Reklam
Kategoriler: İç Açı

Demirtaş: Binali Yıldırım’la aynı sanık sandalyesinde oturmamız lazım

Reklam

Selahattin Demirtaş’ın 142 yıl hapis cezası istemiyle yargılandığı ana davanın duruşması ikinci gününde devam etti. Ankara Sincan Cezaevi Kampüsü’nde görülen davada Demirtaş özetle şu savunmayı yaptı:

“Suçlamaya ilişkin bir fezlekeyi değerlendirerek başlamak istiyorum. Söz konusu fezleke 2012 Kasım tarihli bir fezleke. Bingöl’de partim BDP’nin Bingöl mitinginde yaptığım konuşmaya karşı bir soruşturma açılmış, fezleke gönderilmiş. Soruşturmanın mahiyeti propaganda. TMK 7’ye 2. O dönem Bingöl Milletvekilimiz İdris Baluken de konuşmacıydı ona da aynı fezleke gelmişti. Daha sonra yargılamaya dönüştürülerek dosyaya gönderilmişti. Dolayısıyla fezlekenin sadece benimle ilgili küçük bir bölümü var. Fezleke savcısı Uğur Özcan bu arada tutuklu. 15 Temmuz sonrası açığa alınan savcılardandır. Bingöl’de yaptığım konuşmadan 4 ay sonra bu fezleke hazırlanıp Meclis’e gönderilmiş. Delil olarak milletvekili mazbatası, adli sicil kaydı belirtilmiş. Tabii fezlekelerde konuşma içeriği yok. Ne konuşulduğu yazmıyor. Kürdistan kavramının konuşmamda geçmiş olması suretiyle terör örgütü propagandasını yaptığımı iddia etmiş savcı. İlginçtir o dönem bütün bu fezlekelerimizi hazırlayan savcılar sonradan tutuklanarak açığa alındılar. Bu bir tesadüf değil. Çünkü emniyetteki Cemaat bağlantılı güvenlik personeli adliyelerde de kendileri ile bağlantılı savcı ve hakimlerle çalışırlardı. Örgütsel bir yapıya mensup oldukları için birbirlerini tanırlar kimin hangi kararları alacağını bilirler. Arama kararı mı lazım dinleme kararı mı lazım sahte delil üretilmesi mi lazım. Onlar birbirlerini bilirler tanırlar. Böyle çalışırlar.

“CEMAAT BİNALİ YILDIRIM’I ÇOK SEVİYORDU”

Benden haz etmediklerini anlayabiliyorduk. Cemaat örneğin bizi sevmiyordu. Ama kimi seviyordu? Mesela Binali Yıldırım’ı çok seviyordu. Dün hakkımda iftira atan Binali Yıldırım’ı mesela çok seviyorlardı. Benim masum insanların ölümüne sebebiyet vermekten tutuklu olduğumu söyleyecek kadar şirazesinden çıkmış, yargısal süreç daha devam ederken iftira atan siyasetçileri çok seviyordu mesela Cemaat.

“BÜTÜN KARARLAR SİYASİ”

Evet AKP Genel Başkanı Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik eleştirilerim, AKP’ye yönelik benim ve partimin muhalif tutumu. Bunların hepsi de siyasi operasyon çekilmesinin nedenleridir. Ama asıl süreci başlatan, bize yönelik siyasi operasyon sürecini başlatan, Cemaate dönük eleştiri ve tespitlerimizdir. AİHM’de, zaten vereceğiniz bütün kararların siyasi olduğu tescillendi. Önümüzdeki Eylül ayında da yapılacak duruşma sonrası muhtemelen birkaç ay içerisinde de çok daha ağır ihlal kararları ile mahkemenizin daha ilk günden beri aldığı bütün kararların nasıl vahim bir raddeye vardığını tartışacağız, göreceğiz. Anlatmak istediğim mevzu şu; bunları konuşuyor olmamız savunma hakkının ihlal edilmediği anlamına gelmiyor. Çünkü yargılama dışarıda yapılıyor. Dün canlı yayında onlarca mikrofonun önünde bütün Türkiye’nin dikkatle izlediği bir İstanbul seçiminin adayı, AKP’nin adayı benimle ilgili hüküm kurdu ve ben cevap veremiyorum. Dışarıda olsam cevabımı verirdim, savunmanın parçası budur.

