret ettiği gerekçesiyle tutuklandı. 2 yıl süren tacizi suçtan saymayanlar, tek adam’a hakareti anında suç sayıp bu kişiyi tutukladı. Diğer taraftan, Erdoğan’a ‘padişah bozuntusu’ dediği için, HDP Milletvekili Ahmet Yıldırım’ın milletvekilliği düşürüldü. Bir milletvekili sadece bölgesinin değil, tüm Türkiye’nin milletvekilidir. Bir milletvekilinin yasama hakkını elinden almak, ona oy veren halkı esir almaktır. Bugün 28 Şubat’ı aratacak kadar ciddi adaletsizlik ve hak ihlalleriyle karşı karşıyayız.
‘BUGÜN BİR İTTİFAKTAN BAHSEDİLECEKSE, BU İTTİFAK 12 EYLÜL-28 ŞUBAT-20 TEMMUZ İTTİFAKIDIR’
Bugünün zalimleri, dünün mazlumları değildi. Ama dünün zalimleri, fikriyle zikriyle bugün de halka zulmetmeye devam etmektedir. Bugün bir ittifaktan bahsedilecekse, bu ittifak 12 Eylül-28 Şubat-20 Temmuz ittifakıdır. Bu ittifaka karşı mücadele etmeden, bu koalisyona karşı birleşmeden ülkemize asla huzur gelmeyecektir. Ülkemizdeki bu tabloyu ancak dayanışma değiştirebilir. Cemal Süreya ‘umutta mut varsa, umutsuzlukta da umut vardır’ demiştir. Bu olumsuzluklar bizi asla yıldırmayacaktır. 12 Eylül-28 Şubat-20 Temmuz koalisyonuna karşı halk kendi ittifakını yaratacaktır. Bu darbelere karşı direnenler bugün yan yanadır. Demokrasi er ya da geç elbette kazanacaktır.”