AKP'de tepkiler köşelere taştı: İç ittifakımız dağıldı...
23 Haziran yenilgisi sonrası AKP'deki durum Habertürk yazarı Muharrem Sarıkaya'nın bugünkü yazısında çarpıcı ifadelerle dile getirildi.
23 Haziran seçiminden 31 Mart yerel seçimlerinden daha büyük bir hezimetle çıkan AKP’de milletvekillerinin hem başkanlık sistemine hem de partilerinin MHP ile ittifaklarına yönelik tepkilerinin sesli şekilde dile getirdikleri belirtiliyor.
AKP kulislerinde görüştüğü milletvekillerinin sözlerini köşesine taşıyan Habertürk yazarı Muharrem Sarıkaya, AKP’de “herkesin her şeyi çekinmeden dile getirdiği bir döneme tanıklık edildiğini” belirtirken, vekillerin “topluma kendini ifade edecek araçları kendi elleriyle ortadan kaldırdıklarını” söylediğini ve bundan kabine değişikliği ya da sistemde rehabilitasyonla çıkma olanağının da kalmadığını düşündüklerini aktardı.
Konuştuğu vekillerin “sistem değişikliği ile getirilen uygulamaların seçmen ile hükümet bağını kopardığı inancında olduğunu” kaydeden Sarıkaya bunun da “Seçmen ile hükümet arasında köprü olmak için seçildik, adımız da vekil; atanmış yukarıdan bakıp iş yapmaz oldu; bizi de seçmen talebini çözemez hale getirdi…” ifadeleriyle dile getirildiğini yazdı.
Sarıkaya’nın yazısında bir başka dikkat çekici nokta ise Cumhur İttifakı’na yönelik tepkilere ilişkin. Buna göre AKP’li vekiller ittifakın getirdiği olumsuz sonuçları da “dış ittifakı sağlamak için çabalarken, iç ittifakımızı ihmal ettik, dağıttık” diye yakınarak ifade etti.
Sarıkaya’nın yazısında ilgili bölümler şöyle:
“Genel Merkez’de, Meclis kulisinde hangi AK Partili ile konuşsam benzer yakınma ile karşıma çıktı. Eleştirilerinin başında da, “topluma kendini ifade edecek araçları kendi elleriyle ortadan kaldırdıkları” inancı yatıyor. Bu sorunu kabine değişikliği veya “sistemi rehabilite ederek” çözmenin de olanaklı olmadığını kayda geçiriyor. Bu durumu en iyi özetleyen şu cümleyi benzer kelimelerle en az 5 milletvekilinden duydum:
“CHP yerel seçimi bizim 2002’deki söylemlerimiz ve vaatlerimize benzer cümleler kurarak kazandı. Demek ki vatandaş aynı yerde duruyor, yerinden başka zemine kayan biziz. Hak, hukuk, adalet, özgürlük, ekonomide ilerleme, bolluk; bunlar 2002’de bize kazandıran söylemlerimizdi…”
İKTİDAR BAĞI KOPTU
Sistem değişikliği ile getirilen uygulamaların seçmen ile hükümet bağını kopardığı inancındalar. Bir kadın milletvekilinin ilinin sorunu için bir bakan yardımcısına iki haftada ulaşıp, bir hafta sonrasına ancak randevu alıp, bakanlığa gittiğinde de karşılaştığı durumu anlatan hikaye kulaktan kulağa aktarılıyor. Ardından gelen hayıflanma da durumu özetliyor:
“Seçmen ile hükümet arasında köprü olmak için seçildik, adımız da vekil; atanmış yukarıdan bakıp iş yapmaz oldu; bizi de seçmen talebini çözemez hale getirdi…”
İÇ İTTİFAK İHMAL EDİLDİ
Bir de MHP ile ittifaka yönelik yakınma var ki, özeti “dış ittifakı sağlamak için çabalarken, iç ittifakımızı ihmal ettik, dağıttık” diye özetlenebilir. Aslında AK Parti’de bu tartışmaların yapılıyor olması da sağlıklı bulunuyor. Ancak bunun bir adım ileri giderek geri dönülmez kopma ve kaymalara yol açmasından da çekinilmiyor değil. Ya da ittifak ortağı MHP lideri Devlet Bahçeli’nin dünkü TBMM Grup konuşmasında vurguladığı gibi, “sistemin aksayan yönlerinin AKP’li bazı yöneticilerin medya önünde yapmasından duyduğu” rahatsızlığa benzer tepkiyle karşılaşmaktan çekiniyorlar. Haksız da değiller, MHP’de AK Partili yöneticilerin haksızlık ettiği yönünde duygu var. Buna neden de sistem tartışmasının MHP üzerinden yürütüldüğü kanısı:
“AK Parti seçim sonuçlarını analiz ederken, ‘%44 ile seçimi kazanmak varken, %50+1’i getirip kendimizi MHP’ye mahkum ettik’ diye gerekçe arıyor. MHP seçmeninin oy vermediğini ileri sürüyor. Tamam da MHP’li adaylara asıl Adana, Mersin’de vermeyen AK Partililer değil miydi?”