“BİNALİ BEY’İN DURUŞMAMI İZLEMESİNİ İSTERİM”

Binali Bey’in gelip burada duruşmamı izlemesini isterim, meclis başkanlığımızı yaptı. Gelseydi bir duruşmamızı izleseydi baksaydı, neden suçlanıyoruz, ne ile yargılanıyorum? Eğer ki benim söylediklerim suç olsaydı şu anda ikimiz yan yana salon sandalyesinde olmalıydık. Bakın birazdan okuyacağım, Kürdistan dediğim için yargılanıyorum şu anda. Tesadüf ki bak bugün bu fezlekeden yargılanıyorum. Hakkımdaki suçlamalar gerçekten suçsa Binali Bey ile ikimizin aynı sanık sandalyesinde oturmamız lazım. Senin geçen hafta oy uğruna Diyarbakır’da kullandığın Kürdistan kavramını ben 7 yıl öncesinde kullandığım için bak bugün yargılanıyorum. Terörist diye yargılanıyorum. Terör propagandası yaptım diye yargılanıyorum. Bunları kamuoyunun gözünden kaçırıyorsunuz, doğru. Öbür taraftan da kaçırdıklarınızın haddi hesabı yok, mal varlıklarınızın haddi hesabı yok. Dün anlatmıştım. Bu halkın yoksulu, fukarası acısını çeksin bedelini ödesin, onların çocuklarını görüyorsunuz söylememe gerek yok. Aile meseleleri benim ilgi alanım değil fakat kamuyu ilgilendiren mevzular da var. Akılları fikirleri rantı paylaşmak üzeredir. Kendisi davamı etkilemek için yaptığı açıklamada şunu söylüyor; ‘Efendim Demirtaş işte biz seçimde şuna destek veriyoruz o da seçimden sonra bizi görsün diyor. Biz de payımızı isteriz’ demiş oluyor.

“GÜNAHINI İSTESENİZ BEDAVA VERMEZLER”

Çünkü kafaları hep böyle çalışıyor. Yurttaşlarımız için, toplumun geneli için, her bir Türkiye Cumhuriyeti yurttaşının iyiliği için, bir şey isteyebileceğimiz hiç akıllarına gelmiyor. Çünkü onların kafası siyasette paylaşmak üzerinedir, rantı paylaşmak. Biri bir yere destek veriyorsa demek ki ekonomik çıkarı var, nakdi bir çıkarı var diye düşünüyorlar. Kafa başka türlü çalışmıyor. Bakın yaptığı açıklamada ‘HDP olarak biz de payımızı isteriz diyor’ diyor. Dervişin fikri neyse zikri de odur işte. Bunlar budur. Samimiyetle söylüyorum kafaları öyle çalışıyor. Çünkü günahını isteseniz bunlar günahını bedavaya size vermez. Benim çıkarım ne olacak diye düşünür. Desen ki Binali Bey hele günahlarını ver diyecek ki bundan benim çıkarım ne olacak? Benim payım ne? Ne kadar, yüzde kaç vereceksiniz bana? Kafaları bu. Ve bu adamlar üç yıldır bizi içeri attılar, yargılatıyorlar. Beni üzen şey bu yani. Üç yıldır ekran ekran dolaşıp bize hakaret ediyorlar, bizde burada duruşmalardan, hapishaneden cevap vermeye çalışıyoruz. Yine de boyun eğmiyorum, eğmeyeceğim. Hiçbir arkadaşım da içerideki dışarıdaki. Şahit olmayacaksınız. Biz ilkeli, ahlaklı, dürüst siyasetçileriz. Boyun eğmedik eğmeyeceğiz.

