Bahçeli'den beklenen 'kayyım' açıklaması: Kesintisiz sürmesi yegane arzumuz...

MHP Genel başkanı Devlet Bahçeli, HDP'li belediye başkanlarının görevden alınarak kayyum atanmasına ilişkin, "Bu mücadelenin kesintisiz sürmesi yegane arzumuzdur." dedi. İBB Başkanı İmamoğlu ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu da hedef alan Bahçeli, Hükümet'e desteğini bir kez daha ilan etti.

Bahçeli'den beklenen 'kayyım' açıklaması: Kesintisiz sürmesi yegane arzumuz...

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, HDP’li üç belediyeye kayyım atanmasına ilişkin beklenen açıklamasını yaptı.

Devlet Bahçeli kayyım atanmasıyla ilgili hükümeti desteklediklerini belirttiği açıklamasında CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu hedef aldı. MHP liderinin hedefinde 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve eski Başbakan Ahmet Davutoğlu da vardı.

Bahçeli, Sakarya’da bulunan ve özelleştirilen Tank Palet fabrikası için geçtiğimiz hafta “Katar Ordusu ile yaptığınız sözleşmeyi iptal edin, 50 milyon doları toplayacağım” diyen Kılıçdaroğlu’na yüklenirken “henüz 50 milyon doları bulamaması tam bir siyasi yozlaşma ve akıl kaymasıdır.” dedi.

Bahçeli’nin açıklamasında bazı satır başlıkları şöyle:

KAYYIMA DESTEK: KESİNTİSİZ SÜRMESİ YEGANE ARZUMUZ…

19 Ağustos 2019 Pazartesi sabahı Diyarbakır, Mardin, Van Büyükşehir Belediyelerinin HDP’li Belediye Başkanları isabetli bir idari tasarrufla görevlerinden geçici tedbirle uzaklaştırılmışlar, yerlerine mezkûr illerin valileri görevlendirilmiştir. Bu mücadelenin kesintisiz sürmesi yegane arzumuzdur. Devletin kaynaklarını, milletin kazanımlarını teröristlere peşkeş çekenler pişman edilmelidir. Söz konusu büyükşehir belediye başkanları PKK’nın nam ve hesabına fütursuzca çalışan, haklarında da pek çok soruşturma ve kovuşturma bulunan terör yandaşları, terörist sevicilerdir. Belediye imkânlarını Mehmetçik katillerine sunmanın, Anayasa ve kanunları yok saymanın, sandıktan çıkan oy ve desteği yanlışa yormanın ahlaken ve hukuken bedeli herkes için bir ve aynıdır.

“DİYARBAKIR, VAN VE MARDİN TÜRK MİLLETİNİN KONTROLÜNDE

Diyarbakır, Mardin, Van Büyükşehir Belediye Başkanlıklarının idaresi egemenliğin yegane sahibi Türk milletinin doğrudan kontrolündedir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti PKK’nın geçim kapısı haline gelen, para ve terörist temin merkezine dönen söz konusu büyükşehir belediyelerine adaletin ruhuyla müdahale, maşeri vicdanın beklentileriyle muamele etmiştir.Bu belediyeler, yöre insanımızın mahalli ve müşterek ihtiyaçlarını karşılamak yerine sözde eşbaşkanlık sistemiyle Kandil’e bağlanmışlar, ihanet ve melanete kucak açıp kuluçka vazifesi görmüşlerdir.

“HDP DERS ALMAMIŞ”

Terör örgütü PKK’nın ucuz aparatı, siyasi artçısı ve yancısı olan HDP’nin zehirli, zincirli, ziftli niyetleri bir kez daha duvara toslamıştır. Anlaşılan boğazındaki kemendi Kandil’den tutulan HDP, Eylül 2016’dan 31 Mart 2019’a kadar sorumluluğu altındaki 105 belediyenin 95’ine kayyum atanmasından herhangi bir ders almamış, alacak dirayet ve basireti de gösterememiştir. Yanlış hesap devletin ve milletin var oluş azminden hamd olsun dönmüştür. Devlet başa gelirken kuzgun leşe atılmıştır. Kaldı ki olması gereken de kesinlikle budur.

Irak’ın kuzeyinde icra edilen Pençe Operasyonu’yla eşzamanlı ve koordineli şekilde yürütülen geniş çaplı Kıran Operasyonu sayesinde, inanıyorum ki, terörün köküne kıran girecektir. Başka seçenek kalmamıştır.

