'Balyoz Kumpası' davasında Baransu’nun tutukluluğunun devamına karar verildi
‘Balyoz Planı’ davasında bazı sanıklara kumpas kurulduğu iddiasıyla yargılanan tutuklu sanık Mehmet Baransu ve tutuksuz sanıklar Ahmet Altan, Yasemin Çongar, Yıldıray Oğur ile firari sanık Tuncay Opçin’in yargılanmasına devam edildi. Baransu’nun tutukluluk halinin devamına karar verildi.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinde yapılan duruşmada tutuklu sanık Mehmet Baransu ve avukatları hazır bulundu. Duruşmaya Balyoz davasında sahte ‘FETÖ’ delilleriyle yargılandıkları gerekçesiyle davaya müdahil olan emekli albaylar Suat Aytın ve Dursun Çiçek katıldı.
“EVE CD YERLEŞTİRMİŞLER”
Duruşmada savunma yapan sanık Baransu, “Savcı, araştırma yapmadan iddianame yazmış. Askeri savcılıktaki ifademde orijinal belgeleri imha ettiğimi söylediğim iddia ediliyor. Böyle bir ifadem yok. İfademde biz çıktı aldık, orjinal belgeleri teslim ettik, sonra kopyaları imha ettik diyorum. Belgeleri imha etmediğim halde bir plan kurarak eve CD yerleştirmişler. Evimden çıkan CD’lerin imajı alınmamış. 1 Mart’ta gözaltına alındım, CD’lerin imajı 25 Mayıs’ta alınıyor. Ama polis müdürü içinde ne olduğunu biliyor. Bakmadıkları CD’nin içinde ne olduğunu nereden biliyorlar” ifadelerini kullandı.
Savunmaların alınmasının ardından ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanığın üzerine atılı suçların vasıf ve mahiyetini göz önüne alarak, tutukluluk halinin devamına karar verdi. Heyet, soruşturma sürecinde beyanda bulunan sanık Baransu’nun eski eşi Esra Konur ile Ömer Konur ve Bülent Çakmak’ın mahkemeye tanık olarak zorla getirilmelerine karar verdi. Mahkeme heyeti, firari sanık Tuncay Opçin hakkında çıkartılan yakalama kararının infazının beklenmesine hükmetti. Duruşma 10-11-12 Aralık tarihine ertelendi.
İDDİANAMEDEN
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, sanıklar Mehmet Baransu ile Tuncay Opçin’in 35 yıl ile 75 yıl, Ahmet Altan, Yasemin Çongar ve Yıldıray Oğur’un ise 20 yıl ile 52.5 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edildi.
İddianamede, ‘FETÖ’ tarafından kurgulanan sahte dijital delillerle bazı askerlerin tasfiye edilip, bu örgüte bağlı askerlerin TSK’ya yerleştirildiği, sanıkların da bu amaca hizmet ettikleri belirtiliyor.