YETER SÖZ İŞÇİNİN! Cama hayat verenler sınıfın tavrını şekillendiriyor
Son yıllarda işçi sınıfının haklarını bir bir elinden almaya and içmiş patronların ve patronların ihtiyaçlarına göre yeni yasalar çıkaran siyasi iktidarın adaletsiz yasaları geçtiğimiz yıl 90 Trakyalı ’ya tosladı. İşçi sınıfı mücadele ettikçe bu yasalar duvara toslamaya devam edecek.
Türkiye’de cam sektöründe, yaklaşık 6 bin işçi çalışıyor. Sayısal olarak cam işçisi daha küçük bir işçi sayısına sahip. Ancak sektör çok büyük olmasa da Türkiye Avrupa’nın ikinci, dünyanın dördüncü büyük üreticisi konumunda. Tabi burada en önemli faktör cama can veren işçiler.
Sektör küçük ancak cam işçisinin son yıllarda yarattığı mücadele pratiği oldukça büyük ve değerli. 2000’li yılların başında kapatılan cam fabrikaları ile cam işçilerinin mücadelesinde yeni bir dönem de açılmış oldu. Kendi sendikalarında destek görmeseler de bazen sendikalarına rağmen bazen de sendikanın bazı kararları almasını zorlayarak haklarının peşine düştüler.
Geçtiğimiz yıl gerçekleşen “90 Trakyalı Yürüyüşü” en güncel örneklerden biri. Şişecam Kırklareli Cam Fabrikası’nda fırın kapatma bahanesiyle 90 işçinin işten çıkarılacağı açıklanmış ve sessizce giden işçilere “teşvik parası” verilebileceği belirtilmişti. İşten çıkarılan 90 işçi OHAL döneminde olmaları ve grevin ve eylemlerin yasaklanması risklerine rağmen mücadele etti. Lüleburgaz’da yapılan eylemlere ve yürüyüşe Lüleburgaz halkından, birçok işçi ve aydından destek geldi. İşçiler seslerini daha fazla duyurmak için “İş, aş, adalet” talebiyle Lüleburgaz’dan İstanbul Tuzla’daki Şişecam Genel Merkezi’ne aileleriyle birlikte yürüyüş başlattılar. Yürüyüş sırasında yürüyüşe yasak geldi. Ancak bu yasaklara da direnen işçiler işten çıkarılmaları kesin olduğunun patron tarafından ilanına rağmen. Kararlılıkla işlerine ve haklarına sahip çıktı. Sonuçta iş yasasının bile işçileri korumadığı koşullarda mücadele eden kazandı.
Son yıllarda işçi sınıfının haklarını bir bir elinden almaya and içmiş patronların ve patronların ihtiyaçlarına göre yeni yasalar çıkaran siyasi iktidarın adaletsiz yasaları geçtiğimiz yıl 90 Trakyalı ’ya tosladı. İşçi sınıfı mücadele ettikçe bu yasalar duvara toslamaya devam edecek.
“Bizim gemimizde sadece işçi ve emekçiler var” diyen cam işçilerinin çağrısına kulak veriyoruz.
Hasan Basri (Cam işçisi, Şişecam, Eskişehir): Biz işçiler her zamankinden daha büyük bir saldırıyla karşı karşıyayız. Patronlar kriz bahanesiyle “aynı gemideyiz” diyor ama aynı gemide değiliz. Onlar krizde bile daha fazla kâr etmenin yolunu buluyor. Biz işçilere ise işsizlik korkusuyla daha ağır çalışma koşulları dayatılıyor. İstiyorlar ki haklarımız gasp edildiğinde, grevlerimiz yasaklandığında, işten atıldığımızda sesimizi çıkarmayalım, boynumuzu büküp “kader” deyip geçelim. Patronlar örgütsüz işçiyi sever. Örgütsüz işçi mücadele etmez. Mücadele eden sendikaların da içini boşaltmaya çalışır.
Bizim üyesi olduğumuz Kristal- iş sendikası geçmişte işçinin hakki için dişe diş bir mücadele veriyordu. Bugün Şişecam ile birlikte cam işçinin nasıl hakkı gasp edilir onun hesabını yapıyor. Bu hemen geçen yıl yaşadık. Sendika ağalarına ve hak gasplarına karşı itiraz eden 90 işçi arkadaşımız sorgusuz sualsiz bir telefonla kapı dışarı edildiler. Sendika patronla bir oldu sırtını işçiye döndü. Ne Şişecam’a nede sendika ağasına boyun eğmedik. 90 Trakyalının mücadelesi kazanımla sonuçlandı.
Biz cam işçisinin kaderi ile diğer sektörlerde çalışan işçilerin kaderi ayni. Bizim gemimiz de sadece işçiler ve emekçiler var. Bu gemi ya batacak ya yol alacak. Bunun için yan yana gelmeli mücadele etmeliyiz.
Sınıf Tavrı kurultayında cam işçileri de yerini alacak. Diğer sektörlerde çalışan işçi arkadaşlarımı da, kurultayımızda yan yana gelmeye çağırıyorum.