Davutoğlu çarmıha gerilirken: Sıyrılmak o kadar kolay mı?

Azmettiriciler... Katiller... Katliamlar... İktidarda kalma uğruna burjuva kuralların bile çiğnendiği bir dönemden geçtik, geçiyoruz. Geçin seçimleri, seçilmişleri tanımama otokratlığını; kanla bile sulanabiliyor artık coğrafyalar...

Davutoğlu çarmıha gerilirken: Sıyrılmak o kadar kolay mı?

Görevinden el çektirilen Ahmet Davutoğlu, kendisine parmak sallayan Erdoğan’ı öncelikli olarak işaret ederek ‘açık açık’ fakat ‘beni bunu yapmaya mecbur bırakmayın’ türünden tehdit etti.

Devrik Başbakan, ‘seçimlerin sonu’ sürecini işaret ederek, MHP’li AKP iktidarının şimdilerde tutturduğu muhalefeti ‘terörle iltisaklı’ olarak yaftalama işini “asıl siz 7 Haziran – 1 Kasım 2015 sürecini hatırlayın bakalım” diyerek kendisi açısından savuşturdu.

Doğru, seçimlerin sonuydu 2015. Beğenilmeyen seçim sonuçları iptal edilmiş, kukla Başbakan Davutoğlu muhalefetle istikşafi görüşmelere yollanmış, ‘hükümeti kurdurmam, erken seçim isterim’ diyen Erdoğan’ın oyun kuruculuğunda bir tekrar seçime gidilmişti.

HDP mitinglerine bombalı saldırılar, acı Suruç Katliamı, IŞİD’e göz yumma, ardı ardına patlayan bombalar, seçmene kan kokusu ile verilen mesajlar, Kürt açılımının ‘megri megri’ hüznüne dönüşü, siyasi parti bürolarına ‘sivil’ kamuflajlı saldırılar, Sultanahmet’te ve İstiklal Caddesi’nde ve Ankara’da patlayan bombalar… AKP’ye tek başına iktidar olması için seçmenle yapılan acı bir pazarlıktı sanki.

Unutmak ne mümkün.

Şimdi Davutoğlu’nun ‘bak konuşurum ha’ şantajına kimi köşeler “artık deşifre oldun, konuş, nasılsa kellen (bir kez daha) gidecek” yollu gaz vermesiyle; kimi kesimler de “konuş da görelim, o kadar cesaretin var mı?” türünden sindirmesiyle yaklaştı.

Bir ses de bugün Davutoğlu’nun gönderilişinde ‘işaret fişeği’ misyonu üstlenmiş Sabah’tan geldi.

Melih Altınok, ‘ileriyi beklemeyelim, hemen çık konuş’ diyor Davutoğlu’na.

AKP’li Altınok en acı hafızalardan Suruç ve Ankara katliamlarına dair “Öğrenelim bakalım, gençlerimizi kaybettiğimiz Suruç saldırısında, onlarca canımızı yitirdiğimiz Ankara Garı patlamasında devlet aygıtı elinde olan bir başbakan olarak neler yapmış?” diyor; ama fatura tek başına Davutoğlu’na kesilip kapatılamayacak kadar kabarık, hatırlatmak isteriz.

Davutoğlu, ‘oylarımız arttı’ türünden çam devirse de; ‘Beyaz Toroslar’ hatırlatması ile sağın kirli yüzünü hatırlatsa da bu işten ‘yırtmak’ AKP ve AKP’ciler için öyle kolay değil.

Altınok’a göre ‘Pelikan’ uydurma bir örgüt: “”Pelikan Terör Örgütü” (kısaltması PETÖ olmalı) dedikleri bu yapının imzasız bir blog yazısı yayınlayarak dönemin başbakanını devirdiğini iddia ediyorlardı.”

“Pennsylvania’nın darbe girişimi başarıya ulaşsa, FETÖ yerine PETÖ adı altında kendilerini eleştiren gazetecileri “darbecilikten” yargılayacaklardı.”

Pelikan’ı Manifesto, sayfalarından çokça tarif etmeye çalıştı. Zaten Altınok’un Ergenekon masalı için ETÖ, eski ‘hocaefendi’leri için FETÖ korosuna katıldığı o kadar açık ki, bu örgüte de ‘PETÖ’ ismini hafif alayla önererek; ne kadar ‘idmanlı’ olduğunu gösteriyor.

‘İç hesaplaşma’ denip hafife alınamayacak kadar ‘operasyonel’ bir örgüt, karikatürize edilerek yok sayılmaya çalışılıyor.

“”Yeni Osmanlıcık hayalleriyle” (İfadedeki imla yanlışı yazara ait) yaşayan ancak aklı ve becerisi boyunu aşmayan sıkıcı bir akademisyen…”

Altınok, şu Cumhuriyet Devrimi’ne dair “bir gecede cahil kaldık” diyen cahillerden. Yeni Osmanlıcı hayallerine Davutoğlu su kattı diye saldıran Altınok ve tayfasının Cumhuriyet düşmanlığını unutmadık hala.

Tıpkı Davutoğlu’nun siyasi hesaplarla şu sıralar yaptığı utangaç çıkışlarına aldanıp kim olduğunu unutmadığımız gibi, dillerine şimdi Suruç’u Ankara Katliamı’nı dolayan cenahın dönemin ellerini ovuşturan tayfası olduğunu da unutmuyoruz.

Azmettiriciler… Katiller… Katliamlar…

İktidarda kalma uğruna burjuva kuralların bile çiğnendiği bir dönemden geçtik, geçiyoruz. Geçin seçimleri, seçilmişleri tanımama otokratlığını; kanla bile sulanabiliyor artık coğrafyalar…

“Ülkece yaşadığımız travmaları düşünüyorum da yine de ucuz atlatmışız.” diyor Sabah yazarı.

Ülkece yaşattıkları travmaları düşünüyoruz da, pahalıya patladı bu memlekete AKP iktidarı! Çok pahalıya…

Hesap defteri kabardıkça kabardı.