“CHP KANDİL’İN ÖNÜNE YATTI, İMAMOĞLU PKK’YI SELAMLADI”

PKK’nın dayatmasıyla aday gösterilip hitamında seçtirilen belediye başkanlarının görevlerinden uzaklaştırılmaları bazı mahfillerde ve malum isimlerde rahatsızlık uyandırmıştır. CHP hemen öne çıkıp PKK’ya siper olmuş, Kandil’in önüne yatmıştır.

İstanbul yoğun yağışlardan dolayı suya ve sele teslim olmuşken, Bodrum’da tatil keyfi süren, sonra zevahiri kurtarmak için kısa süreliğine kırmızı yelekle afet mahallerini gezen, arkasından yine tatiline devam eden İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı demokrasi ve demokratik teamül hatırlatması yaparak PKK’yı utanmadan selamlamıştır. Bizim merakımız İstanbul’da da eşbaşkanlık uygulamasının olup olmadığıdır. İstanbullu kardeşlerimi yüzüstü bırakıp yatlarda sefa süren bir şahsın görevden uzaklaştırılan belediye başkanlarına destek açıklaması millete, milli şerefe haksızlık ve hakarettir.
CHP Genel Başkanı’nın “Demokrasiden uzaklaşıldı” isnadı, CHP’nin hilkat garibesi ve adamlık fukarası, üstelik özü gitmiş çöpü kalmış sözcüsünün “Darbe” iftirası aziz Atatürk’ün partisinin ne hallere düştüğünün ibret ve isyan ettirici delilidir.

“50 MİLYON DOLAR BULAMAMALARI SİYASİ YOZLAŞMA”

CHP Genel Başkanı’nın hem tank palet fabrikası istismarını sürdürüp hem de PKK’yla paslaşması, üstelik henüz 50 milyon doları bulamaması tam bir siyasi yozlaşma ve akıl kaymasıdır. Aziz milletimiz banker Kılıçdaroğlu’nun 50 milyon doları bulup Adapazarı’ndaki tank palet fabrikasına gözü kesiyorsa ortak olmasını sabırsızlıkla beklemektedir. Kılıçdaroğlu’nun bir hafta içinde 50 milyon doları nasıl ve ne şekilde bulacağı ise ayrı bir tartışmanın konusudur”

“DAVUTOĞLU VE GÜL’ÜN GÖZLERİ KÖR, VİCDANLARI ESİR”

Daha tuhafı, 11.Cumhurbaşkanıyla birlikte sabık Başbakan Serok Ahmet’in aynı anda PKK’nın tezlerine bodoslama destek vermeleri, öne çıkmaları, adeta paylaştırılmış görevlerini titizlikle yerine getirmeleridir. Geçmişleriyle çelişen, bir zamanlar taşıdıkları tarihi görevlerle tezada düşen bu iki şahsın hükümete duydukları husumet gözlerini kör, vicdanlarını da esir etmiştir.

11.Cumhurbaşkanı’nın “Daha yeni seçilmiş belediye başkanlarının bu şekilde görevden alınmaları demokrasimiz için doğru olmamıştır” değerlendirmesi Güroymağa Norşin diyen, çok güzel şeyler olacak müjdesiyle yıkım sürecinin fitilini tutuşturan bozuk zihniyetin tastamam aynısı ve devamıdır. Fırat’ın doğusuna suskun, İdlib’teki gelişmelere sessiz, küresel oyunlara itirazsız, hainlere tepkisiz kalanların bir ara Türk milletinin oy ve desteğiyle devletin en tepesinde bulunmaları hakikaten de çok düşündürücü bir kayıp ve handikaptır. Siyasi rövanş alma dürtüsüyle hareket edip milli meselelerde tarafsız alan bulmaya çalışan gafillerin bu milletin geleceğinde asla yeri olmayacaktır. Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı ve Başbakanı unvanlarını taşıyanların PKK’nın değirmenine gafilce su taşımaları tarifi olmayan bir tükenmişlik ve gayretkeşliktir. Türk milleti bu kararmış niyet sahiplerini not etmiştir.

“HUZUR ORTAMI TESİS EDİLECEK

Artık terörün sonuna yaklaşılmaktadır. Bu kanlı süreç nihayete erecek, iç barış ve huzur ortamı el birliğiyle tesis edilecektir. Güney sınırlarımız boyunca kurulmak istenen terör devletine asla izin verilmeyecek, bölgesel ve küresel ayak oyunlarına Türkiye boyun eğmeyecektir. Aziz milletim müsterih olsun ki, sevdalıları her türlü fedakarlığa önşartsız hazır ve kararlıdır.”