Büyükanıt'ın ardından: 'Sır'ları da gömülecek mi?

25. Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral Yaşar Büyükanıt'ın ölümünün ardından 27 Nisan muhtırası ve 4 Mayıs 2007'de gerçekleşen Dolmabahçe görüşmesi yeniden gündem oldu.

Büyükanıt'ın ardından: 'Sır'ları da gömülecek mi?

25. Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın hayatını kaybetmesinin ardından  Erdoğan ve AKP iktidarıyla ilgili taşıdığı “sır”ları da bir kez daha gündem konusu haline geldi.

Büyükanıt, Genelkurmay Başkanı olduğu 27 Nisan 2007’de, tarihe ‘e-muhtıra’ olarak geçen bildiriyi yayımlamıştı.

Sözkonusu bildiride AKP’nin özellikle laikliğe karşı eylemleri olmak üzere 5 yıllık iktidarındaki politikalarına karşı şu ifadeler kullanılıyordu:

“Cumhurbaşkanlığı seçimi sürecinde öne çıkan sorun, laikliğin tartışılması konusuna odaklanmış durumdadır. Bu durum, Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından endişe ile izlenmektedir. Unutulmamalıdır ki, Türk Silahlı Kuvvetleri bu tartışmalarda taraftır ve laikliğin kesin savunucusudur. Ayrıca, Türk Silahlı Kuvvetleri yapılmakta olan tartışmaların ve olumsuz yöndeki yorumların kesin olarak karşısındadır, gerektiğinde tavrını ve davranışlarını açık ve net bir şekilde ortaya koyacaktır. Bundan kimsenin şüphesinin olmaması gerekir.”

“Türk Silahlı Kuvvetleri, bu niteliklerin korunması için kendisine kanunlarla verilmiş olan açık görevleri eksiksiz yerine getirme konusundaki sarsılmaz kararlılığını muhafaza etmektedir ve bu kararlılığa olan bağlılığı ile inancı kesindir”

ÇAĞRILAR YANITSIZ KALDI

Büyükanıt, 2012 yılında TBMM Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu’na bu bildiriyle ilgili konuşmuş ve Erdoğan’ı şahit gösterererek “Muhtıra değildi. Bu, laiklik hassasiyetini ortaya koyan bir metindir” demişti.

4 Mayıs 2007 tarihinde, yani bildiriden kısa bir süre sonra Erdoğan, İstanbul Dolmabahçe’deki Başbakanlık Ofisi’nde, dönemin Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt’ı makamında kabul etmişti. 135 dakika süren toplantı da daha sonra ortaya atılan iddialarla siyasi tarihe geçmişti.

Büyükanıt, daha sonra kendisine hasta yatağında konuyla ilgili açıklama yapması yönündeki çağrıları da yanıtsız bırakmıştı. Büyükanıt’a son çağrı, eski CHP’li Atilla Kart’tan gelmiş, Kart “4 Mayıs 2007 görüşmesi, AKP döneminin ‘en kritik’ olaylarından biridir. Yakın tarihimizi şekillendiren bu görüşmenin içeriği hakkında kamuoyunu bilgilendirmenin, tarihi bir sorumluluk olduğunu halkımızın takdirlerine sunuyorum” demişti.

‘MEZARA GİDECEK’

Erdoğan ise konuya ilişkin yaptığı tek açıklamada “Bu görüşme benimle mezara gider, İnanıyorum ki Sayın Büyükanıt da böyle düşünüyor. Sayın Büyükanıt açıklamaya kalkarsa o zaman ben de yaptığımız görüşmeyle ilgili şeyleri açıklarım” ifadesini kullanmıştı. Büyükanıt’a “Bu görüşme sizde kalırsa benimki de benimle mezara gider. Sizden bir şey çıkarsa ben de söylenmesi gereken söylerim.’ dediğini söyleyen Erdoğan, “İki insanın kendi arasında mahremi olmaz mı? Hele bir Başbakan’la Genelkurmay Başkanı’nın mahremi olmaz mı?” diye sormuştu.

ERGENEKON VE GÜL’LE TASFİYE

Görüşmeden yaklaşık 1 ay sonra AKP emniyet ve yargıdaki Fethullahçı yapılanma ile birlikte kurgulanan Ergenekon operasyonunu başlatmış. Aynı yıl 28 Ağustos’ta da Abdullah Gül Cumhurbaşkanı seçilmişti. Düzen siyasetinde yaşanan bu kırılmalarla 1923 Türkiyesi’nin tasfiyesi ve İkinci Cumhuriyet’in kuruluşu yolunda da önemli bir adıma imza atılmış oldu.