“BÖYLE FEZLEKE OLMAZ”

Destek vermedik diye AKP’ye bin yıl ceza verdirmek için uğraşacaksanız, baş göz üstüne. Şeref duyarız, bu bizim şeref madalyamız. Yeter ki arkamızdan kimse bize soyguncu, yalancı, talancı, hırsız demesin. Milletin, devletin kasasını soydu demesin. Yeter ki bizim arkamızdan kimse bunlar haysiyetsiz demesin, ilkesiz demesin. Biz bedel ödedik ödemeye devam edeceğiz. Ve Türkiye toplumunun tamamına kazandıracağımıza, demokrasiyi barışı getirerek kazandıracağımıza da yürekten inanıyoruz. Şimdi fezlekeyle bağlantı kurayım bu söylediklerimin müsaadenizle. Çünkü en nihayetinde bir konuşmanın propaganda veya suç unsuru taşıyıp taşımadığını tespit etmek için biliyorsunuz AYM, Yargıtay, AİHM, onlarca içtihatlı kararı var. Konuşma bütünlüklü olarak değerlendirilir, konuşma bütünlüklü olarak değerlendirildikten sonra bir değerlendirme yapılır ve suç unsuru taşıyıp taşımadığına bakılır. O nedenle fezlekenin kendisi zaten aleni bir şekilde adil soruşturma ilkesine aykırıdır. Böyle fezleke olmaz.”

DURUŞMADA ARA KARAR

Demirtaş’ın savunmasının ardından duruşma savcısından görüşü soruldu.

Savcı, mevcut delil durumu ve Demirtaş’ın henüz savunmasını tamamlamamış olması nedeniyle tutukluluk halinin devamına karar verilmesini istedi.

Müzakere arasından sonra ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, 15 ve 19’uncu fezlekeler hakkında ek bilirkişi raporu alınması talebinin kabulüne, Demirtaş’ın tutukluluk halinin devamına karar verdi. Davanın duruşmasının görülmesine 16 ve 17 Temmuz’da devam edilecek.

Reklam

Önceki Haberler

RTÜK’ün ekran karartma cezası TELE 1’e ulaştı

RTÜK'ün TELE1'e verdiği 5 gün karartma cezası kanala tebliği edildi. TELE1, 6 Ağustos Çarşamba'yı 7…

1 Ağustos 2025 18:47

Next Sosyal’de altyapı krizi: ‘Yerli’ mi, değil mi?

Türkiye’nin ilk yerli sosyal medya uygulaması olarak lanse edilen ‘Next Sosyal’, açık kaynak kodlu Mastodon…

1 Ağustos 2025 18:42

Bülent Arınç’tan Yeni Akit’e: Ahlaktan, edepten yoksun bir gazete

AKP kurucularından ve eski TBMM Başkanı Bülent Arınç, hastaneye sevk edilen ve 23 Mart'tan beri…

1 Ağustos 2025 16:43

Sivas Katliamı hükümlüsünün affedilmesine Pir Sultan Abdal 2 Temmuz Kültür ve Eğitim Vakfı’ndan tepki

Sivas Katliamı hükümlülerinden Adem Kozu'nun Erdoğan tarafından affedilmesine Pir Sultan Abdal 2 Temmuz Kültür ve…

1 Ağustos 2025 16:39

Türkiye’de son bir ayda 12 bin 752 futbol sahası büyüklüğünde alan küle döndü

Toplum Çalışmaları Enstitüsü’nün analizine göre, Türkiye’de 27 Haziran - 28 Temmuz 2025 tarihleri arasında meydana…

1 Ağustos 2025 15:13

TKH Genel Başkanı Aysel Tekerek’ten Madımak katillerinin affedilmesine tepki

TKH Genel Başkanı Aysel Tekerek, Madımak Katliamı faillerinden Adem Kozlu'nun AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından affedilmesine…

1 Ağustos 2025 15:05
Reklam