Yılmaz Özdil'den Muharrem İnce'ye yanıt: Şerefsizler toplantısına mı geldi?
Sözcü yazarı Yılmaz Özdil, Muharrem İnce'nin kendisine ilişkin kullandığı sert ifadelere yanıt verdi
“Ekmek için Ekmeleddin’den bile sekiz puan az oy aldı, Tayyip Erdoğan gayet rahat kazandı, Türkiye’nin rejimi değişti.
Seçim gecesinde soru işaretleriyle beraber karanlıkta kalan saatler, ortadan buhar olmalar, lüks otelin komple kapatılan kral dairesi katı, en kritik aşamada Fox haber’in canlı yayınına gönderilen “adam kazandı” mesajı… İnanmak istemeyenlere bile, yazdıklarımı teyit etti.
Testi kırılmadan önce uyardığım için, testi kırıldıktan sonra konuşma hakkım vardı, susmak yerine yine yazdım.
Bizzat Tayyip Erdoğan tarafından Muharrem İnce üzerinden Hacivat-Karagöz kavgası yaratıldığını, çok basit bir algı operasyonunun afiyetle yedirildiğini, Meral Akşener ve Temel Karamollaoğlu’na karartma uygulanırken, Muharrem İnce’nin bizzat Akp tarafından köpürtüldüğünü, merkez sağ seçmenin ve Chp seçmeninin bizzat yandaş medya tarafından manipüle edildiğini, Anadolu Ajansı’nın bile Muharrem İnce’ye nasıl destek verdiğini kanıtlarıyla yazdım.
Gene hiç şaşmadığım sonuçları oldu.
Muharrem İnce, yandaş Hürriyet gazetesinden Ayşe Arman’a röportaj verdi. Benim hakkımda “şerefsiz oğlu şerefsiz” dedi.
“Ahlaksız” olduğumu söyledi.
Daha üç gün önce Aydın Doğan’ın elinden alınarak Ziraat Bankası kredisiyle yandaş işadamına hediye edilen Hürriyet gazetesini kendine dert etmedi, Sözcü gazetesini dert etti.
“Sözcü gazetesiyle derdim olduğunu, kendisi üzerinden Sözcü gazetesiyle hesaplaştığımı” söyledi.
Bahsettiğim Anadolu Ajansı fotoğraflarını Sözcü gazetesinin internet sitesi bile Anadolu Ajansı’ndan kullandığı halde… “Yalan” yazdığımı, “Anadolu Ajansı’nın o gün orada bile olmadığını” söyledi.
“Haddimi bilmemi, kendisinin canını sıkmamamı” söyledi.
Bu yandaş röportaj üzerine yandaş medya pek keyiflendi…
Sabah’tan Akşam’a Star’dan Vakit’e koro halinde manşet yaptı:
“Muharrem İnce, Yılmaz Özdil’e şerefsiz oğlu şerefsiz dedi.”
***
Yazdıklarım bana ait, beni bağlar. Dolayısıyla, kişisel olarak beni hedef almaları normaldi.
Ama, yukarda Allah var… Bugüne kadar babama, anneme, aileme dil uzatacak kadar küçülen, buna yeltenecek kadar alçalan olmadı.
Muhalefetteyken bile böyleyse, kazandığında neler olacaktı diye düşünüyor insan.
Ve tabii şunu da düşünmeden edemiyor… Babam şerefsizse, ben şerefsizin oğlu şerefsizsem, babamın cenaze törenine niye geldi acaba, şerefsizler toplantısına mı?”